Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2390.69
BIST 100
10165.3
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Eylül 2023

Özgürlüğün değeri

İnsanın sahip olduğu tek asli değer, insan onuru ve özgürlüğüdür. Günümüzde cehalet, fanatizm, akıldışılık ve doğmatizm yüzünden insanlar ve toplumlar, özgürlüğün değerini kavramamakta, kolaylıkla özgürlüklerinden vazgeçebilmektedirler. Özgürlüklerini yitiren insanlar ve toplumlar, derin bir cehalet, vahşet ve bedevilik içinde çırpınmaktadırlar. Özgürlüğünü yitiren insanlar ve toplumlar, aslında herşeylerini yitirmişlerdir. Özgürlüğünü yitiren kişilerin, bir kişiliği, felsefesi, sanatı, bilimi, maneviyatı ve ahlakı yoktur.

Özgür olmayan insan, ahlaklı olamaz. Bütün ahlaksızlıklar, özgürlük ve akıl yokluğundan kaynaklanmaktadır. Bugün birçok insan bir dine inandığını ve o dini takip ettiğini iddia edebilmektedir. Bir dini takip eden insanların, ahlaki bir hayat yaşamadıkları kolaylıkla gözlemlenmektedir. Ahlaksızlığın olduğu yerde, sorun özgürlük ve akıl yokluğudur. Özgürlüğü ve aklı ortadan dinler, kültürler ve yapılar, ahlak üretemezler, sadece ahlaksızlığın bataklığına dönüşürler.

İnsanlar, dilediklerini ifade etme, dilediğine inanma veya inanmama, korku ve şiddetle karşılaşmama ve temel ihtiyaçlarını karşılama özgürlüğüne sahip olmalıdırlar. İfade özgürlüğünü, din ve vicdan özgürlüğünü, ekonomik özgürlüğü ve güven içinde yaşama özgürlüğünü benimsememiş toplumların, barış, hukuk, demokrasi, refah ve çoğulculuk değerleri etrafında birarada yaşamaları mümkün değildir. Temel özgürlüklere değer vermeyen toplumların siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatlarını belirleyen faktör, çatışma, kamplaşma, fakirlik, yolsuzluk, yasaklar ve yozlaşma olmaktadır. İfade özgürlüğünün, din ve vicdan özgürlüğünün, ekonomik özgürlüğün ve güvenlik içinde yaşama özgürlüğünün olduğu yerlerde bireyler, yaratıcı ve dinamik bir şekilde toplumsal hayatın bütün alanlarına barışçıl bir şekilde katılma ve katkıda bulunma imkanına sahip olurlar.

Özgürlük ve akıl, kadına en üst düzeyde değer verilmesini, kadının her açıdan eşit, onurlu ve özgür birey olarak kabul edilmesini gerektirmektedir. Kadın-erkek eşitliği ve özgürlüğü birbirinden ayrılamaz. Birinin olduğu yerde, mutlaka diğeri de varolmalıdır. Özgürlüğün yokluğu, kadın-erkek eşitliğinin yokluğu anlamına gelmektedir. Kadın-erkek eşitliğine karşı söylenen ve yapılan her şey, aslında özgürlüğe karşı söylenmiş ve yapılmış şeylerdir.

Birey, insana, doğaya ve hayata dair herşeyi özgürce düşünebilmeli, tartışabilmeli, eleştirebilmeli ve reddedebilmelidir. Eleştirilemeyecek, reddedilemeyecek, sorgulanmayacak hiçbir kişi, kaynak, kimlik ve yapı yoktur. Bütün siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel, teolojik, eğitsel, bilimsel, sanatsal ve felsefi yapılar, insan yapımıdırlar. İnsanın dışında ve üstünde hiçbir hukuki, sosyal, politik ve teolojik sistem ve kimlik yoktur. İnsan, insan yapımı olan bütün yapıları, ancak özgür düşünce ile yorumlayabilir, eleştirebilir, geliştirebilir, yapılandırabilir veya reddedebilir. İnsanüstü veya insan dışı otoriteler adına hiçbir yapı, kimlik ve kurgu, kendisini mutlak doğru diye dayatamaz, özgürlüğün ve aklın yolunu kapatamaz.

Özgürlük, şu ana değer verir. Özgürlük karşıtı otoriter, despotik, akıldışı ve ahlak dışı yaklaşımlar, geçmişi yüceltirler, geçmişte olduğu sanılan altın ve mutlu zamanlar efsanelerini üretirler ve geçmişte söylenen sözlerin üstüne söz söylemeyi yasak ve haram hale getirirler. Özgür düşünme, her an yeni sözler söyleme, yeni hayatlar yaşama ve yeni yollara yönelme durumudur. Bütün kaynaklar, kişiler, kalıplar, kültürler ve kimlikler, akıl ve özgürlükle anlaşılmalı, tartışılmalı, eleştirilmeli, reddedilmeli veya sorgulanmalıdır. Akıl ve özgürlüğün uyacağı hiçbir kaynak yoktur. Akıl ve özgürlüğün bir kaynağa ve kaynaklara tabi olması gerektiğini söylemek, aslında aklı ve özgürlüğü inkar olduğu gibi, insanın kendi varlığını da inkar etmesi anlamına gelmektedir.

Milliyetçilik, militarism, kabilecilik, cinsiyetçilik, fanatizm gibi kurguların uydurulmasının nedeni, özgürlük ve aklı ortadan kaldırmaktır. Özgürlük ve akıl ortadan kaldırıldığı zaman, bazı insanlar, kendileri dışındaki bütün insanları ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, entelektüel ve manevi açılardan sömürmekte ve köleleştirmektedir. Sömürünün, yokluğun ve yoksulluğun olduğe her yerde özgürlük ve akıl yoktur, ama militarizmden, milliyetçilikten, kabilecilikten, cinsiyetçilikten ve fanatizmden bolca vardır. Kişiyi insanlıktan çıkaran bütün bu kötülüklere karşı birey, aklına ve özgürlüğüne sahip çıkma olgunluğuna ulaşmak için çaba göstermelidir.