Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2438.90
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Tarih 23 Aralık Rim cennete dğdu

"Sen filistin hokkalarını doldur kanla

Şairler eğer ahın varken

Uzanırlarsa tomurcuklara güllere

Herbiri kanlı bir ateş gibi korku

Bir azar bir şamar olsun

Filistin sen işine bak kar toprağını

Yoğur gazabını yaradanın"

Cahit Zarifoğlu

Gazze’nin semalarına günlerdir ölüm yağalı zor yazıyorum. Bu yazıyı zor da olsa Rim için yazmalıyım diye düşündüm…

Dünyada eşi görülmemiş bir soykırımın ortasında yazmak anlamını yitirdi. Kelimelerim, yüreğim, bu acıyı anlatmaktan aciz kaldı.

Bizler yazarken, soykırımı izlerken ekranlardan, kahvaltı yaparken, akşam yemeği yerken çocuklarımızla birlikte oysa onlar ölümü, açlığı, yokluğu yaşıyorlardı. Binlerce çocuk, kadın, genç, yaşlı direnerek ölüyorlar, ölümü güzelleştirerek cennete akıyorlardı.

Tam da insanoğlunun hümanizmden, insan haklarından bahsettiği, Batı’nın insanlık adına nice değerleri anlatmaya, inşa etmeye çalıştığı bir zaman diliminde oldu olanlar…

Fosfor bombaları yağıyor göklerden, Gazze’yi silmeye çalıştılar haritalardan ama dünyanın hafızasına kazındı direniş destanıyla…

Eşi görülmemiş bir direnişin şahidiyiz. Çocuklar, kadınlar acizdir ya, korunmaya muhtaçtırlar her daim. Onlar ölümü güzelleştirerek, onlar hayatı anlamlı kılarak, ölümü de öldürerek cennete akıyorlar şimdi...

Kan içen vampirler gibi şimdi Amerika, Batı, İsrail, bir avuç savunmasız, bir kıyı şeridine hapsedilmiş, her şeyi ellerinden alınmış Gazze halkını soykırımla yok ettiklerini sanıyorlar. Oysa inanmanın, adanmanın, sadece Allah için yaşamanın, pimi çekilmiş bir iman bombası gibi yaşamanın anlamını hiç birisi anlayamaz.

Onlar vurdular, uçan güvercinleri, çocukların uçurtmalarını, çağın vicdanını, daha doğmamış çocukların rüyalarını… Onlar sonra yiğit delikanlıları, saçı ağarmış ihtiyarları, aciz bebeleri vurdular… Ancak unuttukları bir şey vardı, vurdukları her şehidin kanı toprağı sularken, sınırları aşan bir özgürlük şarkısı yankılandı dünyanın semalarında.

Onlar vurdular, onlar öldürdüler, onlar katlettiler, insanlığı, vicdanı, merhameti, sevgiyi, dostluğu, kardeşliği ve dahi inanmayı katlettiler. Ama katlettikleri her can, nefes alan her masum asıl kendi zaaflarıydı ve asıl kendilerini katlediyorlar, kendilerini öldürüyorlardı.

Acımasız ve zalimce öldürdüler kendilerini. Acımasız ve zalimce dünya tarihine görülmemiş bir zulüm anıtı diktiler. Kendilerini zalimce gömdüler Gazze’nin masum ve kutlu toprağına. Gerçek buydu evet; İsrail aslında kendini gömmüştü dünyanın gözü önünde Gazze’nin moloz yığını halini almış olan toprağına…

Her bir canımız, her bir yavrumuz, her bir annemiz vurulurken, pare pare bedenleri dağılırken doğuyorlardı cennet yurduna. Gazze’nin masum halkı cennete aktıkça, onlar daha çok ölüyorlardı, katiller daha çok yok olmaya doğru gidiyorlardı.

Ambargolarla suyu, ekmeği, aşı, elinden alınan ve bir ölüm kıyı şeridine hapsedilip üzerine bombalar yağarken Gazze’nin, onlar kötülüğün, zulmün tarihini yazdılar ve binlerce kez öldüler dünya halklarının gözü önünde.

Küçücük bir kız çocuğu koşuyor, oynuyor dedesinin sakallarıyla. Bilmiyor silahların gücünü, Siyonistlerin nefretini bilmiyor. Ta ki dedesinden, annesinden, babasından bombalarla ayrılana dek.

