Dolar (USD)
32.45
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2425.08
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Mart 2024

"Takva mucizesidir oruç"

Sahurla başlayan iftarla ödüllendirilen kutsal yolculuktur oruç, Yüce Allah'ın, oruçluyu bizzat mükâfatlandıracağının müjdesi ruha ayrı bir huzurdur. Sahur ruhun dinginleştiği, sükûna erdiği, gecenin sessizliğinde insanın ruhunu demlediği vakittir. Gündüzü, dünya telaşında yorulan bedenin halinin özetidir. İftar vakti ise insanın fıtratına döndüğü zamandır. Özünü hatırlamasıdır. Özüne uygun yaşayanın ödülünü aldığı zamandır iftar. Kurak toprakların suyla buluşması misali bir bardak su ile iftar ederken suyun bereketini ve azizliğini tüm hücrelerinde hissetmektir.

Ne güzel diyor Sezai Karakoç: “Ve oruç tutmak! İnsan yüreğini canlı, cıvıl cıvıl sesli kuşlarla doldurmak değil midir?” O heyecanı ve mutluluğu yüreğinde hissederek tutmak orucu, ne güzel tutulmaktır oruca. Orucu külfet olarak görmek yerine nimet olduğunu kavrayabilmek ödüllerin en güzeli olsa gerek. En kıymetlimiz Yüce Allah tarafından kıymet verilenlerden olmak ve kendini ayrıcalıklı hissetmek ne güzel saadet…

Dünyanın bütün nimetlerini elinin tersi ile iterek yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için yerine getirilen ibadettir oruç. Zengininden fakirine, en rütbelisinden rütbesizine, müdüründen hizmetlisine, büyüğünden küçüğüne Müslümanların aynı huşu ve huzurla yerine getirmeye gayret ettiği ibadettir oruç. Aradaki mesafelerin kalktığı, insanların kıyafet ve rütbelerinden arındığı ibadettir oruç. Herkesin karşılıklı halleştiği, birbirinin halinden anladığı ibadettir oruç. Yüce Allah’a karşı tam bir teslimiyetin vücut bulmuş halidir.

Varlığın içinde yokluğun ne olduğunu bize anlatan ibadettir. Varlığın anlamını yoklukta bulduğu zamandır Ramazan. Sahibi olduğumuz nesnelerin aslında bekçisi olduğumuzu anlıyoruz. Bekçiden de öte emanetçiyiz. Bize ait olduğunu sandıklarımız ne kadar bizim? Bir nefes kadar kıymeti olmayan şeyler için bir ömrü heba etmeye değer mi? Sende kalan değil; verdiğin senindir. Peygamber Efendimiz (SAV), bir kurban kesildiğinde ondan geriye kendilerine ne kaldığını sorduğunda Hz. Aişe, “Sadece bir kürek kemiği kaldı. Diğerlerini dağıttık.” der. Bunun üzerine Peygamberimiz (SAV), “Desene Aişe, bir kürek kemiği hariç hepsi bizim oldu!” buyurdular. Hakikat böyle iken yediğin değil verdiğin senindir şuurunu gönüllere nakşeden aydır Ramazan. Emanetin sahibini memnun ettiğin müddetçe emanetin hakkını vermiş olursun.

Bu yönüyle Ramazan yardımlaşmaya, paylaşmaya vesiledir. Bunların hepsinin üstüne insana sabrı öğretir. Allah’ın rızasını kazanmak için kendi nefsini dizginleyip, arzularına gem vurmaktır oruç. Bir vakte kadar temel ihtiyaçlarını ötelemek, halden anlamak, hali vakti yerinde olsa dahi yokluğun ne olduğunun bilincine varabilmektir oruç.

Bir gün öncesine kadar rutin hayat kaideleri içerisinde yaşamaya devam ederken sahur vakti ile niyet ettikten sonra iftara kadar nefis ile ruh arasına perde çekmenin adıdır oruç. Namaza dururken iftitah (başlangıç) tekbiri ile her şeyi arkasında bırakarak nasıl huzura duruyorsa insan, imsak ile de iftara kadar nefsî ihtiyaçlarını öteleyerek huzura duruyor. Sadece Allah’ın rızası ve hoşnutluğunu kazanmak gayretiyle bunu yaparken sabrı kendisine yoldaş ediniyor insan. Bu anlamda sabrın anahtarıdır oruç. Canı tez insanların bile sabırlı olmasına vesiledir. Peygamber Efendimiz (SAV) de “Oruç sabrın, sabır da imanın yarısıdır.” buyurarak bu konuya dikkat çekmiştir.

Oruç, hem mideyi, hem de ruhu dinlendirir. Malın zekâtı mal ile olurken, bedenin zekâtı oruç ile olur. On bir ay durmaksızın çalışan midenin istirahati, sağlığın kaynağıdır oruç.

Oruç sadece ağızdan girene değil, çıkana dikkat edilmesi gereken bir ibadettir. Ahlâkın tesis edilmesinin nişanesidir. Yüce Allah, “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara Sûresi, 183. Ayet) buyurarak insanın sadece yeme içmeden kendini alıkoymasını değil, aynı zamanda günahtan ve kötü davranışlar yoluyla Allah’a karşı gelmekten sakınmaları için de oruç ibadetini farz kılmıştır.

Üstad Merhum Sezai Karakoç’un da dediği üzere “Namaz günde beş kere kapımızı çalan güneştir… Oruç ise insanın her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir... Her yıl gelen bir takva mucizesidir oruç.” Ne mutlu bu mucizeyi yaşayabilenlere… Rabbim tuttuğumuz ve tutacağımız oruçlarımızı kabul buyursun.