Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Nisan 2016

Somuncu Baba Aşkın Sırrı GÖNÜLLERE DOKUNACAK

AKSARAY Belediyesi tarafından desteklenen ve sponsorları arasında Ziraat Katılım, Erolu Grup, Yazıcı Grup, Sütaş, Dimes, THY, TRT gibi kurumlar bulunan Somuncu Baba Aşkın Sırrı filminin galası dün akşam İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Kürşat Kızbaz'ın üstlendiği filminin galasına iş, sanat ve siyaset çevresinden çok sayıda misafir iştirak etti.

Gösterim öncesi kokteyl salonunda filmin yol hikayesi hakkında değerlendirmelerde bulunan filmin yapımcı ve yönetmeni Kürşat Kızbaz, Yunus Emre Aşkın Sesi filminin gösterime girmesinden sonra Aksaray Belediyesi'nden kendisine gelen "Somuncu Baba Aşkın Sırrı" filmini çekme teklifine önce kuşkuyla yaklaştığını, fakat projenin içine girdikçe bu kuşkusunun yersiz olduğunu gördüğünü ifade etti. Kızbaz, iki yıl süren çalışma neticesinde yapılan filmin 1 Nisan'da Türkiye'de, ardından da 60 ülkede vizyona gireceğini ifade etti.

Projenin mimarı Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı ise, iki yıl önce başlayan bu yolculuğu bugün İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde yapılan galayla taçlandırdıklarını belirtti. Böyle bir filme imza atmanın kendileri için çok büyük gurur ve onur olduğunu dile getiren Yazgı, "Bir hayal üzerinde çıkmıştık bu yola ve şu anda bizim için bu hayal gerçek oldu. Gerçekleşen bu hayalle hem Aksaray'ımızın hem de Somuncu Baba hazretlerinin hayatını ülkemize ve tüm dünyaya tanıtacağız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

Gösterim öncesi davetlilere hitabeden TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, projenin ortağı olmaktan mutluluk duyduklarını söyleyerek, "Bu topraklardaki değerleri anlatmak için yüzlerce TRT lazım. Kökleri mazide, yaprakları atide olan mirasımızı, millu00ee ve manevi değerlerimizi ayağa kaldıran bu tür projelere destek olmaktan mutluyuz" açıklamasında bulundu.

Arkasından söz alan filmin yönetmen ve yapımcısı Kürşat Kızbaz, filmin kamera arkasındaki yol hikayesini anlatarak filme can verenleri birer birer sahneye davet etti. Haluk Şahin Yazgı, Mahmut Ulu, Furkan Palalı, Tuvana Türkay, Gürkan Uygun, Altan Gördüm, Emin Olcay, Saruhan Hünel, Serdar Yeğin, Suna Selen, Yunus Emre Yıldırımer sonsuzluğa akan anı ölümsüzleştirdi.

Ve söz bitti, Somuncu Baba Aşkın Sırrı'nın perdesi aralandı ve film kendini anlatmaya başladı. Ben de hayal ettiğim filmi...

***

RUH dünyamızdaki medcezirlerin dinginleşebilmesi için Anadolu'da vücut bulmuş manevi mirasımıza dokunmaktan başka çaremiz yok. Tarumar olmuş gönül dünyamızı tamir etmek, gayya kuyusuna yuvarlanmış vicdanımızı, Mevlanalara, Somuncu Babalara, Yunus Emrelere, Hacı Bektaş-ı Velilere açmalıyız, onlarla dertleşmeliyiz.

Çaresi yok; çoraklaşan benliğimizi, sevgi ve tevazu tohumlarıyla yeşertmesi için toprak gönüllülere açmalıyız.

Rüyamızı süsleyen pir-u00ee fanilerin rahmani muştularının peşine takılıp gitmeliyiz. Tıpkı Horasan'daki zulümlerden Anadolu'ya firar eden Şemsettin Musa ve Aden Banu gibi.

İnsan bir kere yola çıkmaya dursun, nefes kesilmeden o yol bitmez.

