Siyasetin Gündemi Anayasa, Peki Vatandaşınki...
Başkent
gazetecilerinin birinci gündemi “siyaset”
olmasına rağmen vatandaştan kopmamak için özel çaba gösterenlerden olmaya
çalışıyorum.
Bu hafta “Ankara” dışına çıkma fırsatı buldum ve
Anadolu’ya kulak verdim.
Anadolu’daki
vatandaşımızın derdi çok başka...
Herkesin
gözü kulağı kısıtlamaların ne zaman kaldırılacağı
haberinde...
Birçok
Anadolu şehrinde “üniversiteler”
ekonominin merkezinde yer alıyor.
Kısıtlamalarla
bitme noktasına gelen esnaf, uzun süredir siftah bile açmadan kepenk kapatıyor.
Restoran ve
kafeler ise iflas edip çoktan kapattı bile...
Uğradığım
güzel Anadolu şehirlerinde sık sık esnafla, vatandaşla sohbet ediyorum.
Halini
vaktini, derdini tasasını soruyorum.
İnsanlarımız,
pandemi nedeniyle ortaya koyulan kısıtlamaların gerekçelerini anladıklarını ama
virüsten ölmeyeceklerse bile “işsizlikten”
ve “açlıktan” öleceklerini
söylüyorlar.
Büyükşehirlerde
iş bulma umudunu yitiren birçok kişinin tekrar köylerine geri dönmeye başladığı
haberleri gelirken Anadolu’da ise şu an tam tersi bir durum var.
Öğrencinin
olmadığı, ekonominin durma noktasına geldiği Anadolu şehirlerinde vatandaş
çareyi büyükşehirlere göçmekte arıyor.
Yani herkes
ekmeğinin peşinde...
İnşallah bu
virüs belasından bir an önce kurtuluruz.
Bu ülkenin “cefakâr” insanlarını içlerine
düştükleri bu “karamsarlıktan”
kurtarmak zorundayız.
Peki dışarıda neler oluyor?
Birkaç ay
öncesine göre nispeten daha olumlu bir geleceğe bakıyor olsak da bölgemizdeki
birçok gelişme Türkiye’nin dikkatini içeriden ziyade dışarıya kaydırıyor.
Joe Biden’ın Başkanlığındaki ABD, dünyada olduğu gibi bölgemizde
birçok dengenin değişmesine neden oluyor.
ABD’nin
çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Blinken’ın
İran mesajları ve Yemen’deki çatışmalarda Suudi
Arabistan’a verilen desteğin geri çekileceği açıklaması İran’ın bölgedeki
varlığının tekrar yükselişe geçeceği izlenimini veriyor.
Yaptırımlar
nedeniyle İran’ın yaşadığı ekonomik darlık, Trump yönetiminde “kapıyı
gösteren anlayış”tan Biden döneminde “masayı gösteren bir anlayış”a
evrilmesiyle farklı bir boyuta taşınabilir.
Çin’in enerji açlığını sistemin dışına itilmiş İran’ı
tarafına çekerek gidermeye çalışması bölgedeki istikrarsızlıkları devam ettiriyor.
İran’ı izole etmek isteyen ABD, Çin’in
boşluktan faydalanarak Kuşak Yol Projesi
kapsamında yeni bir politika geliştirmesine neden oldu.
İsrail’in İran’a yönelik tehditleri sıklaşırken
Biden’ın Filistin için iki devletli
çözümü desteklemesi ABD’nin yeni dönemde Çin’e alan daraltacak her türlü
girişime öncelik vereceğini gösteriyor.
Çin’in Kuşak
Yol projesi kapsamında enerji koridoru olarak belirlediği güzergâhlardan biri
olan Myanmar’da ordu tarafından
yapılan darbenin arkasında Çin’in olduğu düşüncesi ABD’nin 1950 sonrasında
çıkarlarını korumak için CIA eliyle
yaptığı siyasi operasyonları akla getiriyor.
ABD, Çin
konusunda çok geç kalmış olabilir.
İngiltere’nin Hong Konglulara pasaport ayrıcalığı vermesi, ABD’nin “Tek Çin” politikasının açık kapısı
olan Tayvan’a verdiği destek dünyada
“yeni bir satranç düzeni”
kurulduğunu gösteriyor.
İran’a
verilen tavizlerin İran’ın tekrar Şii
Hilali rüyasına kapılmasına neden olma ihtimali var.
Türkiye’nin
mezhep ayrımları üzerinden bölgeyi dizayn etmek isteyenlere fırsat vermeyen
tavrı İran tarafından defalarca umursanmadı.
Şii Hilali
rüyasını gerçekleştirecek komutan Kasım
Süleymani’yi öldüren ABD’nin bir sene sonra politika değişikliğine giderek
bu yolu tekrar açması beklenemez.
İran, atılan
adımlarla pazarlık masasına oturtularak Çin’den uzaklaştırılabilir.
İsrail’in “gerekirse hedefimiz olur” şekilde sert
açıklamalar yaptığı İran’a karşı ABD’nin bu politikasını desteklemediği aşikâr...
AB ile yakınlaşma arzusu ve Almanya’dan gelen sıcak mesajlar Türkiye’nin bu dönemde dış politikayı
dengelemesine fırsat veriyor.
Yeni anayasa
yapılması gündemi şüphesiz en nihayetinde Türk vatandaşlarına yarayacak bir
girişim olsa da dış politikada da Türkiye’nin elini güçlendirecek önemli bir
adım olacak.