Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Kasım 2015

Sistem ile mücadele

Eski Türkiye'de sürekli olarak İslamcılar ve Kürtler hedef alındı, ne vakit söz sahip olma mücadelesine girişseler üzerlerinden tanklar geçti. 12 Eylül öncesi ve sonrasında Kürtler her türlü işkenceye tabi tutuldu, hakları gasp edildi. Aynı şekilde İslamcıların değerleri hedef alındı, her türlü yasak ile sindirilmek istendi.

Öyle bir sistem kurulmuştu ki; İslamcıların büyük bir çoğunluğu Kürtleri, Kürtlerin büyük bir çoğunluğu da İslamcıları anlamakta zorlanıyordu. Oysa sistem her iki grubu da eş zamanlı asimile etmeye çalışıyor, ortak hareket etmelerini engellemek için tersten propaganda ile birbirlerine yakınlaşmalarına izin vermiyordu. En üst seviyeden yapılan propagandayla Kürtler ile Türkmenlerin yakınlaşması, aynı zeminde buluşmaları da engelleniyordu. Sistemin ürettiği materyalleri hem siyaset hem de medya kullanarak toplum arasına şiddet, ve ırkçılık tohumu ekiyordu.

Cezaevlerinde yapılan baskılar, işkenceler ve dayatmalar ayrışmayı körüklediği gibi radikalizmi körüklüyor, farklı düşünenleri yalnızlaştırıyordu. Sistemin karşısında duran kim varsa ya asit kuyusunu boyluyor, ya faili meçhule götürülüyor ya da hür iradesi elinden çalınıyordu. Milletin iradesine sahip çıkan az sayı da siyasilere siyaset yasaklanıyor, insan hakları aktivistleri sürülüyor, topluma aydın olarak laikçi, faşist tipler sunuluyordu. Onların sözleri tek gerçek olarak sunuluyor, demokrasi maskesi adı altında Türk solu propagandası yapılıyordu.

Nasıl bir Türk Solu;

Millet ile çatışan,

Vesayet ile anlaşan,

Değerlerle savaşan,

Farklı ideolojileri yok sayan,

Faşist, ırkçı ve hatta kapitalist...

Devlet sıkıştığında ise Türk Milliyetçiliğini devreye sokuyordu. Alt yapısını kendisinin kurguladığı içinde millet olmayan tamamıyla sanal bir milliyetçilik. Tabi eski devletin sığındığı bir başka model ise Atatürk milliyetçiliğiydi. Türk solu, milliyetçilik ve Atatürkçülüğün üst çatısını ise laiklik oluşturuyordu.

Nasıl bir laiklik;

Jakoben,

Din karşıtı,

Demokratik değerleri yok sayan laiklik.

Ekonomik politikası da oldukça ilginçti sistemin;

Yüksek faizlerden rant sağlayan çıkar lobisi tarafından yönetilen, kapitalizmi allayıp pullayıp sunan, her araçla tüketimi pompalayan, sömürüyü kutsayan bir sistem.

Küçük ve ayrıcalıklı bir grubun yani bürokratik oligarşinin iktidarını sarsan tek güç ise Kürtler ve İslamcılardı. Bürokrasi ise asla iktidarını paylaşmıyor, bencilce ve görevlerini kötüye kullanarak Kürtler ve İslamcılara hayatı zindan ediyordu. Kürtlerin, İslamcıların haklarını savunmaya çalışanlar da sistemle karşı karşıya gelir, ya tasfiye edilir ya da etkisizleştirilirdi.

Temel bir hak olan bir hukuku inkar edilmiş insanlar, 13 yıl önce ise kader birliği yapıp siyasi zeminde birlikte hareket ederek değişim ve dönüşüm için AK Parti'yi iktidar yaptılar. Değişim ve dönüşüm 13 yılda eksiklikleri de olsa oldukça iyi gitti. Ancak tırmandırılan terörle süreç bir anda yerle bir oldu. Geçmişiyle yüzleşmeye çalışan devlet hatta bir birleriyle yüzleşmeye çalışan Türkler ve Kürtler, İslamcılar ile diğerleri bir birlerinden özür dilemeye, helalleşmeye hazırlanırken süreç engellendi. Bir yandan taşeron örgütler bir yandan ise bürokratik oligarşi büyük buluşmayı engellemek için işbirliği yaparak yeni bir savaşın ateşini körüklediler. Çünkü onlar için büyük bir risk vardı. Sistem değişiyor, kaleleri yıkılıyor, statüko el değiştiriyordu. Dün öteki sayılanlar bugün yönetim kadrolarında yerini alıyor, eski sistemle hesaplaşıyordu. Tamamen normalleşme ve bütünleşme için mücadele veriyor, özgürlükleri tamamıyla koruma altına almak için direniyorlardı. İşte bugün yaşananlar bu direnci kırma çabasıdır. Yeni fay hatları oluşturup tüm ötekileri bir birine düşman hakim kılmak, statükolarını yeniden ele geçirmek ve kalelerini zırhlarla örmek için her türlü kirli yöntemi deniyorlar. Özgürlük ve normalleşme için birleşenleri bölmek, güçsüzleştirmek ve tecrit etmek istiyorlar. Onların kurtuluşunun eski Türkiye, bizim ayağa kalkışımızın yeni Türkiye ile mümkün olacağını iyi bildiklerinden Beyaz Türkler, Beyaz Türklerle ittifak yapıp saldırıyorlar. O vakit eski devlet tarafından öteki ilan edilen herkes birlikte hareket etmeli, dik durmalıdır. Sistemin kölesi olmayı asla kabul etmemeliler, yeni bir sistem arayışından asla vazgeçmemeliler.