Hamidettin'in çileli yolculuğu

İşte toprak gönüllü kahramanımız Hamidettin'in yolculuğu da baharla yeşile boyanan alemin cu00fbş-u huruş eylediği bir günde başlıyor. Şehsettin Musa ve Aden Banu şükür secdesine kapanıyor. Ihlara Vadisi'nde yaşıtları oynayıp oyalanırken, Hamidettin çıktığı yolculuğun pusulasını arıyor. Kur'an'dan başlıyor hadis, fıkıh, kelam, siyerle yeni şeyler keyfediyor. İçi içine sığmıyor, Akçakarye'den dağları ovaları aşıp Aksaray'a geliyor. Vardığı medresede teamül gereği su taşıma ya da fırına odun taşıma görevi verilmesi gerekirken, Hamidettin'e odun taşıma ve fırında ekmek pişirme görevi veriliyor.

Bir gün hamuru ocağa sürerken, eli ateşe değince "yandım" diye feryat ediyor. Ustası sese kulak kesilip, Hamidettin'in bakışları arasında aldığı hamuru harlı fırına veriyor. Yanmıyor!..

Her nesnenin bir dili var

Belli ki, bu sırrı öğrenmek için çok yanmak gerekiyordu.

Ustası, Hamidettin'e ateşin sırrını veriyor; Her nesnenin bir dili vardır; eğer taşın dilini bilirsen taşla konuşursun, ateşin dilini bilirsen ateşle konuşursun. Bunun için de bilmek gerek. Fakat her bilgiden öte bir bilgi vardır. O bilgiyi bulduğun zaman ateşin dilini öğrenirsin, hatta ekmeklerini ateşsiz fırında pişirirsin.

Duydukları karşısında Hamidettin'in içine bir ateş düşüyordu!..

İnsanı sevmeyen Allah'ı sevemez

Günler günleri kovalıyor, Hamidettin hem ilimde, hem de fırında maharetini yavaş yavaş zirveye taşıyor. Bir gün çeşme başında bir güzel kız görüyor; vuruluyor!.. Hocası, derviş Hamidettin'deki ızdırabı hissedip soruyor: "Nedir seni bizden çalan? Sevmek güzeldir, insanı sevmeyen Allah'ı sevemez" diyerek ruhunda kopan fırtınaya dokunuyor.

Hocası Şeyh Mahmud hiç beklenmedik bir anda, "Benim sağır ve dilsiz bir kızım var. Seni evladım gibi görüyor, kızım Necmiye ile evlenmeni uygun görüyorum" diyor.

Baba tembihi akla geliyor, boyun bükülüyor; Hamidettin ile Necmiye dünya evine giriyor. Duvak açılıyor; karşısına çeşme başında gönlünü kaptırdığı güzel çıkıyor. Üstelik konuşuyor, sağır da değil. Hamidettin soluğu şeyhinin yanında alıyor. "Kızım hiç kötü söz söylememiş, duymamıştır" cevabıyla aşk ateşinde yeni bir merhaleye varıyor. Gözleriyle bakıp, gönlüyle görmeyi öğreniyor.

Necmiye hamile kalıyor, söyleyemiyor. Fakat ilahi aşkın peşine düşen dervişine "dur, gitme" diyemiyor.

Hamidettin, içindeki ateşi söndürmek ve aşkın sırrına ermek için Şam yollarına revan oluyor. Aşk uğruna, zamansız ve mekansız yollarda hiç durmaksızın ilerliyor.

Ruhu bedenden sıyırma vakti

Ateşin aşkıyla yanan Hamidettin; Şadiu00ee Rumi ile kavruluyor, düşünde Beyazıd-ı Bestami'den ilham alıyor, Erdebil'in yollarına düşüyor. İlim merkezi Erdebil'e ulaşıyor, Şeyh Sadrettin-i Erdebili'yle kucaklaşıyor.

Dergah Hamidettin'e, Hamidettin dergaha alışıyor. Ruhu bedenden sıyırmak için halvete girme vakti geliyor. Kırk gün sürecek zikir ve tefekkür yolculuğu başlıyor; Hamidettin bu seferden olgunlaşarak çıkıyor. Büyük imtihan yaklaşıyor, şey bütün dervişleri dergahın avlusunda topluyor. Hu00fb hu00fblar birbirine karışıyor. Aşk ile devam eden zikir halkası her geçen gün zayıflıyor, üç gün sonra halkada Hamidettin'den başka kimse kalmıyor. İmtihanı geçen Hamidettin ise aradığı ateşin sırrına eriyor. Fakat aradığı şeyin ateşin sırrı değil, aşkın sırrı olduğunu anlıyor.

