Dolar (USD)
32.24
Euro (EUR)
35.13
Gram Altın
2468.58
BIST 100
10319.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Şubat 2014

Sanat ve Tekel

1984 yılının son aylarıydı. Çok tirajlı bir gazetede çalışıyordum. Gazetenin kültür sanat sorumlusu arkadaşla bir gün konuşuyorduk. Ona dedim ki: "Sayfada hep sol-sosyalist anlayışta olan yazarlara, sanatçılara yer veriyorsun. Hiç muhafazakar sanatkar, yazar yok mu? Onlara niçin kültür sanat sayfanda göremiyoruz?" Sol gözü canlı, ama sağ gözü bir hayli iltihaplı olan o gazeteci arkadaş, bu sitemime şu karşılığı vermişti: "Sağda sanatçı, edebiyatçı yok ki! Bir Necip Fazıl vardı, o da öldü!" Şaşırıp kalmıştım. Evet işte bağnazlığın, aymazlığın, yobazlığın dikalası buydu.

Evet ne yazık ki Türkiye'de bazı şaşkın kesimlerde, böyle çarpık ve bozuk bakış var. Onlara göre Sezai Karakoç şair değil, Tarık Buğra roman yazmamış, Yücel Çakmaklı ise sinemanın kenarından bile geçmemiş. O garip bakışlıların nazarında Rasim Özdenören ve Mustafa Kutlu asla hikayeci sayılmaz. Mehmed Niyazi romancı kabul edilemez. Varsa yoksa bildikleri, ezberledikleri, dillerine pelesenk ettikleri kişiler. Halbuki daha önceki dönemleri bir kenara bırakalım, Cumhuriyet devrinde bile yüzlerce çok değerli muhafazakar şair, yazar ve sanatkar yetişmiştir. Ama inat bataklığına saplananlar, bu manzarayı görmez, bu hakikati fark etmez.

Dikkatimi çekiyor, son yıllarda bazı 'sanatçı' etiketli kişiler, sadece konuşuyorlar. Sanat üretmiyor, yalnızca protesto topluluklarında boy gösteriyorlar. Geçmişte bazı filmlerde ve tiyatrolarda oynamışlardı. Unutulan yüzlerini topluma hatırlatmak istiyorlar. Bağırıp çağırıyor, yürüyüş yapıp slogan atıyorlar. Bir de tumturaklı nutukları seviyorlar. Hepsi bu. Yeni eserleri yok. Filmleri, tiyatro eserleri, şiirleri, romanları, hikayeleri ara ki bulasın. Bestelerinden, sergilerinden ses çıkmıyor.

İstiklal Caddesi'nde ve Kadıköy İskelesi'nde yürüyerek, bağırarak sözümona 'aydın' ve 'sanatçı' sorumluluklarını yerine getirdiklerini sanıyorlar. Yanıldıklarını, rüya aleminde yaşadıklarını, gerçeklerden hep uzaklaştıklarını hiç görmüyorlar. Bittiklerinin, tükendiklerinin farkında bile değiller. Sağa sola çatıp hükümeti devirme hevesine kapılıyorlar. Çocukça planlar kuruyorlar. Belki de 80 öncesini hatırlayıp nostalji yapıyorlar.

Beyler! Türkiye artık eski Türkiye değil. Sizin başkalarını dışlayan, yok farz eden baskıcı, tekelci ve dikta heveslisi anlayışınız sona erdi. Edebiyatta, sinemada, müzikte, mimaride, resimde, klasik sanatlarda artık sizi hiç göremiyoruz. Sanat üretenler büyük oranda millu00ee ve manevi değerlerine bağlı olan muhafazakarlar. Siz 'Gezi yürüyüşü' yaparken, sabah akşam 'darbe' düşleri kurarken onlar atölyelerinde sanat icra ediyorlar, öğrenci yetiştiriyorlar, film çekiyorlar, yeni tiyatro eserlerini sahneliyorlar, güzel eserlere imza atıyorlar. Yeni dergi ve yayınevleri kuruyorlar. Televizyonlara bakın. Kültür sanat programı yapanların büyük çoğunluğu muhafazakarlar. Bu size bir şeyi hatırlatmıyor mu? Düne kadar yok farz ettiğiniz kesim, sanatını toplumla paylaşıyor. Yüzlerce panel, sohbet, konferansu2026 Yüzlerce kurs, atölye, dersu2026

Gezi'den eli boş dönünce hevesi kursağında kalan sözüm ona 'sanatçı'lar 17 Aralık'ta yeni bir ümide kapıldılar. O da fos çıktı. Aziz milletimizin büyük iradesi sonucu yanlış hesap geri döndü. Bu hayal dünyasından ne zaman çıkacak, daracık fanusunuzdan ne vakit kurtulacaksınız? Görmüyor musunuz, güvendiğiniz bütün dağlara kar yağdı? İnandığınız ideolojiler çöktü. Ütopik düşünceleriniz tuzla buz oldu, hakikaten şaşıyorum, siz hala nasıl oluyor da o çürümüş, bayatlamış, kokuşmuş ideolojilerin esiri olmaya devam ediyorsunuz. Hiç mi Kemal Tahir okumadınız, bir gün olsun onu niçin takip etmediniz: Ne diyordu: "Arkadaş bugün de yanılmışız." O yanıldığını söyleye söyleye, hatalarını göre göre büyüdü. Siz küçülmekten, daralmaktan, sürünmekten ve ufuksuzluktan ne zaman kurtulacaksınız?

Şehit topraklarıyla ıslanmış bu vatanı kavrayamadınız. Yüce bir dinin mensubu olan bu milleti anlayamadınız. Yaşadığınız toplumun temel değerlerine bir gün olsun hürmet etmediniz. Batıda sosyalist aydınlar, vatandaşlarının dinu00ee değerlerine saygı duyarken siz insanlarınızı hep horladınız, küçümsediniz. Şiirlerinizde ve romanlarınızda tarih düşmanlığı yaptınız, filmlerinizde ve tiyatrolarınızda 'hacı hoca' diyerek toplumun hürmet ettiği kişileri hedef aldınız. Bu millet sizin fikriyatınızı 70 yıldır niçin iktidara taşımıyor, niçin size güvenmiyor, nasıl oldu da itimadını bu kadar kaybettiniz, hiç düşündünüz mü?

Çirkin protestolarla, yağmalarla ve saldırılarla nereye kadar gideceksiniz? Size tavsiyem, oturun sanat icra edin. Halkınızı anlamaya çalışın, değerlerine hürmetkar olun. Biraz düşünün ve gerçek aydın sorumluluğunu yerine getirin. Yoksa 30 yıldır bir milim ilerlemediğinizi düşünmeye başlayacağım. Bu kadar zaman kaybı yetmedi mi size? Tekelciliği bırakın ve sanatta özünüze dönün. O zaman belki, halkınıza bir hayrınız dokunabilir.