Dolar (USD)
32.21
Euro (EUR)
35.14
Gram Altın
2474.85
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Ağustos 2017

Ölümüne sevda

Nihal Olçok...

Vakur bir mü'mine...

Erol Olçok'un eşi, Abdullah Tayyip'in annesi Nihal Olçok Hanımefendi diyor ki: "'Güzel üzülmek' diye bir şey vardır. 'Edeple üzülmek' Ben sadece onu yapmaya çalışıyorum."

"Edeple hüzünlenmek..."

Ölümü, Sevgiliye Kavuşma Gecesi'ne ( Şeb-i Aruz ) dönüştüren Anadolu'nun hüznü, özü, kimliği. Bundan dolayıdır ki her zaman Anadolu mazlumlara sığınak oldu.

'Edeple hüzünlenmek...'

15 Temmuz'u 'tiyatro / kontrollü' diyerek saptırmaya çalışanlar bu edepli hüznün üstünde tepiniyorlar. Ağızlarından salyalar akıtarak FETÖ ve katillerin savunma stratejilerini belirliyorlar. Mahkemelerde milletin aklıyla alay ediyorlar.

İşte Nihal Olçok Hanımefendi'nin Çekmeköy Belediyesi'nin aylık kültür sanat dergisi 'Çekmeköy 2023'e anlattıklarından bir kesit:

"...Onlara son bir mesaj atmıştım. Çünkü telefonlarıma cevap vermediler. Kendi attığım bin yüz küsür mesajımı okudum. O gece attığım mesajlarda kullandığım dil, hiçbir zaman mesajlarımda kullanmadığım bir dildi. Son mesajda, "Ben ikinizi Allah'a emanet ettim" yazmışım. Bin yüz küsur mesaj da hiç 'ettim' dememişim. Hep 'emanet ediyorum' demişim. Ama o gece kesin bir dil kullanmışım ki ve 'La galibe İllallah' demişim. Ben ikinizi Allah'a emanet ettim.

Kabristanı geceleri ziyaret ediyorum. Kendimi daha iyi hissediyorum. Orada onlarla konuştuğumda da kimsenin konuşmayı bölmesini de istemiyorum açıkçası. Acılarım ve yalnızlıklarım geceleri daha çok içimi acıtıyor. Üstelik gece kabristanda gece baş başasın sağdan soldan gelen yok. Hani gece olur da evinize gittiğinizde eşiniz çocuğunuzla baş başa kalırsınız ya belki de o yüzden gece ziyaretlerim."

15 Temmuz'a 'tiyatro' diyen Merkel ve Türkiye'deki ihanette kemale ermiş avanesi 'kabristanı geceleri ziyaret eden"i anlayamaz. Çünkü onun dünyasında vefa diye bir şey yoktur; merhamet alınıp satılabilen bir metadır, onun için.

Toplumun mukaddesatına saldırmayı, onu tahkir etmeyi hayatının gayesi edinmiş bu ' hayat süren leşler'e, 'şeytanın dostları'na ne söylense boş.

Milletine, tarihine, dinine düşman. Toplum bünyesinde virüs. Şefçiler tarihi belgeleri okkası 3 kuruştan, FETÖ'cüler de namus ve haysiyetlerini 1 dolardan sattılar.

"Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle..."
diyen Üstat Necip Fazıl, 1947'de yazdığı Muhasebe şiirinde bugünleri de anlatıyor.


Ölümüne sevdadır, iman ve cihat. Adaleti, iyiliği emretmek, varlığın tek gayesi.

Bu dava için her daim 'gençlikte köprübaşı' olabilmek önemli.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkı 'ölümüne ölümüne' meydanlara, havaalanlarına çağırması bu sevdanın bir sonucu. Bu sevda olmasydı bugün zelil ve aşağılanmış bir hayatın cenderesinde olacaktık. Bu sevda uğruna Nihal Olçoklar hüznü güzelleştiriyor, edeple hüzünleşiyorlar. Bir 15Temmuz gazisinin " En büyük silahımız, masum bedenlerimizdi." derken mazlum olmanın gücünü ifade ediyordu. Evet, bizler biliyoruz ki " Zalimin hasmı Allah'tır." Bize düşen zalime karşı direnmektir, zafer ise Allah'tandır.

Yola çıkanlardan dökülenler, ihanet edenler, işi sulandırmak isteyenler, olmuştur, olacaktır. Bunlara " Yoldaşını bırakıp dönenlerin değişilir topu da bir sokak kaltağına." deyip yola devam...

15 Temmuz'a 'tiyatro kontrollü' diyenler mutlaka bunu hesabını vermeliler. Bu söylem ve davranış MİT Tırları ihanetinden daha ağır. Katliamları ekran karşısına geçip çay- kahve içerek temaşa edenler de mutlaka hesaba çekilmelidirler. Eğer bu yapıl(a)mazsa istikbalimiz tehlikededir.

Nihal Olçok Hanımefendilerin ( milletin ) hüznüne edepli olmak adına bu kanlı ' tiyatral'cılardan hesap sorulmalı.

Selam sana, ey güzel hüzün, edepli hüzün!

Selam sana hüzünle edeple bayraklaşan, vatanlaşan,"ruhları tutuşturan ateş ve gençliğe mihrap olan, " eş, anne!