Dolar (USD)
32.30
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2394.46
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Haziran 2018

Son beş yıl

2013-2018...

Türkiye, hem darbe/ işgal girişimlerine direndi hem de seçimlerle demokrasisini güçlendirdi.

Hukukla, demokrasiyle direndi, güçlendi, büyüdü. 'Büyük Dönüş Yürüyüşü'ne devam ediyor.

'Büyük Dönüş Yürüyüşü ' sadece Filistin halkının değil tüm İslam coğrafyasının, mazlumların yürüyüşüdür.

Bu yürüyüş; değerlerine, köklerine dönüş , 'Dünya, Beş'ten Büyüktür.' yürüyüşüdür.

Bu yürüyüş; insanlık değerlerine sahip çıkma, İlayı Kelimatullah davası yürüyüşüdür.

Bu yürüyüş; Somalili Kasım Hasan'ın, iki bacağını da Gazze'nin bombalanmasında kaybeden, bu haliyle tekerlekli sandalyesinde İsrail'e direnirken şehit edilen Fadi Ebu Salah'ın, sağlık görevlisi Razan Eşref en Neccar'ın, Afrinli Şiyar'ın,15 yaşında şehit edilen Esma Biltaci'nin yürüyüşüdür.

Bu süreçte Türkiye'de son beş yılda dokuz darbe girişimi yaşandı. Türkiye, dört genel seçim bir de anayasa referandumu yaptı. Beş yılda beş seçimi başarıyla gerçekleştirdi...

24 Haziran'da yapılacak olan iki seçim de buna ilave edilince beş yılda yedi seçim yapılmış olacak.

Birincisi: 30 Mart 2014'te Yerel Yönetimler,

İkincisi: 10 Ağustos 2014'te halkın ilk defa cumhurbaşkanını doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanlığı,

Üçüncüsü: 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri,

Dördüncüsü: 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinin yenilenmesi,

Beşincisi: 16 Nisan 2017'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumudur...

Altı ve yedincisi ise 24 Haziran'da yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimleriyle Cumhurbaşkanı seçimidir.

Türkiye, demokratik gelişimini sürdürürken ekonomik olarak da büyüdü. Ancak bundan rahatsız olanlar da boş durmadılar. Dokuz darbe girişiminde bulundular.

Hatırlamakta yarar var.

Dokuz darbe girişimi...

Birincisi: 7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı'yla birlikte Başbakan'ın da tutklanması planın yapıldığı darbe girişimidir.

İkincisi: Mayıs 2013'te başlatılan toplumsal kalkışmaya dönüştürülerek ikitidarı ele geçirmeyi amaçlayan ve tam bir terör ittifakı olan Gezi Darbe Girişimi.

Yaktıkları araçların üstünde hatıra fotoğrafları çektirenleri alınlarından öpen malum terör yandaşları bugün de aymazlıklarıyla ittifak halindeler. O gün, köprüye, havaalanına, yüksek hızlı trene karşıydılar bugün de aynılar. Bir milim değişime yok.

Üçüncüsü: Gezi'de başaramayanlar Pensilvanya- Kandil Konseyi ( PKK) / Bileşenleri, Yargı ve Emniyet içindeki kripto militanlarını harekete geçirdi. Gezi'den beş ay sonra 17 Aralık 2013'te ayakkabı kutuları görüntüleriyle darbe girişimi... 'Büyük Yolsuzluk Operasyonu' adını verdikleri bu iftira kampanyasında FETÖ'nün düzmece kasetlerini TBMM'de dinleten meşhur 'Çarkçı', bugün de Pensilvanya- Kandil Konseyi' ( PKK) projesinin yine en başında.

Dördüncüsü: Sekiz gün sonra (25 Aralık) Gezi çapulcularının istemedikleri (Bugün meydanlarda malum kişiler de yıkacaklarını söylüyorlar.) o büyük yatırımların inşasını üstlenmiş firmaların mal varlıklarına el koyarak ülkeyi çökertme, darbe girişimi,

Beşincisi: 1 Ocak 2014 MİT Tırlarına karşı yapılmış casusluk, Türkiye'yi terörle irtibatlı gösterip uluslararası mahkemelerde yargılatmak, uluslararası müdahaleyi meşrulaştırmaktı.

Altıncısı: On dokuz gün sonra 19 Ocak'ta ikinci defa MİT Tırlarına saldırdılar.

Yedincisi: 6-7-8 Ekim 2014'te Kobani ( Ayne'l Arap) bahanesiyle halkın isyana çağrılması,

Sekizincisi: Aralık 2015 ve Nisan 2016 çukur- hendek terörüyle şehirleri rehin alma girişimi. Terör örgütünün ' öz yönetim', 'öz savunma'adı altında kendince bağımsızlık ilan etmeye kalkışması.

Dokuzuncusu ise 15 Temmuz...

Halk, 30 gün meydanlarda nöbet tutu.

Son beş yılda yaşananlar dikkate alınırsa milletçe, nasıl bir ateş çemberinden geçmekte olduğumuz, nasıl bir direniş sergilediğimiz ve 24 Haziran'ın önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Pensilvanya- Kandil Konseyi ( PKK) / Bileşenleri, "24 Haziran son şanımız." diyorlar.

24 Haziran, milletin zaferi; darbecilerin, teröristlerin ise hüsranı olması için herkes " Benim olmadığım yerde kimse yoktur." düşüncesiyle hareket etmek zorunda.