Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Ağustos 2021

​Türk Arabistan'ı ve Suriyeliler

“Osmanlı” Devletimizin sınırları içindeki milletler:

Türkler, Araplar, Kürtler, Keldaniler, Kıptiler, Afrikalılar, Acemler, Gürcüler, Tatarlar, Moldovalılar, Romenler, Bulgarlar, Arnavutlar, Boşnaklar, Macarlar, Sırplar, Yunanlılar, Ermeniler, Yahudiler...

Sınırlarımız içindeki devletler:

Macaristan, Makedonya, Kosova, Bosna, Karadağ, Arnavutluk, Suriye, Irak, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Umman, Yemen, Lübnan, Mısır, Sudan, Somali, Tunus, Cezayir, Fas, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Kırım, Azerbaycan, Gürcistan idi.

Hepsi bizim şemsiyemiz altında idiler. Böylesi bir ihtişam pek az millete nasip olmuştur.

6 asır, tam 6 asır, kimseye bu ülkeyi terk edin demedik. Kimsenin kılına dokunmadık. Kimsenin hakkını yemedik. Kimsenin dinine, malına, canına, ırzına, namusuna halel getirmedik.

Bugün halen, Araplardan, Sırplardan, Yunanlılardan, Yahudilerden, Macarlardan Osmanlı asırlarını hayırla, özlemle yad edenler vardır.

Osmanlı’dan ayrılan Araplardan ziyade, Osmanlı’yı savunan Araplar vardı. Araplar, I. Dünya Savaşı’nda, Çanakkale’de, Kafkaslar’da, Balkanlar’da 200 bin şehit verdiler.

Buna “Pax Ottomana” diyorlar.

Ölümcül bir pandemi olan ırkçılık, diğer bir çok mikrop gibi, Avrupa’ da üretildi, tüm dünyaya yayıldı.

Irkçılığın en son bulaşması gereken, ırkçılıktan en çok sakınacak olan millet, Türk Milleti idi.

Çünkü...

Türk Milleti, şemsiye idi.

O şemsiye dağılmakla “bizim devletimiz” dağılacaktı.

Osmanlı; ismiyle, sistemiyle, hukukuyla, adaletiyle diğer milletleri ırk üzerinden hiç taciz etmedi ve bu nedenle 6 asır taht ve baht sürdü.

Osmanlı, Türk idi, Türk kaldı, Türk oldu, ama, ırkçı olmadı.

Türklere ırkçılığı 2 Yahudi bulaştırdılar.

Leon Cahun ve Herman Vanbery.

Moiz Kohen Tekinalp ve Bernard Lewis üçüncü ve dördüncüsü oldular.

Araplara, Arapçılığı, yine bir Yahudi , Michel Eflak bulaştırdı.

Acaba Türklerin Türkçülük, Arapların Arapçılık yapmaları Yahudileri neden böylesine ilgilendirmişti?

Bir devletin cephelerde ve haritalarda parçalanmasından daha tehlikelisi, zihinlerde parçalanmasıdır.

“Devlet-i Ali Osman”ı başımızda parçalayanlardan Britanya’nın istihbarat Binbaşısı, Irak’ın kurucusu, Madam Gertrude Bell, raporlarında Suriye, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Yemen’in toplamına “Türk Arabistan’ı” der.

İsrailli yazar Yuval Noah Harari’ye göre; “Lawrence filmi, Arapların Türklere isyanını anlatan, bir İngiliz destanıdır”.

İşte o “İngiliz Destanı”nı 1800’lerdeki Britanya Bağdat Elçisi Rich ile Gertrude Bell ve Lawrence yazdılar.

Vatan; “kaybedilmemiş topraklar” demek değildir!

“Türk Arabistan’ı”, halâ “Türklerin Arabistan’ı”dır.

Haritalarda kaybetsek te, zihinlerimizde kaybetmeyeceğiz.

Sykes ve Picot, İngiliz ve Fransız iki diplomat, cetvellerini ülkemizin üzerinde gezdirirken, çizgilerini, Kilis ve Urfa’nın batısından çizseler, Kilis ve Urfa’yı başka ülke mi sayacaktık?

Kilis ve Urfalılara “defolun” mu diyecektik?

Tarih yazmış koca millet, Syces ve Picot’un senaryosunda mı oynayacak?

Bugün “Suriyeliler defolsun” diyenler, Lawrence filminde, o İngiliz destanının ikinci perdesinde oynuyorlar.

İngilizler, o zevki ikinci kez tadıyorlar.

Biz bunu nasıl yaparız?

Dün onlarca milleti yöneten o koca millet, nasıl böyle küçük oynar?

Suriye, Ürdün Lübnan gibi isimler Gertrude’nin, Rich’in, Sycos’un, Picot’un uydurmalarıdır.

Oralar gerçekte ve halâ “Türk Arabistan’ı”dır.

Beyrut’taki Amerikan Okulunun 1866 yılındaki temel atma töreninde, Okul Müdürü, Dr. Daniel Bliss:

“Dostlarım bugün burada tarih yazıyoruz. Bu okul bir dünya kuracaktır. Paul’un meşhur deyimiyle ‘Ben tohumları attım, Apostol suladı’, biz de burada mahsulü alacağız” diyordu.

O mahsulü, Bliss’lere vermeye devam mı edeceğiz?

Müstevlilerin, içimizden bazılarının zihinlerini işgal etmeleri, ülkemizi işgal etmelerinden daha acıdır, daha vahimdir.

Unutmayalım, Bulgaristan’ın kurucu kadroları da, İstanbul’da Robert Kolej’ de yetiştirildiler.