Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2415.72
BIST 100
10267.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Haziran 2016

Rehbere Doğru

Bugün insanlık bir bunalım yaşıyor. Temel erdemleri unutan süper güçler, ahlak dışı her türlü zulmü yapmakta, göz göre göre cinayet işlemekte, katliamlar gerçekleştirmektedir. Aslında sadece gayr-ı müslim topluluklar değil İslam alemi de müthiş hafakanlar geçirmekte ve erdemlerden uzaklaşmaktadır. Maddiyat ve güç, Müslümanların rağbet ettiği unsurlar arasında yer alıyor. Bu keşmekeşliğin tek sebebi, kanaatimce en büyük insanın, nurlu rehberin, kainatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhisselatü Vesselam'ın yolundan gitmeyişimiz, O'nun kuşatıcı ve kucaklayıcı prensiplerine uymayışımız ve giderek İslam'ın özünden uzaklaşmamıştır.

Gönüllerin ışığı, Allah'ın habibi olan Peygamber Efendimiz hakkında bugüne kadar binlerce Siyer-i Nebi kaleme alındı. Onun ibretli hayatını, ışıklı yolunu, fedakarlıklarını ve insanlığa işaret ettiği doğru yolu anlatan pek çok eser yazıldı. Şimdi kütüphanelerimize, okunduğunda çok istifade edilecek bir eser daha kazandırıldı. Emekli Eminönü Müftüsü, muhterem Mehmet Doğru Hoca'nın Damla Yayınevi'nden çıkan eseri Üsve-i Hasene Muhammed Resulüllah bir Ramazan hediyesi ve bayram müjdesi olarak raflara çıktı. Müellifimiz önsözde, öncelikle büyük önderin doğru anlaşılması gerektiğini belirtiyor ve devam ediyor:

"Hz. Peygamber'i doğru anlamak için onun siyeri ile ilgili rivayetlerin doğru ve gerçek olanlarını belirlemek gerekir. Bunun için bu rivayetlerin, Kur'anı Kerim, sahih sünnet, tarih koronoloji ve o günlük sosyal hayatla bir sağlanmasını yapmak, teyidini bulmak gerekiyor."

Devamında bu gerçek anlayış ve kavrayış için Kur'an su00fbrelerinin yıl yıl iniş sırasını bilmek gerektiği vurgulanıyor. Kitapta 'Mekke Dönemi' anlatıyor.

Eserin ilk bölümünde, "İslam'dan Önce Arabistan Yarımadası ve Cahiliye Devri" işleniyor. Coğrafu00ee Durum'da Arabistan Yarımadası'nın doğal yapısı, coğrafu00ee bölgeleri ve komşuları anlatılıyor. Ayrıca o dönem içinde dünyanın genel durumu hülasa ediliyor. Ardından Sosyal ve Ekonomik Hayat, Siyasi Hayat, Dinu00ee Hayat, Kültürel Durum, Mekke ve Kabe'nin İdaresi ile Fil Vak'ası dile getiriliyor. Bir bakıma İslamiyet'in doğmadan önceki fotoğrafı net ve canlı şekilde çekilmiş. İkinci bölümde Hazret Muhammed (S.A.V.)'in Peygamberlikten Önceki Hayatı üzerinde duruluyor. Büyük rehberin çocukluğundan başlayarak yaşadıkları, gençliği, seyahatleri, davranışları, toplum içinde kendisine gösterilen hürmet ve şahsiyetine verilen itibarın kökü araştırılıyor. Ticaretle uğraşması, evlilik hayatı, çocukları ve diğer beşeru00ee yönü de ayrıntılı biçimde okuyucuya veriliyor.

Mekke Dönemi, 'İlk Vahyin Gelişi'yle başlıyor. "İslam'a Davet ve İlk Müslümanlar", "Mekkeli Müşriklerin Tepkileri", "Açık ve Kitlesel Davet Dönemi", "Nübüvvetin İlk Yıllarında İnen Kur'an Su00fbreleri", "Birinci Habeşistan Hicreti", "Hz. Hamza ve Hz. Ömer'in Müslüman Oluşları", "İkinci Habeşistan Hicreti", "İlişkileri Kesme (Boykot)" başlıkları ardarda geliyor. "Hüzün Yılı"nda Ebu Talib ile Hz. Hatice'nin vefatları, okuyucuda bir keder uyandırıyor. "Taif Yolculuğu", "Kabileleri İslam'a Davet ve Akabe Biatları", "Hicret" son bölümler. Kitaba gerekli ve önemli bir kısım eklenmiş. "Nüzul/İniş Sırasına göre Kur'an Su00fbreleri".

