Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Mart 2024

Suruç'ta Newroz

Çocukluğum ve gençliğimin bir kısmı Suruç'ta geçtiği için "yaşadığım bir Suruç vardı" kitabını yazdım. Suruç'tan hiç kopmadım. Benimle yaşıt olanlar bu kitapta yazdığım ufak tefek hatalar olsa bile, okuyanlar hiç itiraz etmediler. Çünkü herkes kendi penceresinden etrafı ve olayları seyreder.

Suruç Harran’dan sonra Urfa’nın en öne çıkan ilçesidir. Zaten ilk ismi olan Seruğ ismi Hz. İbrahim'in (a.s.m.) bir yakınından gelmektedir. Tıpkı Harran’da olduğu gibi. Suruç halkının nerede ise tamamı Kürt’tür ve tam bir kültür birliği vardır.1950 ve 1960’lı yıllarda Suruç'ta iki göl ve akan iki dere vardı. Suruç'un etrafı nerede ise tamamen ağaçlarla çevriliydi. Suruç'un bütün köylerinde ve ilçe merkezinde kerpiçten yapılmış belki binlerce kubbeli evler vardı.

Bu kubbeli evlerden numune olarak yaptığım teklif üzerine Suruç Kaymakamlığı, Aligör Mahallesi’nin güneydoğu tarafında lavanta çiçeklerinin ekildiği alana bitişik altı adet Suruç evi yaptırdı ve birçok turların uğrak merkezi oldu.

Suruç'un bazı hususiyetlerini kısaca arz ederken Suruç'ta yaşanan Newroz şenliklerini zihinlerinizde canlandırmak istiyorum.

Malum olduğu üzere Newroz bahardaki ilahi tecelliyi hatırlamak ve Allah'a hamd-u sena etmek içindir. Newrozu kutlamak demek hayatı olmayan topraktan, hayat fışkıran bir dirilişin varlığını kabul etmek demektir. Bütün otlar, çiçekler topraktan başını çıkarırken, ağaçların başlarında da tomurcuk ve çiçeklerin açmasıyla yepyeni bir hayatın müjdesini verirler. Ayrıca Newroz bazı küçük hayvanların da dirilişine vesile olmaktadır.

Newrozu her yıl eksiksiz kutlayan bir Suruç halkı vardı. 23 Mart günü Suruç halkı için tam bir şenlikti. Suruç halkı Newroz demesini bilmezdi. Sultan Naroz olarak telaffuz ederlerdi.

Sultan Naroz günü kadınlar ve kızlar en güzel elbiselerini giyer ve erkeklerden ayrı bir bahçede bir araya gelirlerdi. Böyle bir şenliğe birde çocukları ilave ederseniz nasıl harika bir manzara oluştuğunu tahayyül edebilirsiniz.

Herkes kendi evinden getirdiği yemek ve yiyecekleri yerler ve bazılarına ikramda bulunurlardı. Hatta bir bayan kocasına Sultan Naroza gideceğini ve çiğ köfte yapmak için et getirmediğini söylemesi üzerine, adam hemen ahırda bulunan bir danayı boğazlamış ve hanımına çiğ köftelik et temin etmişti.

Çocukların o şenlik esnasında oyun oynamaları ve çocuksu bağrışıp çağrışmaları o şenliğe bir başkalık katardı.

Erkekler ise başka bir alanda bu şenliğe iştirak eder, böyle bir mekânda ve kalabalık ortamlarda sohbet etmenin de ayrıcalığını yaşarlardı.

Gençler de kendi aralarında çeşitli oyunlar oynayıp hoşça vakit geçirirken, yarıştıkları rengarenk uçurtmalarla Suruç'un semalarını süslerlerdi.

Bu arada bazıları at yarışları düzenleyerek şenliğe bir başka güzellik ve anlam katardı.

Suruç’ta Newroz günü bambaşka bir havaya bürünür ve tam bir halk şenliğine dönüşürdü. Zaten tüm bayram ve şenlikler insanların bir araya gelmesiyle anlam kazanır.

Yediden yetmişine kadar Suruç halkı böylesine muhteşem bir günü birlikte yaşardı.

Ta ki, siyaset Newroz’a müdahale edinceye kadar. O güzelim şenlik ve o harika birliktelik maalesef yok olup giderken halkın kültürüne de adeta bir atom bombası konulmuştu.

Güya günümüzde Newroz’u siyasi amaçla kutlayanlar hem geçmişe hem de kendilerine şöyle bir göz atsınlar. Newroz’dan eser mi bıraktılar? Keşke belediyeler eski Newroz şenliklerini aslına uygun bir şekilde tekrar canlandırabilseler, muhteşem bir kültürü korumuş olurlar.

Hepimize çok büyük geçmiş olsun

Haydi kalın sağlıcakla..