Sosyal adaletin direği Zekât
“Allah (cc) kimseyi gördüğünden geri koymasın” diye bir atasözü vardır. İslam ümmetinin bu günkü hali tam bu atasözünün haber verdiği felaket... Varlık içinde yokluk yaşamanın, efendi iken köle olmanın, aziz iken zelil olmanın zirvesi...
Dünyanın yeraltı ve yer üstü
zenginlikleri ve enerji kaynaklarının %85-90’ı İslam yurdundan çıkıyor. Ancak İslam
ümmeti bu servetlerin ancak %20-25 inden istifade etmektedir. Geri kalan %75’ini
batı sömürmektedir. Haçlı-Siyonist ittifakıyla gizli veya açık aralıksız devam
eden tüm kirli savaşların, işgal ve sömürülerin asıl sebebi de bu sömürünün
kesintiye uğramaması içindir.
İslam ümmeti zaafa uğrayıp islamın
siyasal, sosyal, askeri ve ekonomik birliği bozulalı; tüm dünya huzur, güven ve
refahını kaybetti. Bu kaybedişin asıl sebebi, batının dışarıdan, işbirlikçi
hainlerin de içerden uğraşlarla, ümmet birliğini yok etmesidir. Ama batı,
kalleşçe çevirdiği plan ve desiselerle bu vebali islamın üzerine yıktı. Hâlbuki
bunun asıl faili, işgalci ve sömürücü batının ta kendisi idi.
Batı bunu, islam ümmetini yok etmek
için planladı ama yanıldı. Çünkü bu ümmet imanın verdiği güçle yokluk ve
zorluğa tahammül etmeye alışıktı. Dolayısıyla batı bindiği dalı kesti ve asıl
zararı kendisine ve dolayısıyla tüm insanlığa verdi. Gelecek günler buna daha
net şahitlik edecektir. Küresel ekonomik krizler vs. sadece büyük felaketin
ayak sesleridir. Sadece Rusya, ABD Almanya, Yunanistan, İtalya, İspanya değil,
tüm batı ülkelerinde de ilerde daha büyük felaketler olacaktır.
Kurtuluş
reçetesi İslam’dır
Tüm bu keşmekeşler içinde, zarar gören
ilahi sistemin halkalarından biri de İslam’ın zekât müessesesidir. İslam
öncesinde her konuda olduğu gibi gelir dağılımında da büyük adaletsizlikler
sonucu insan grupları arasında uçurumlar oluşmuştu. İslam geldi insana yeniden
insanlığı öğretti. Paylaşmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı, birlik-berberliği
hatta îsarı/kardeşini kendi nefsine tercih etmeyi öğretti.
Yıl 2022, 21. yüzyıl ve insanlık
yeniden aynı cahiliye cenderesinde... İnsanlar bir sürü izim, sistem, rejim
falan ürettiler... İsimleri cafcaflı, dışı jan janlı ama içi bomboş, kof... Tanıtımlarında
kullanılan cazip ve cilveli sözler sadece mazlumları aldatmak için uydurulan
ambalajlar... Demokrasi, kapitalizm, liberalizm, sosyalizm, komünizm, Marksizm,
faşizm, Nazizm diyalektik sosyalizm, çağdaş demokrasi, ileri demokrasi vs...
Batı her vesileyle İslam’ın erdem,
fazilet ve insanlık dolu tarihine iftira atıp karalamaktadır... islamın 1400
yıllık tarihiyle batının en çağdaş yüz-iki yüz yıllık tarihini bir
karşılaştıralım bakalım ne göreceğiz. Önceki tarihlerinden hiç bahsetmeyelim
çünkü iç karartır, mide bulandırır.
Esasen tüm beşeri sistemler, fakirlerden alıp zenginlere
aktarmak üzere programlanmıştır. Dolayısıyla sürekli zengini daha zengin,
fakiri daha fakir yapar. İlahi sistem ise geyet merhametli bir şekilde
zenginlerden fakirlere tedrici bir şekilde, yılda %2,5 aktararak gelir
dağılımında denge ve adaleti sağlar.
