Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2433.90
BIST 100
10040.38
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Eylül 2023

Sokaktaki insanımız

Doğru yöneticiyi bulup doğru göreve atarsanız gözünüz arkada kalmaz. Geçtiğimiz hafta içinde yaşanan iki olay bunun açık göstergesiydi. İstanbul Valiliği’nden İçişleri Bakanlığı’na atanan Ali Yerlikaya mülteciler konusundaki çalışmaları ile büyük takdir topladı. Onun yerine İstanbul Valiliği’ne atanan Davut Gül ise sokaktaki insanlara karşı çok önemli bir çalışma başlattı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göçmen problemi ile mücadelesi ve düzensiz göçmenleri toplayıp Türkiye dışına göndermesi Türkiye’nin kangrene dönüşen bir problemine atılan ilk neşter oldu. Bakan Yerlikaya yönetiminde kaçak göçmenler Türkiye’nin büyük şehirlerinde öyle elini kolunu sallayarak kendi ülkelerindeki gibi gezemiyorlar artık. Çalışma veya oturma izinleri yoksa tespit edilip sınır dışı ediliyorlar.

Cumhuriyet’in 100. yılında bir kırılma noktası olan Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraki dört ayda 43 bin kaçak göçmen tespit edilerek sınır dışı edildi. Vizesi yahut oturma izni biten 106 bin kişi de “Lütfen ülkenize” denilerek yolcu edildi. Daha önce bu tür haberler duymuyorduk. Ülkeyi gezmek için gelenle, kaçak yollardan çalışmak için geleni de ayıramıyorduk. Şimdi güvenlik güçleri İstanbul’da yoğunlaşan bu ayrımı tüm ülkeye yaymayı amaçlıyor. Mobil göç noktaları kurularak kaçak göçmenlerle mücadele hızlandırılacak.

***

İkinci önemli olay ise İstanbul Valiliği’nce dilencilerin ve evsizlerin sokaklardan toplanmaya başlaması oldu. Her ne kadar bu çalışmalar İkinci Karabağ Zaferi ve Teknofest ile ilgili yoğun haberlerin gölgesinde kalsa da ihtilal niteliğinde bir uygulamanın başlangıcı oldu.

İstanbul Valisi Davut Gül, göreve başlarken bunun sinyalini vermişti. Yakın tarihimizi iyi analiz ettiği anlaşılan Gül, kısa sürede gerekli tedbirleri aldırarak kamu kurumlarında dilenciler ve evsizler için merkezler oluşturulmasını sağladı. Sonrasında ise 23 Eylül’den başlayarak sokaklarımızda istenmeyen görüntüler oluşturan bu vatandaşlarımız toplanmaya başladı.

Bu bir cezalandırma değil, insan gibi yaşamaları sağlanacak bir uygulama. Sağlık problemi olanların tedavileri yaptırılacak. Eli iş tutanlar ise çalışıp para kazanmak istiyorlarsa kurslara gönderilerek bir meslek sahibi yapılacak ve işe yerleştirilecek. Diyelim ki kamunun misafirhanelerinde yer kalmadı, İstanbul Valiliği otellerle anlaşma yaparak bu vatandaşları otellerde barındıracak. Neresinden baksanız sıra dışı bir uygulama.

***

Bu uygulamayı yaklaşık 130 yıl önce Rahmetli Sultan II. Abdülhamid Han yaptırmıştı. Darülaceze’nin kurulmasını sağlamış, İstanbul’da sokakta yaşayan, dilenen kim varsa toplattırıp barınmasını, bakımını ve eğitimini sağlamıştı. İşte o Darülaceze son bir yılda günümüz şartlarında hizmet verecek yeni bir Sosyal Hizmet Şehri yaptı ve yakın zamanda bu şehrin resmi açılışı yapılacak.

Üç – dört yılda yapılması planlanan sosyal hizmet şehri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile inanılmaz bir hızla inşa edildi ve kaba inşaatı ile ince işleri bir yıl gibi kısa sürede tamamlandı. Şimdi çevre düzenlemeleri yapılıyor. 1,5 aya kadar her şeyi ile tamamlanıp açılması hedefleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı benzer bir Sosyal Hizmet Şehrinin de İstanbul’un Anadolu Yakası’nda yapılması yönünde.

Darülaceze’nin başkanlığını yapan Hamza Cebeci, hayatını adeta bu işe hasretmiş. Göreve geldiğinden beri kurumu gecekondu hüviyetinden çıkarıp imar ve restorasyon uygulamaları ile orijinal şekline döndüren Cebeci, gençlere taş çıkartacak bir azim ve kararlılıkla çalışıyor. Bu arada fitne çıkaranlara da kulak asmamak gerekiyor. Yeni Darülaceze yapıldı diye eskisi yok edilmeyecek, orası da Sultan Abdülhamid Han’ın orijinal bir projesi olarak varlığını devam ettirecek.