Dolar (USD)
32.21
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2451.65
BIST 100
10329.18
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Kasım 2020

Olmadı Sayın Kılıçdaroğlu…

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Öğretmenler Günü’nde, öğretmenler ile ilgili yaptığı talihsiz açıklamalarını basında görünce aynı gün arşivden 24 Kasım’da yaptığı grup toplantısındaki konuşmayı bulup baştan sona kadar pürdikkat izledim. “Hâla iktidarın peşinden giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın, ben ona öğretmen demem. Öğretmen iradesini pazarlayan kişi değildir” açıklamaların dinleyince üzüldüm. Öğretmenler gününde böyle bir açıklama yapılması gerçekten büyük bir talihsizlik, büyük bir haksızlık. Böyle özel bir günde sevindirilmesi, mutlu edilmesi, onurlandırılması gereken öğretmenlerin zan altında bırakılması, ötekileştirilen açıklamalara muhatap edilmesi siyaseten çok yanlış oldu.

Aynı gün, aynı kürsüden aynı konuşmasında “Sevgili öğretmenim; Benim ve CHP’nin görevi seni toplumun en saygın konumuna getirmektir” diyen Sayın Kılıçdaroğlu’na, içtenlikle şunları sormak isterim:

Sayın Genel Başkan...

Bir meslek gurubunu ötekileştirerek, zan altında bırakarak nasıl yüceltecek, bu toplumun en saygın konumuna getireceksiniz? Öğretmenleri; mesleki tecrübeleri, öğrenci yaklaşımları, okulları sahiplenmeleri, eğitime kattıkları, derinlikleri, çalışmaları, çabaları, işledikleri dersleri, gösterdikleri ahlaki ve vicdani davranışları, etik ve adil oluşları, öğrencilerini sevmeleri, eğitim sistemine kattıkları ile mi “öğretmen oluşlarını” değerlendireceğiz yoksa alenen ifşa etmedikleri halde siyasi iradeleri ile mi? Elbette ki “Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar” ama bu aslan iktidarın peşinden gidince kötü, muhalefetin peşinden giderse mi iyi olacak?

Varsayalım ki yarın siz iktidara geldiniz; size muhalif olan bir başka siyasi parti lideri de çıkıp sizin söyledikleriniz gibi “İktidarda olan Cumhuriyet Halk Partisinin peşinden giden öğretmene kimse kusura bakmasın öğretmen demem” derse ne yapacağız? Bugün sizin söyledikleriniz size göre doğru iken, ileride ola ki iktidara gelirseniz, o günün muhalif liderinin söyledikleri de size doğru gelmiş olacak mı? Öğretmenleri kendi bulunduğumuz siyasi noktaya göre mi, yoksa evrensel ölçütlere göre mi değerlendirmemiz gerekiyor?

Ya da olaya tersinden bakalım. Bugün iktidarda olan AK Parti’den herhangi bir siyasetçi çıkıp “Muhalefete destek olan, peşinden giden öğretmene kimse kusura bakmasın öğretmen demem” derse ne yapacağız? Toplum olarak; iktidarın peşinden giden öğretmene mi öğretmen demeyeceğiz, yoksa muhalefetin peşinden giden öğretmene mi öğretmen demeyeceğiz? Öğretmenleri siyasal kimlikler, siyasal yaklaşımlar üzerinden tanımlamak siyaseten şık olmayan bir durum değil midir sizce de?

Sayın Kılıçdaroğlu;

Öğretmenler Gününde öğretmenleri üzen talihsiz açıklamanız ile öğretmenlere haksızlık ettiğinizi düşünüyor musunuz? Söylemleriniz, siyaseten şık olamayan bir yaklaşım olduğunu kabul ediyor musunuz? Grup toplantısında yaptığınız o talihsiz konuşmalarınız nedeni ile öğretmenlerden hâla destek bekliyor musunuz? Hangi gerekçelerle öğretmenler artık size siyasal iradelerini teslim edip seçim zamanı destek versin, sizi iktidara taşısın? Bugüne kadar sizi desteklemese dahi sempati ile bakan, hatta muhatap kitlesini destekleyen öğretmenlerin de dahil olduğu öğretmenlerin oylarını kaybetme endişesi taşımıyor musunuz? Kürsünün bir anlık atmosferine yenik düşüp mü böyle bir açıklama yaptınız; yoksa içtenlikle, samimiyetle mi böyle düşünüyorsunuz? Gün içerisinde kurmaylarınızdan ya da danışmanlarınızdan kimse “Efendim, yaptığınız açıklama siyaseten şık olmadı; öğretmenlerin gönlünü incittiniz. Ne yapsak acaba?” diye söylemedi mi? Söylemediyse size hatalarınızı, yanlışlarınızı dile getirmeyen ekibinizi değiştirmeyi düşünüyor musunuz? Ya söylediyse, neden bir adım atıp herhangi bir açıklama yapmadınız? En basitinden bir tweet bile atıp “Öğretmenlerden helallik diliyorum, dilim sürçtü, kürsünün atmosferine yenik düştüm, danışmanlarım beni yanılttı” vb minvalde bir açıklama yapmanız gerekmiyor mu?

İktidarın peşinden gidene mi öğretmen denmez, muhalefetin peşinden mi bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki; Öğretmenler Günü gibi özel ve güzel bir günde öğretmenlere yönelik böyle bir yaklaşımın ve söylemin ister muhalefeti ister iktidarı desteklesin fark etmeksizin, öğretmenlerin gönlünü incittiği, mesleki onurunu kırdığıdır. Yapılması gereken tek şey; oylarını almaya çalışmadan evvel, öğretmenin gönüllerini almaktır.