Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2394.24
BIST 100
10152.36
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Eylül 2023

​Üçüncü yol

Seçimlerden sonra Türkiye’nin, Batı’ya verdiği mesajlar kamuoyunda çokça konuşuldu. Kimisi “Türkiye Batı’dan kopamaz” manşetleri atarken, kimisi de “Devletimizin geri adım attığı” gibi GÜLÜNÇ yorumlarda bolundu. Oysa durum çok farklıydı. Zira Küresel ABD ile sermayeyi Çin’e kaydıran diğer Küreselciler arasında, bir mücadele vardı dünyada. Ve bu aktörler YENİ DÜNYA HÂKİMİYETİ için, her türlü çirkin enstrümanı kullanmaktan çekinmeyen güçlerdi. Buna karşı Türkiye ise askeri ve ekonomik açıdan OLUŞUMUNU TAMAMLAMAK adına, DENGE POLİTİKASI gütme planları yapıyordu. Bu manada trilyonlarca dolar ticari hacmi bulunan İpek Yolu Projesi, ilk etapta bize en uygun şartları sundu. Ancak Devletimizin Rusya ile yekin diyaloğu ve mevcut proje dolayısıyla doğuya yanaşması, ABD öncülüğündeki Batılı ülkeleri rahatsız etti haliyle. Akabinde de sayısız badirelerle, yüzleşmek durumunda kaldık malumunuz üzere. Keza baskı öylesine büyümüştü ki, ekonomimizin de bundan nasibini aldığını tecrübe etmiştik. Tabi Pandeminin dünyaya ekonomik etkisi ve yaşadığımız büyük Kahramanmaraş Depremi de buna eklenince, bugünlere kadar geldik.

Bu minvalde Finlandiya’nın NATO üyeliğini onaylamamız, denge politikamızın BİR AYAĞINI oluşturdu. Seçimlerin ertesinde Batıyla tekrar konuşup, SERMAYE AKIŞINI sağmamamız da diğer ayağını… Ama son kertede önümüzde, Ekim’de başlayacak Meclis çalışmalarıyla, İsveç meselesi gibi kritik bir konu bizi bekliyordu. Gerçi Sn. Cumhurbaşkanımız bu zaman zarfında, İsveç’in PKK/YPG ile mücadele etmesine yönelik kanunlar çıkartılmasını sağlamıştı. Hatta NATO görüşmelerinde, “AB üyelik” mevzusunu da masaya getirerek, edinimlerimizi arttırmaya çalışmıştı. Bu durum Türkiye’nin hanesine, diplomatik bir başarı olarak yazılmıştı hiç şüphesiz. Fakat gelin görün ki bu başarı, İsveç’in kanunları uygulamada isteksiz görünmesini ve bazı militanlara, Yüce Kitabımızı yakma izni vermesini engellemedi maalesef. Üstelik ABD’nin F-16 uçaklarını direk buna odaklaması ve Batı sermayesinin de aba altından “AMBARGO GÖSTERMESİ”, İsveç’i daha da çok yüreklendirdi. Ardından da AB Parlamentosunun; “Türk hükümetinde ciddi yön değişikliği olmadığı sürece, AB üyelik süreci mevcut şartlar altında yeniden başlayamaz” raporu hiç gecikmedi. Kısacası hali hazırda NATO tatbikatlarına ZATEN KATILAN İsveç’in, üyeliğini onaylasak ta onaylamasak ta, hiçbir şeyin değişmeyeceği ortadaydı.

Neden mi? Hindistan’daki son G-20 Zirvesinde, Türkiye’ye verilen mesaj açıktı hattı zatında. Öyle ki zirvede konuşulan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Projesi, Çin’in İpek Yolu Projesine ALTERNATİF biçimde teşkil edilmişti. Ve DÜMENİNDE de ABD yer alıyordu. Asıl konu ise bu ticaret güzergâhında, TÜRKİYE’nin BY-PASS edilmesiydi ne yazık ki… “Peki, bu proje yapılabilir mi” derseniz, oldukça zor bana kalırsa… Ama projeden Türkiye’nin tard edilmesinin, çok şey ifade ettiğini de göz ardı etmemek lazım. Kaldı ki bu duruş; “Türkiye teslim olmadıkça, ağzımızla kuş tutsak dahi, Batı’nın bizi asla kabul etmeyeceğinin” de ispatı sayılabilir. Buna rağmen diretmenin ise büyük hata olacağı net şu aşamada. Tabi Devletimizin şimdiye kadar yaptığı gibi, ÇIKARLARI NİSPETİNDE DENGE POLİTİKASINI İŞLETMESİ MÜSTESNA… Bırakalım İpekyolu ile Baharat Yolunun sahipleri, birbirleriyle uğraşa dursunlar. Zira bu ikisi dışında, YENİ BİR GÜÇ BLOĞUNUN YÜKSELDİĞİNİ yakında herkes anlayacak. Çünkü durduğumuz Orta Kuşağın, DÜNYANIN EKSENİ olmaya namzet seyrettiği tartışılmaz konuma sahip. O yüzden Türk dünyasını birbirine bağlayacak olan ZENGEZUR KORİDORU ve Asya-Körfez-Avrupa’yı irtibatlandıran KALKINMA YOLUNUN inşası, çok ama çok önemli. Bunları başarıp, içerde sığ tartışmalarla patinaj çekmemek de elzem. işte o zaman geleceğe imzamızı atmamız, işten bile sayılmaz. Nitekim TÜRKİYE YÜZYILININ da, böyle vücut bulacağını kim inkâr edebilir ki? Yani yolumuz açık diyebiliriz özetle… Birileri her ne kadar istemese de…