Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2393.15
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 May 2018

Reis bizi Kudüs'e götür

18 Mayıs cuma günü İstanbul Yenikapı'da düzenlenen Teröre Lanet Kudüs'e Destek konulu mitingde atılan bu slogan her şeyi anlatıyor.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı bölgede oluşturulmak istenen terör koridorunun adeta başını gövdesinden ayırdı. Türkiye, siyasu00ee ve ekonomik istikrarını koruduğu müddetçe bu bölgede terör koridorunun, terör devletin kurulması artık çok zor. Ancak Türkiye'nin siyasi ve ekonomik olarak zayıflatılması, etnik, ideolojik çatışmalarla içe kapanması için terör örgütlerini kullanmaya devam edecekler. Binlerce tır ve uçak dolusu silahın terör örgütlerine verilmesi bunun en açık delilidir.

Kudüs'ü işğal girişimi 1. Dünya Savaşıyla başladı. Gezi ve 15 Temmuz'da devam ettiler, ediyorlar. 14 Mayıs 1948'de İsrail kurulduğunda iktidarda tek parti CHP'si var ve başbakan mason Hasan Saka... 1967'de Kudüs işgal edildiğinde de iktidarda yine bir mason var: Süleyman Demirel... İsrail aleyhine söz yok. İslam coğrafyasının diğer yerlerinde de durum bundan farklı değildi. Bugün İsrail'le savaşmayı haram kılan Suudi Arabistan şeyhi dün de aynı zihiyetle arzı endam ediyordu.

Recep Tayyip Erdoğan'a düşmanlıkları; İsrail seviciliğinden.

Önce zihinler tutsak edildi. Cihat kavramı iğdiş edildi, terörle eş anlamlı hale getirilmek istendi. Kulakları ABD'den, İsrail'den, Avrupa'dan gelen seslere ayarlı nesebi gayri sahihler peydah edildi.

Afrin, Cerablus Kudüs'ün kapısıdır. Bağdat, Şam, Kahire güçlü olsaydı İsrail ve sahibi bu kadar cüretkar olamazdı. Mısır'da Mursi olsaydı Filistin'de İsrail bu kadar pervasız olamazdı. Şam'daki cani rahat hareket edemezdi.

Haziran 2013'te Tahrir'de ve Taksim'de aynı günlerde darbe gösterilerinin olması tesadüf değil. 3 Temmuz 2013'te Tahrir ve Taksim'de atılan "Mursi gitti, sıra Tayyip'te" sloganı her şeyi açıklamaya yetmez mi?

Türkiye güçlü olduğunda her zaman bölge de güçlü ve huzurlu olmuştur.

Kudüs, hem İslam dünyasının hem de insanlığın kadim şehridir. İsrail, şimdi bu tarihu00ee yerlerin fiziken de yıkılması için şeytanu00ee planlarını işletmeye devam edecektir. İsrail, DEAŞ, ve ABD bu kültürel ve sosyal yıkıma hız verecekler.

Kudüs'ün işgaline karşı İslam aleminin bu çaresiz durumu büyük bir felaketin de işaretlerini veriyor. İsrail'in güç sarhoşluğu bölgede kanlı savaşların, darbelerin habercisi. ABD, Suudu00ee Arabistan ve körfez ittifakı İran'a savaş açarsa, bölge küresel bir savaşın merkezi haline gelir. Böylece İsrail, daha çok kan akıtarak, dehşet siyasetiyle kendisinin meşrulaşacağını zannediyor.

Siyonist Teşkilat, 29 Ağustos 1897'de Basel'de toplanmasından bu yana kanlı senaryolarını uygulamaya devam ediyor.

Buna karşı İslam ümmeti gücünü toplamaya çalışıyor.

18 Mayıs 2018'de İstanbul'da olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı 30 maddeden oluşan karar aldı. Bu kararlardan biri de 4. maddedeki :"Uluslararası barış gücü gönderme yolu da dahil olmak üzere, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısında bulunur." kararıdır. İsrail, BM personelini öldürdü, BM'nin binalarını bombaladı, kararlarının hiçbirini yerine getirmedi, hiçbir şekilde de cezalandırılmadı. İsrail'in yaptığı yanına kar kaldı.

BM'nin sadece adı kaldı. İnsan Hakları Konseyi'nin bağımsız komisyon kurma kararı da göstermelik. 'Bağımsız' kurulların, komisyonların da İsrail'e bağlı olduğu aşikar.

Filistin'e silah dahil her türlü yardım yapılmalıdır.

İtlerin salıverildiği yerde taşlar bağlanmamalı.

Zorbanın anladığı dil belli...

"İster isen sulhu salah, hazır ol cenğe"

Zafer de barış da namlunun ucunda...