Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Kasım 2019

Suriye’de her ülke bir ilçe kurmalı


Köstebek gibiler. Barış sürecini fırsat bilip Diyarbakır’ın Sur, Cizre ve Şırnak şehirlerinin altına tüneller kazıp yuvalandılar. Türkiye, halka zarar vermeden tüm teröristleri tek tek temizledi. Bağımsız kanton ilan ettikleri Afrin’in dağlarını delik deşik edip II. Dünya Savaşı’nda bile görülmeyen devasa tüneller yaptılar. Birbirine bağlı bu tünellerde minik dronlar avladı onları...

Türkiye’de mağaraları, Suriye’de yer altını pek sevdiler. Ne Sur, ne Afrin ders olmadı ki, Suriye’nin kuzeyini bir baştan bir başa tünellerle döşediler. Türkiye girip armut gibi toplamaya başlayınca da ağababalarının himayesine sığındılar. İki gün önce Resulayn Devlet Hastanesi’nin altında sadece YPG’li terörirstlere hizmet veren, halka kapalı bir hastane ortaya çıkarıldı. Yaralı teröristlerin tedavi edildiği bu gizli kattan üç ayrı yöne tüneller kazılmıştı. Yaralanan teröristler gizlice getirilip tedavi ediliyordu… Çünkü orada işgalciydiler, halk onları istemiyor ve destek vermiyordu.

Peki, kim destekliyordu? ABD ve AB açık açık, İsrail ise gizlice destekliyordu. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı bayan Tzipi Hovotely, önceki gün Knesset’te bunu açık açık itiraf etti. Terör örgütünü “ılımlı” bulduklarını vurgulayıp, komünist zihniyetteki YPG’lelileri “batı yanlısı” olarak nitelendirdi. Asıl niyetini ise sözlerinin sonunda anlattı: “YPG’nin gücünü koruması İsrail’in çıkarınadır. YPG’nin çöküşü İsrail açısından tehlikeli ve olumsuz bir senaryodur.”

***

Barış Pınarı Harekâtı durmadı, devam ediyor. Şu ana kadar Suriye Milli Ordusu’ndan YPG ile çarpışırken şehit olanların sayısı 150’yi, yaralıların sayısı ise 550’yi geçti. YPG’liler, Amerika ve Rusların zoru ile güneye çekildi ama rahat durmuyorlar. Taciz ateşine devam ediyorlar. Anında karşılık alıyorlar ama güvenli bölgeye tacizlerin tamamen kesilmesi gerek.

Terörle mücadele yurt içinde de kesintisiz sürüyor. Köklerine kıran giriyor. Geçen hafta Doğu Anadolu Bölgesi’ndeydim. Üç ilimizi gezdim. Şehirlere huzur ve barış ortamı hâkim olmuş. Ticaret canlanmış, yatırımlar hareketlenmiş. Devlete olan güven geri dönmüş. PKK’ya katılımın sıfırlanması da bunun en güzel göstergesi...

Artık “tehlikeyi kaynağında kurutma” stratejisi hâkim. Kandil ve Sincar bataklıklarının kurutulmasına az kaldı. Suriyeli göçmenleri kademeli bir şekilde yurtlarına yerleştirme zamanı geldi. Sadece Türkiye’deki değil, Ürdün, Lübnan ve diğer ülkelerdeki Suriyeliler de, 30 kilometrelik güvenli bölgenin yanı sıra güneydeki topraklara da yerleştirilmeli. ABD de, DEAŞ’lılar gibi eğitip donattığı YPG militanlarını alıp nerede kullanmak isterse oraya götürebilir.

***

Bu aşamada Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na çok iş düşüyor. YPG’nin bir terör örgütü olduğu, sivil ve silahsız insanları bombalayıp öldürdüğü gerçeği, tv, basın ve tüm sosyal medya kanalları kullanılarak bıkmadan usanmadan anlatılmalı. Türklerle Kürtlerin ülkede birlikte kardeşçe yaşamak istediği özellikle batılı ülkelerin beynine kazınmalı.

Barış Pınarı Harekâtı sırasında Türkiye’nin tezlerini canlı yayınlarda ABD ve Avrupa medyasında kora kor şekilde başarıyla anlatan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet’e ve benzer akil insanlara yeni dönemde çok iş düşüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sırasında Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın, güvenli bölgede yeni yapıların ve köylerin kurulmasına destek vereceklerini söylemesi diğer Avrupa ve Arap ülkeleri için örnek olmalıdır. Her bir devlet güvenli bölgede bir ilçe kurarak Suriyeli göçmenlerin kendi ülkesine, evine, yurduna dönmesine destek vermelidir.