Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Şubat 2024

​Sahte bayrak

Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık'ta Uluslararası Adalet Divanı’na önemli bir başvuru yapmıştı hatırlarsınız. “İsrail'in Gazze'de BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği” gerekçesiyle yapılan bu başvuru, geçtiğimiz günlerde sonuçlandı malumunuz üzere. Buna göre 15'e 2 oyla İHTİYATİ TEDBİR kararı verilerek, İsrail’in SOYKIRIM suçuyla yargılanmasının önü açılmış oldu. Yaşanan süreçte üstün gayet gösteren G. AFRİKA CUMHURİYETİ’ni ve elbette herkes susarken, vicdanlı yürekleri cesaretlendiren TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni en kalbi duygularımla kutluyorum. Bunun devamını da Gazze soykırımına katılan, çifte vatandaş (Türkiye/İsrail) hüviyetindekilerin yargılanmasında da beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Zira bu hususun kamu vicdanı ve güvenliği açısından, önem teşkil ettiği kati surette yadsınamaz. Ama aynı hissiyatı BOYKOT mevzusu için, taşımadığımı da üzülerek belirtmek isterim. Çünkü bu Millet ucuz olsa da İsrailli markaları tercih etmezken, buna karşı İsrailli hahamlar tarafından; “Türk ürünlerini satın almama çağrısında bulunulmuşken, bazı Kurumların bunlarla SPONSORLUK imzalamaları en hafif tabirle “KINANMAYI” hak ediyor. Sonuçta Hz. İbrahim’in ateşini söndürmek için, ağzında bir damla su taşıyan karınca ve kuş kadar olamadıktan sonra, neye yarar ki milyon dolarlık sponsorluklar… Bilmem yanılıyor muyum?

Evet, İsrail zulmü her türlü çabaya rağmen devam ediyor ne yazık ki? Şimdilerde de Lübnan’a kafayı takmış durumdalar. Tüm bölgeyi yangın yerine çevirme niyetleriyse artık sır değil. Nitekim Akdeniz’den “uçak gemisini çekeceğini” açıklayan ABD’nin dahi başına gelmeyen kalmadı. Bunu önceki yazımda ayrıntısıyla zikretmiştim zaten. Keza şimdide ABD yönetiminin Irak ve Suriye’den ayrılma planlarıyla başlayan iklimin, bizi bu noktada hiç yanıltmadığı ayan beyan ortada. Zira ABD’nin açıklamasının hemen akabinde Irak, Suriye ve büyük darbe aldığı Ürdün’ deki üslerine yapılan saldırıların, hiç normal seyretmediği açık. Anlayacağınız Siyonistler, ABD içindeki bir takım güçlerle bilek güreşi yapsalar da, hain emelleri adına ABD’yi kendilerine destek vermeye mecbur bıraktıkları net. Neticede dirsek temas kurdukları DEAŞ gibi örgütler ve bazı ülkelere yerleştirdikleri kliklerin, “SAHTE BAYRAK” operasyonlarıyla hazır kıta beklediği şüphe kaldırmaz. O sebeple eski ABD Başkanı Trump’un; “İkiz Kule saldırıları gerçek değildi. Bu bahane ile milyonlarca insanı öldürdük” ve “DEAŞ’ı Obama kurdu” itiraflarını veri kabul edebiliriz. Öyle ki bu itiraf, hangi aklın, dünyayı nasıl bir savaşa götürme eğiliminde olduğunu, en bariz konumunda ispatlamaktadır.

Kısacası Siyonist çetenin, planlarını bozma potansiyeli gördükleri ülkeleri, bir takım karışıklıklarla meşgul etme derdinde olduklarını söylemek pek ala mümkün. Kaldı ki G. Afrika Devlet Başkanı Ramaphosa’nın; "İsrail'e karşı dava açmamıza riskli diyorlar. Bize saldırabilir, iç karışıklık çıkarabilirlermiş. Ne olursa olsun ilkelerimize bağlı kalacağız" ifadeleri de fazla söze hacet bırakmıyor. Hal böyle olunca Fatih. Camindeki, Anıtkabir'deki, Santa Maria Kilisesinde ve Filistin'e Destek Mitinginden sonraki, maruz kalınan şiddet olayları KUŞKULANMAK için yeterlidir. Kim bilir birileri uyuyan hücrelerini uyandırıp, geçmişte görmeye ALIŞIK OLDUĞUMUZ TÜRDE bazı şeyleri çalıştırılmak istiyor da olabilir belki de. Yoksa Türkiye’nin Gazze’deki soykırıma karşı aldığı tutum ve tam bağımsızlık yolunda attığı adımlardan, rahatsızlık duyan odaklar olmadığını kim inkâr edebilir ki? O nedenle sosyal medyadan provayken yapan, insanların mukaddesatına saldıran ve algılarla göz boyamaya yeltenen tipleri dikkatle izlemekte yarar var. Peki, “kendilerini Sultan Abdülhamid Hanı tahttan indiren HAREKÂT ORDUSUNA benzeten ve 31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakını HEDEF GÖSTERENLERE ne demeli” derseniz? Artık onu da ben yorumlamayım… Takdir siz değerli takipçilerimin…