Seçimde Kazanan Siz Olun
Şehirlerin nabzının en hızlı attığı vakitlerdeyiz. Seçim havasına tüm ülke olarak girdik. Gürültü yok ya da oldukça azalmış, her tarafı dolduran bayraklar, afişler belli noktalarda toplanmış gibi. Demek ki böyle de seçim oluyormuş.
Belediye seçimlerinde gürültünün ve afişlerin yerine vaatler yarışsın bir biriyle. Bütün seçimler için geçerli elbette bu kıstas. Belediye seçimleri, herkesin yaşadığı çevreyi daha çok ilgilendirdiği için insanlar şehirlerine, ilçelerine, beldelerine neler yapılacağını merak ediyor ve adayların vaatlerine göre oylarını vermeyi düşünüyorlar. En azından, olması gereken bu.
Aynı adayın tekrar adaylığında da geçmiş dönemde yapılan hizmetlere bakmak gerek. Vaatlerini tutup tutmadığına, yeni vaatlerinin gerçekleşme oranına göre de değerlendirmeler yapmakta fayda var.
Türkiye’de 1994 ruhu olarak bilinen ve belediyeciliğin yüz akı işler yapan bir belediyecilik anlayışı bugün de varlığını sürdürüyor. O günlerden gelen anlayış, şehirlerimizde nefes alıp vermeye devam ediyor.
Bu seçimde partilerin farklı meyillerine şahit oluyoruz. İşin garibi ise bunu partilerin kabul etmek istememesi. Şanlıurfa’da hdp çıkıp Saadet Partisi’ni destekleyeceğini söylüyor. Bunu herkes duyuyor, bazıları tepki gösteriyor bazıları karşı çıkıyor ama Saadet Partisi’nden hiç ses çıkmıyor. Yani ortaya çıkıp da terör destekçisi bir partinin bizi destekliyor olması kabul edilemez, bizim ne işimiz olur hdp ile diyemiyor. Peki ne diyor SP; oylarımızda patlama olacak diyor. Yani bu destekleri kabullenmiş görünüyor.
Hdpnin İyi Parti ile ilgili de açıklamaları var bazı illerde İp’i destekleyeceğine dair. İyi Parti’den birileri de çıkıp buna itiraz eden bir açıklama yapmıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın miting meydanlarında dikkat çektiği bir konu var. Trenden inmek ve başka bir trene binmek. Bu da yeni yaşanmaya başlayan bir durum olarak dikkat çekiyor. Daha önceleri partiden ayrılan, ihanet odakları ile hareket eden, fetö güzellemesi yapan tiplere şahit olmuştuk ama seçim arefesinde Ak Parti’den ayrılıp nereyi boş bulursa oradan aday olanlara bu seçimde şahit oluyoruz.
Ne garip bir haldir bu. Seçim fotoğrafı için poz verirken ne yapacağını bilemez halleri diyorum ben bu şaşkınlığa. Hangi partiden boşluk bulduysa oraya kendini atanlar, anında bulunduğu yerin rengine bürünüyor. Ak Parti’den aday olsaydı Rabia işareti yapacak olan bir aday bir bakıyorsunuz bozkurt olmuş ya da eğreti duran başparmağı ile mücahit kılığına girmiş. İyi Parti’den aday olanların da içlerinden gelen ve zor engelledikleri bozkurt işaretli fotoğraflar da sindirilmiş bir ruhun belirsizliği olarak yansıyor objektiflere.
Belediyecilik hizmetleri insana yapılan en önemli yatırım. Tek hedefi Ak Parti’yi devirmek olan kişilerin hırslarına şehirlerimiz emanet edilemez.
Algılarına herkesin sahip çıkması gerek. Olur olmaz kişilerin temelsiz sözlerine yönettirilen algıların semeresini bütün bir millet çeker. Kimlerle el ele tutuştuğu açık olan adayların seçimden sonra gizli ya da açık ittifak yaptığı kişilerin isteklerine kayıtsız kalması düşünülebilir mi?
Şanlıurfa’da Saadet Partisi’ni destekleyeceğini açıklayan hdpnin seçimden sonra Saadet Partisi adayının kazanması durumunda onlara ulaştıracakları istekler listesinin içeriğini bir düşünün. Aynı sözlerim Adıyaman için de geçerli.
Şehirlerinizi emin ellere teslim edin. Ak Parti öncesi şehirlerin durumunu gösteren videoları izlemekte fayda var. Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Rehavet kor bir alevdir. Bir anda sarıp sarmalar bünyeyi. Önyargılarla, kulaktan dolma bilgilerle değil yapılan somut hizmetlerle belediyeleri değerlendirmek gerek. İşte o zaman kazanan şehrin kendisi ve şehrin insanları olacaktır.