Enflasyon, devalüasyon, zam, faiz,
repo, bono, tahvil, enva-ı çeşit teşvik kredileri vs. düzenlemeler hep fakirden
zengine aktarma yollarıdır. Ayrıca beşeri sistemlerin en büyük gelirleri işçi,
memur ve esnaf emekçilerinden aldığı primler/vergilerdir. Hal buki ilahi sistem
fakirlerden almıyor, aksine zenginlerden alıp fakirlere veriyor.
İlahi sistem zekât geliriyle yol,
köprü, baraj gibi amme hizmetleri yapmaz. Zekâtı direk fakirlere vermek
zorundadır. Amme hizmetleri için devlerin gelirleri yetmiyorsa ayrıca vergi
alınır. Ancak bu vergi de yine zenginlerden alınır. Fakirin verecek durumu yok
ki versin. Verecek durumda olan zaten zengin konumundadır.
Allah (cc) şöyle buyurur:
“Namazı dosdoğru kılın zekâtı
verin ve rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin.” (Bakara 2/43)
“Namazı dosdoğru kılın zekâtı
verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz onu Allah
katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görendir.” (Bakara 2/110)
"İslam beş temel prensip üzerine bina
edilmiştir: Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve
Rasûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Beytullah'ı haccetmek
ve ramazan ayında oruç tutmak." (Buhâri ve Müslim Riyazus salihin h no=
1206)
Resulullah
(sav) şöyle buyurur:
"Allah'tan
başka ilah olmadığına, Muhmmed'in Allah'ın kulu ve Rasûlü olduğuna şehadet
edinceye, namaz kılıncaya, zekât verinceye kadar insanlarla savaşmakla
emrolundum. Bunları yerine getirirlerse, İslâm hakkı dışında canları ve malları
benim için dokunulmaz olur. Onların (batini) hesabı Allah'a aittir." (Buhârî, Müslim Riyazus salihin h no=1209)
"Altın ve gümüşü olup bunların
hakkını vermeyenler için, kıyamet günü o altın ve gümüş ateşten levhalar haline
getirilir. Bu levhalar cehennem ateşinde kızdırılarak onlarla kişinin yan
tarafları, alnı ve sırtı dağlanır. Bu levhalar ne zaman soğusa, kullar arasında
hüküm verilip de ya cennete veya cehenneme gideceğini görünceye kadar elli bin
yıl süren bir gün boyunca yeniden kızdırılır.”
Resulullah (sav) a "Develerin
durumu nedir? Yâ Resulullah?" diye sordular, O da şöyle buyurdu:
"Hakkını ödemeyen deve sahibi -ki bu haklardan birisi, hayvanlar suya
götürüldüğü gün sütlerin sağılıp muhtaçlara dağıtılmasıdır- dümdüz bir alana
yüzüstü yatırılır" develer olduklarından daha semiz olarak ve bir tek
yavru bile müstesna olmaksızın bütün sürü adamı ayaklarıyla çiğneyip, dişleri
ile ısırır. Sürünün sonuncusu üzerinden geçince tekrar baş tarafa gelir. Kullar
arasında hüküm verilip cennete mi, cehenneme mi gideceğini görünceye kadar,
elli bin yıl süren bir gün boyunca bu böyle devam eder.
Rasûlullah'a (s.a) "Sığır ve
koyunların durumu nedir?" diye soruldu. O da şöyle buyurdu: "Zekâtı
ödenmeyen sığır ve koyun sahibi, dümdüz bir alana yüzüstü yatırılır. İçlerinde
ne eğri boynuzlusu, ne kırık boynuzlusu ne de boynuzsuzu müstesna olmaksızın,
sürünün tümü adamı boynuzlar ve ayakları altında çiğner. Sürünün sonu üzerinden
geçince tekrar baş tarafa gelir. Kullar arasında hüküm verilip cennete mi,
yoksa cehenneme mi gideceğini görünceye kadar, elli bin yil süren bir gün
boyunca bu böyle devam eder.” (Buhârî, Müslim Riyazus salihin h no=1214)
Rabbim cümlemizi cimrilik hastalığından
arındırıp, fadlından cömertlik lütfeylesin... amin!.. Subheneke... Bihamdike...
Esteğfiruke...
Muhammed Özkılınç