Sizler zavallısınız oysa. Sizin gücünüz silahı olmayan, kendini bile koruyamayan masum çocuklara yetecek kadar zavallısınız. Masumlara sıktığınız her mermi, attığın her bomba kendi yüreğinize, kendi insanlığınıza atıldı oysa ve öldünüz…

Rim, cennete doğarken öldünüz. Rim, daha büyüyemeden, okullara gidemeden, genç kız olup nazenin bir salınışla yürüyemeden, Rim anne olamadan onu katlettiniz. Siz öldünüz… Rim yaşadı, cennete doğan bir cennet kuşu oldu. Ölümsüzlüğü, şehadeti, gerçek güzellikleri yaşayacak, cennetin kızı olarak büyüyecek… Oysa siz öldünüz, siz kendinizi öldürdünüz. Çocuklarınızı, geleceğinizi, izzetinizi, insanlığınızı, onurunuzu, merhametinizi öldürdünüz…

Çocuklarınıza bıraktığınız kan ve zulüm kokan, masumların kanlarıyla sulanmış gasbedilmiş, işgal edilmiş kutlu topraklarda temiz bir hatıranız, insanca, merhametlice bir duruşunuz yok. Çünkü siz çocuklarınıza bir soykırım mirası bıraktınız. İnsanlığın nefretini bıraktınız. Tanıdı sizi insanlık, tanıdı sizi dünya. Ey İsrail, artık kanınızda boğulduğunuz zamanlara geldiniz. Her bir masumun kanı, sizi ve size yardım edenleri, arkanızda duranları boğacak. Siz öldünüz çünkü siz asıl kendinizi soykırıma uğrattınız.

Rim cennete doğarken ve binlerce Rim cennete uçarken siz öldürdünüz kendi çocuklarınızı, gençlerinizi, tüm halkınızı... Ve günlerdir aylardır öldürmeye devam ediyorsunuz.

Ölümü de öldüren bir halk var karşınızda, izzetli, şanlı, gururlu, onurlu bir halkla günlerdir çarpışıyorsunuz. Aylardır onların üzerine bombalar yağdırıyorsunuz. Ama diyorum ya asıl bombalar sizin yüreğinize, insanlığınıza, sefil ve korkak bedenlerinize yağıyor. Asıl siz kendinizi öldürdünüz. Rim yaşıyor, hep yaşayacak, hiç ölmeyecek. Asil ölen sizler olacaksınız. Asıl tarih sizi unutacak, unutturacak, haritalardan silinen sizler olacaksınız. Barbarlığınızla, kana doymaz acımasız vicdansızlığınızla sizler unutulacaksınız ve yok olacaksınız.

23 Aralık Rim’in doğum günü… Rim cennete doğdu biz buna inanıyoruz. Pembe beyaz yanakları, kıvır kıvır saçları, cennet gülüşüyle hep koşacak sonsuzluk ülkesinde.

Ve tüm mazlum Gazze halkı, ölümü de öldüren güzel halk an an cennete doğarken ölüyor İsrail. Kahraman bir halk çoluk çocuk genç yaşlı an an cennete doğarken yok oluyor, zillet içinde ölüyor İsrail…

23 Aralık Rim’in doğum günü. Bu tarih şehit çocukların doğum günü olarak geçecek tarihe ve hiç unutulmayacak. Destanlar, şiirler yazılacak, şarkılar bestelenecek. Dünya Rim’i hep hatırlayacak. Dünya Gazze’yi, mazlum ve masum ama o denli de cesur ve izzetli halkı hep hatırlayacak.

Biz onlar şehadete yürürken ne mi yapacağız. Daha bir ümitvar olacağız. Yaşananlardan ders alacağız. Aynı ümmetten olduğumuz bu şanlı halkla gurur duyacağız. Yine onlara hami olmak için, kardeş olmak, yaralarını sarmak için elimizden geleni yapacağız. Ve anlayacağız ki aslında bu ümmete yaşadıkları imanla gerçek hami, gerçek önder bir avuç Gazzeli Müslümanlar.

Zalimin, katilin, zorbanın tankına, tüfeğine, bombasına yardım olarak giden tüm boykotları uygulayacağız. Hayber’i hatırlayacağız, Efendimizin izini süreceğiz. Boykot önemli. Yapacağımız hiç bir şeyi küçümsemeden Gazze halkının yanında olacağız.