Hamidettin, derviş olarak ayrıldığı Anadolu'ya Şeyh olarak dönüyor.

Ve asıl imtihan ise bundan sonra başlıyor.

"Diriyiz daim, ölmeyiz"

Somuncu Baba Aşkın Sırrı filminin finalini bundan sonraki bölüm oluşturuyor.

"Diriyiz daim, ölmeyiz" felsefesiyle başlayan hikaye; ekmek, sevgi ve ilahi aşkla yoğrularak yolculuğuna Darende, Aksaray ve Bursa'ya uğrayarak devam ediyor.

Bu satırlardan sonra Somuncu Baba Aşkın Sırrı'nı anlatmaya dilim lal, aciz kalır kalemim.

Sinema salonlarını doldurup; iliklere işleyen ayazlarda donmak, gönülleri ısıtan sıcaklarda pişmek; aşkın doruğa ulaştığı sahnelerde kendinden geçmek gerek...

Bu projenin oluşmasında büyük katkısı olan Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazıcı, yazar Mahmut Ulu, yapımcı ve yönetmen Selçuk Kızbaz, Somuncu Baba can veren Furkan Palalı ve bütün emeği geçenler fazlasıyla teşekkürü hak ediyor.

Yolunuz ve yolculuğunuz mübarek olsun.

***

İnanç varsa imkan da vardır

Somuncu Baba tevazu, hoşgörü ve aşkın sırrına ulaşan felsefesi ile ilahi sevgiyi arama yolunda ölümsüzleşti. Somuncu Baba'nın öğrencisi Hacı Bayram-ı Veli Akşemseddin'in, Akşemseddin'in ise yeni bir devrin kapılarını aralayan Fatih Sultan Mehmed'in hocası oldu.

Somuncu Baba, Anadolu'nun ortasından Aksaray'dan yaktığı sevgi ateşini bir somun ekmek tadıyla gönümüze kadar ulaştırdı.

Çünkü o aşkın sırrıydı...

Somuncu Baba Aşkın Sırrı filminin 22 Mart'ta Aksaray'da yapılan ilk galasına icabet edememe özrümüzü dün İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde yapılan muhteşem galaya katılarak telafi etmiş olduk.

Böyle bir projenin ortaya çıkması için en baştan beri işe gönlünü koyarak aşk ile yoğrulup olgunlaşmasına vesile olan Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı beyefendi kokteyl salonunda misafirlerini ağırlarken, mutluluğun sırrına ermenin hazzını yaşıyordu.

Hacı Bayram-ı Veli'nin memleketinde dünyaya gözlerini açan, Somuncu Baba'nın ilimle piştiği sokaklarda koşan, İstanbul'un manevi fatihi Akşemseddin'in beldesinde ilmini kemale erdiren başkan; vefanın bir semt ismi olmadığını göstermenin, kaybolmaya yüz tutmuş özümüzü tutup ayağa kaldırmanın haklı sevincini dostlarıyla paylaşıyordu.

Somuncu Baba Aşkın Sırrı, üzerine ölü toprağı serpilmiş kadim hikayelerimizin, yavanlaşarak sarsılan manevi ruhaniyetimizin dirilişinde sinema ve görsel sanatların ne kadar önemli olduğunu hatırlattı bize.

Rahmetli Ahmet Uluçay kısıtlı imkanlarla yazıp yönettiği, "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filmiyle hem sinemanın önemine dikkat çekmiş, kıt imkanlarla oluşturduğu emeğine burun kıvıranlara inat uluslararası arenada yüzümüzü ağartmıştı.

Somuncu Baba Aşkın Sırrı dönemsel film açısından belki Faruk Aksoy'un 17 milyon dolar harcadığı Fetih 1453'le kıyaslanamaz. Fakat 2 milyonluk mütevazı bütçesiyle alkışlanacak bir film.

Demek ki, inanç varsa imkan da vardır.