Akıcı bir dil, sürükleyici bir üslu00fbp ile kaleme alınan, uzun yılların birikimini ve emeğini taşıyan eser, Ramazan gecelerinde feyz alınarak istifadeyle okunacak temel bir kaynak olarak gönüllerde yer bulacaktır.

Dikkat çekici kapakla aziz milletimizin istifadesine sunulan 422 sayfalık eser, başta Arapça ve İngilizce olmak üzere diğer dillere de çevrilmelidir. Çünkü anlatılan kişi, insanlığın yaşadıkları sıkıntılara ve bunalımlara çözümler göstermiş, dertlerine sözleriyle, tavsiyeleriyle deva olmuş bir ulu rehberdir.

Arka kapakta, bir bakıma eserin yazılış maksadı, hedefi özlü biçimde aktarılıyor. Böylece okur, nasıl bir kutlu yolculuğa çıktığını farkediyoruz. Sizi o satırlarla başbaşa bırakayım:

"Yüce ve güzel dinimizin iki temel kaynağı vardır: Kitap ve sünnet. Sünneti iyi anlamak için Peygambeimiz'i doğru tanımaya ihtiyaç vardır. Çünkü sünnet, Resulüllah'ın Kur'an-ı Kerim'i hayata aktarmasıdır. Bu sebeple Hz. u00c2işe validemiz de 'Allah'ın Peygamber'inin ahlakı Kur'an idi' buyurmuştur. Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim'e göre Resulüllah'a karşı insanların, özellikle Müslümanların görevleri vardır: 1. Resulüllah'a iman edilmelidir. 2. Resulüllah'a itaat edilmelidir. 3. Resulüllah'a ittiba (uyma, peşi sıra gitme) edilmelidir. 4. Resulüllah her şeyden çok sevilmelidir.

  1. Resulüllah Efendimiz örnek alınmalıdır. 6. Resulüllah'a saygı duyulmalı ve salatü selam edilmeli, o desteklenmeli, Efendimiz'i incitecek şeylerden son derece sakınılmalıdır. 7. Resulüllah'a karşı yukarıdaki görevleri eksiksiz yapabilmek için Hz. Muhammed (s.a.v.)'i doğru anlamalıdır. İşte bu kitap, hepimize Üsve-i Hasene olan Resulüllah'ı doğru anlamak için Kur'an-ı Kerim, sahih sünnet,tarih, kronoloji ve o günkü sosyal hayatla ilişkilendirilerek hazırlanmıştır. Bu yönüyle diğer siyer kitaplarından farklı, orijinal bir kitaptır. Sadece Efendimiz'in biyografisi değil, tebliğ ettiği kitap ve din ile birlikte anlatılmıştır."

Evet insanlık, hatta İslam alemi büyük bir buhran içinde. Müslüman kimliğini kullanan kişiler, inancımızla uyuşmayan hal ve davranışlar içinde yer alarak dinimize zarar veriyor. İslam adına İslamiyet'e ve mensuplarına saldırılıyor. Çeşitli uydurma, sakat hatta sapık inanışlara kapılan kişiler, İslam'ın özünden uzak yaşıyor, hal ve davranışlarıyla yüce dinimizin nezaket ve nezahetini zedeliyor. Bunlar, İslamiyet'i en doğru haliyle insanlığa anlatan önder şahsiyetin tam manasıyla tanınmamasından, hayatının doğru şekilde bilinmemesinden ve onun açtığını aydınlık yoldan gidilmeyişinden kaynaklanmaktadır.

Hastalık belli, devası da. Bizi, yani ümmeti çıkmazlara sürükleyenlere karşı bir zırh gibi olan İslamiyet'e teslim olmalıyız. Onu bize aktaran Yüce Nebi'yi çok sevmeliyiz. Bu muhabbetin ve hürmetin gereği olarak hadis-i şeriflerini anlamak ve uygulamak şart. Hem Müslümanların hem de insanlığın kurtuluşu bu şekilde olabilecektir. Bu felahın tahakkukkunda, Mehmet Doğru Beyefendi'nin Muhammed Resulüllah eseri yol açıcıcıdır. Bu tarz mühim kaynaklardan beslenirsek, karşımıza çıkacak problemleri çözebilecek, müşkülleri halledebileceğiz. Zira elimizde terazi olacak. Ölçüsüz, dengesiz, muhakemesiz kişilerin, kendilerine de, topluluklarına da, İslam'a da ne kadar zararlı olduklarını her gün haberlerde dinliyor ve okuyoruz.

Eserin Medine Dönemi'ni hasret ve iştiyakla bekliyoruz. Bütün Müminlerin, Peygamber Efendimizin yolundan gitmelerini ve şefaatine layık olmalarını temenni ve niyaz ediyorum. Eser dolayısıyla müellifimize ve naşirimize şükran borçluyuz.