Dolar (USD)
32.20
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Kasım 2012

Turgut Özal şehit mi?

Daha üniversitede öğrenci idim. 1993 yılının Nisan'ıydı. Beyazıt'tan Aksaray'a indik. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın cenazesi defnedilecekti. Hayatımda görmediğim kadar mahşeri bir kalabalık vardı. Vatan Caddesi'nin tamamı Yusufpaşa'dan Ulubatlı'ya kadar tıklım tıklım insan doluydu.

***

Türkiye'yi "küçük Amerika yapan", özelleştirmeleri ile devleti 'Komünistlikten" kurtaran, köprüleri satıp "vatanı peşkeş çeken", ekonomiyi kapitalistleştiren, neo liberal politikaları ile kafaları allak bullak eden, Kürt sorununun çözümü ve Başkanlık sistemleriyle ilgili ezber-sinir bozan, şortla birlik denetleyen ve sivilliği önemseyen Turgut Özal'ın cenazesi Fatih Camii'nden çıkmış Vatan Caddesi'ne indiriliyordu.

Cenaze kortejini izleyen kalabalıklar, Chopin'in cenaze marşını çalan askeri bandonun sesini bastırmak için hançeresini yırtarcasına teşrik tekbirleri getiriyordu.

***

Turgut Özal, İstanbul'a defnedilen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Kalp krizi sebebiyle öldüğü açıklanan Özal'ın ölümü hep şüpheli bulundu.

Şimdi bu şüpheleri gidermek için fethi kabir yapıldı. Keşke vefatının hemen ardından otopsi yapılsaydı veya ailesi yıllardır ellerindeki bilgileri ve saç tellerini yetkililere teslim etseydi ama olmadı.

***

Özal'ın zehirlenme meselesi şu anda kamuoyunun en önemli gündem maddesi. Evlerde, kahvelerde, berberlerde, sanayi sitelerinde, okullarda, sokakta en çok bu konuşuluyor.

Yokluklar içinde geçen yılların ve darbecilerin yönetiminin ardından telefonu, elektriği, otoyolları hatta muz gibi meyveleri Özal'la gören milletin nezdinde vazife başında ölen Turgut Özal şehittir!

***

Bu noktada bir parantez açarak 1993 yılına biraz daha yakından bakalım. O yıl sadece Özal ölmedi.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu evinin önünde otomobiline konan bomba ile öldürüldü.

Eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci ailesi ile birlikte Bolu-Gerede'de şaibeli bir trafik kazası geçirerek hayatını kaybetti.

Dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in uçağı, bilinmeyen bir sebeple Ankara'da düştü. PKK'lılar Bingöl-Elazığ karayolunu keserek teskere almış silahsız 33 askeri şehit etti.

Sivas olaylarında 37 kişi katledildi.

Başbağlar köyünde PKK ve diğer örgütlerin ortak yaptığı eylem sonucunda 33 kişi hunharca katledildi.

JİTEM'İn kilit ismi Cem Ersever öldürüldü.

***

Ölümlerin ve olayların çoğunun gelip düğümlendiği nokta Kürt sorunuydu ve fotoğrafın bütününe bakıldığında "Dokunan yanar" gibi bir tablo ortaya çıkıyordu.

Turgut Özal, Kürt sorununu çözmeyi kafaya takmıştı.

Adnan Kahveci, Kürt Raporu hazırlamıştı.

Mumcu, derin devlet-PKK ilişkisiyle ilgili bulgulara erişmişti.

Eşref Bitlis, Özal'a yazdığı mektupta PKK ile işbirliği içerisindeki bazı isimleri vererek Kürt sorununa çözüm önerileri sunmuştu.

Cem Ersever de ölmeden önce sorunun demokrasi ekseninde çözüleceğini söylüyordu.

***

Dönelim Özal'ın otopsi meselesine. Bir aydır maille ve telefonla en çok okurların şu sorusuna muhatap oluyoruz: "Özal gerçekten zehirlendi mi?"

Adli Tıp, zehirlenme iddialarıyla ilgili "var" da demedi inkar da etmedi!

Konuya yakın isimlere bu soruyu sorduğumuzda ise Özal'ın DNA'sından alınan örneklerin "zehirlenmeye" işaret ettiği ifade ediliyor.

***

Ama millet bu konuda yıllardır şüphelenmekte haklı olduğunu ve Özal'ın şehit olduğuna inanıyor.

Aralık ayında Başsavcılık raporu kamuoyuna açıklayana kadar "şüpheler" sürecek!

Doğrusunu ise şüphesiz Allah (CC) bilir!

 
TDV kurban