Dolar (USD)
32.40
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2434.99
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Ocak 2020

Ukrayna Uçağını İran’ın FETÖ’sü düşürdü

Kasım Süleymani’nin öldürülmesi Devrim Muhafızlarını dünyanın gündemine yeniden oturttu. İran’da silahlı güç olmasının yanında ekonomik ve siyasi bir güç te olan Devrim Muhafızları, ABD’nin ambargo koyduğu dönemlerde bile İsrail ve ABD’li şirketlerle ortak çalışarak ambargoyu delmiş İran halkı fakirleşirken zenginliklerine zenginlik katmışlardı. Bankası, İnşaat-Yapı, Petrol, ulaşım, savunma şirketleri bulunan devrim muhafızları ABD’nin bölge politikaları açısından vazgeçilmez bir aparattır.

Washington Merkezli Demokrasiyi Savunanlar Vakfı (FDD) kurucuları ve yöneticileri Devrim Muhafızları ile birçok ortak faaliyette bulunmuştur. Devrim Muhafızlarını İran’ın FETÖ’sü (paralel devlet yapılanması) olarak tarif edersek yanılmayız. FETÖ’ye yön veren FDD devrim muhafızlarını da yönetmektedir. FDD Trump’ın eski Güvenlik Danışmanı John Bolton tarafından açıkça desteklenmektedir. Amerika’da milyarderler tarafından finanse edilen NSC Ulusal Güvenlik Konseyi politikalarına da yön veren bu dernek Ortadoğu’da İsrail eksenli politikalar uygulanması için her türlü kirli işi destekliyor.

Süleymani’nin ölümünün Ladinin ölümünden çok daha önemli olduğunu söyleyen FDD Ceosu Mark Dubowitz, İran’da kitleleri nasıl harekete geçireceklerini çok iyi bildiklerini 1999 yılından beri bu alanda çalıştıklarını, ABD hedeflerini destekleyen güçleri İran Sivil Toplum içinde olduğu gibi Devrim Muhafızları içinde de kontrol ettiklerini söylüyor.

FDD açısından Süleymani’nin öldürülmesi sonrasında meydana gelen olayların İran’ın geleceğini şekilledirmeyi amaçlamaktadır. FDD İran’ın küresel düzene ve dünya ekonomisine yeniden entegre olmasına ABD’nin yardımcı olabileceğini savunuyor. İran ve Devrim Muhafızlarının ABD’nin Afganistan, Irak politikalarında etkin olarak kullanılmasına destek veren bu dernek Devrim Muhafızlarını bir kalemde silip atmak istemiyor.

İşin Türkçesi ABD İran’ın bölgedeki pozisyonunu kaybetmesini istemiyor. İran’da ve Devrim Muhafızları arasında Sayarat Mutkal (İsrail’in adamı) olarak bilinen klikler bulunuyor. ABD ve İsrail’e karşı bu güne kadar tek kurşun atmayan İran’ın İslam ümmetini ikiye bölmek için kurulmuş tampon bir rejim fonksiyonu olma özelliğini devam ettirilmesi isteniyor. FDD’nin kıdemli üyesi Alirıza Nader, İran hakkında raporları düzenli olarak CİA-MOSSAD’a iletiyor.

ABD Büyükelçiliklerine karşı saldırı düzenleyecekti iddiasıyla öldürülen Kasım Süleymani’nin ABD’den aldığı ekipman ve mühimmatı, İran ideoloji ve savaşçılarıyla buluşturarak, Karabağ’da, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de ümmeti parçalayarak etnik temizlik ve nefret tohumlarını ektiğini herkes biliyor. Süleymani Musul’a girdiğinde ABD marka aracın üzerinden Haşdi Şabi üyelerine yaptığı konuşmanın fotoğrafları hala duruyor. Sülaymani’nin öldürülmesi sonrasında ABD’den alınacak intikam öncesinde bombalayacakları yerleri Irak Başbakanı aracılığı ile ABD’ye ileten Devrim Muhafızlarının amacının intikam olmadığı gayet açık. FDD’ye çalışan Jacop Nogel, ABD ve İsrail’in, İran’ın gerilimi tırmandırmayı düşündüğü anda bağımsız olarak geliştirilen sistemler yoluyla çok katmanlı füze savunması geliştirdiklerini söylüyor. Irak’taki ABD üslerine yönelik saldırıları önleme konusunda çalışmaktadırlar. Irak’taki Amerikan üslerine saldırı sırasında Ukrayna yolcu uçağının düşürülmesi tesadüf ötesi bir şey. Suriye’de Rus uçağını düşürerek Türkiye’yi ABD’nin kucağına atmak isteyen FETÖ’nün İran’daki paralel yapılanmasının Ukrayna uçağını düşürmüş olma olasılığı hiç de uzak değil. İran’da Amerikancı mollaların sayısı yadsınacak kadar az değil. Türkiye’de bütün FETÖ operasyonlarının arkasında olan FDD’nin İran’da da aynı metodu uygulayarak, ABD’den intikam isteyenlerin sesini kısıverdi. Netanyahu ve Trump’ın mesajlarını dikkatle incelerseniz oyunun içindeki oyunu görürsünüz. Trump hala petrolü korumak için bölgeye asker yığmaya devam ediyor.

ABD’nin kaypak politikaları karşısında Türkiye’nin temkinli Rusya ile yaklaşma politikası bölgede barışı sağlayacak yegane alternatif olarak önümüzde duruyor. Libya’da ateşkes sonrasında İdlib’de de ateşkes ilan edilmesi bize yeni hamleler için zaman kazandıracaktır. İdlib ateşkesini Esed tarafından defalarca delindiği gibi Libya ateşkesi de Hafter tarafından delinecektir. Rus Wagner birliklerinin çekilmesi sonrasında profesyonel savaşçı gücü darbe alan Hafter, 4 Nisan önceki bölgelere çekilme talebini kabul etmeyecektir. Türkiye’nin bu aşamada. Sayıları 300’ün üzerinde olan aşiret organizasyonlarıyla diyaloğa girerek herkesin kucağına oturabilecek Hafter’i Libyalılara tanıtmalıdır…. vesselam….