Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.95
Gram Altın
2456.45
BIST 100
9779.73
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Mart 2019

Vesayetin sac ayağı

Çok değil daha üçbeş yıl öncesinde acımasız bir askeri vesayet var idi ülkemizde. Hamdolsun ordusu ile milletinin barıştığı bir bütünleşme oluştu. Peki, ülkemizdeki vesayet anlayışı bununla mı ibaret, değil . Konuya terminolojik olarak bakalım isterseniz vesayet nedir? Medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olmayan kimselere mahkeme kararı ile vasi tayin etme işlemi , tayin edilen kişinin yaptığı işe de vesayet denir .Ülkemizde milli iradeye vesayet etmeye çalışan bir çok vesayet örneği var .Mesela Fetö bunlardan biriydi, yaptığı ettiği işlerden ve şimdi de koruyuculuğuna soyunanlardan bakınca bu zaten ayan beyan ortada.Bir de ülkemizde kendi bölgemize düşman yaratmak için hep gündemde tutulan bir vesayet düşüncesi var ki bunun ortadan kaldırılması en büyük dönüşümü sağlayacaktır.Doğu Akdeniz’de ülkemize karşı oluşturulan İsrail, Mısır ,Suudi Arabistan ve Yunanistan’ın oluşturduğu cephe. Ülkemizi bölgeden tecrit etmek için Amerika’nın koruyuculuğunda bir yapı.Oluşturulmaya çalışılan bu dörtlü, birkaç kez toplanarak Türkiye’yi bölgenin enerji kaynaklarından tecrit etmeye çalışmaktadır. Suriye’deki savaşın temel sebebilerinden biri de bu değil midir? Öncelikle toplumumuza giydirilen,İran ve Suriye’ye olan vesayetçi bakış açımızı değiştirmemiz lazım.Suriye ile olan yakınlaşmaya karşı,o iç ve dış vesayetçi yapının müdahalesi ile bugünlere gelindi.31 Mart yerel seçiminde Ak Partinin güç kaybetmesini gözleyerek batı merkezli vesayetçi İsrailci ve olan bitene seyirci olan bir Türkiye planı yapıyor ve yaptırıyorlar. Rus uçağının düşürülmesi döneminde kimler ülkede icra makamında ise ellerini avuşturup seçimlerde kan kaybını da onlar beklemektedir. İşte vesayetçi yapı budur ki ülkemizi yüz yıldır o anlayış ile Batı ve değerlerinin hizmetkarı yapmaya devam edilmek isteniyor.S-400’e karşı çıkan ve bölgeyi tümden kaosa sürükleyen DoğuAkdeniz’de dörtlü Çete kurup enerjiye el koymaya çalışanlar hep aynı vesayet elbisesini Türkiye’ye giydirmeye çalışanlardır .Bu füze olayı ülkemizin 1923 ruhunu dim dik ayakta tutabilmemizin imtihanıdır.Hayatidir. Öyle ki ülkemizin askeri vesayet altına girdiği NATO’ya girişe gerekçeler hazırlayanlara milli ruhu galip kılmanın ilk adımıdır. Burada göstereceğimiz bir zaaf milli silah teknolojimizi asla düzeltemeyeceğimiz yaralar açar. Amerika bedava verse bile bunu şüphe ile karşılamalıyız.

Vesayetçi yapının bir ekonomik ayağı var ki ülkemizdeki iktidari belirlemede en etkili kullandıkları yöntem 31 Mart sonrasına gözlem istasyonu kuran ve muhtemel bir başarısızlıkta Ak Parti’yi güya parçalamayı hedefleyenler 2003 ve sonrası süreçteki ekonomiye yön veren ekibin içinde idi. Mevcut da bir dış saldırı yoksa, ekonominin zaaflarına niçin çare üretmediniz.? Sevgili okurlar, milletimiz Batı’dan farklı bir sermaye birikim ve girişimcilik ekolünden geliyor. Batı mayasının tutmadığı bir ekonomik sistem hep dayatıla gelmiştir.Bugüne kadar güya en iyi ekonomik teorilerin geliştirildiği iktisat teorileri biz de olduğu gibi hiç bir ülkede de birebir tutmaması olağan karşılanmalıdır. Bu kopyacı anlayış da bir vesayet dayatmasıdır işin özünde. Oysa iktisadın tanımından başlamak da dahil milletimizin değer yargılarından bağımsız bir ekonomi modeli olamaz. Bunları dikkate alan bir süreci biz keşfetmediğimiz için hep bir şeyler eksik kalmıştır.Ekonomi asla Kapitalist ve Sosyalist sistemler ile sınırlı bir model olmamalıdır. Ülkemize dayatılan bu vesayetçi modeller, kültürel mirasımızı reddeden, bir medeniyet iddiamızı yok sayan yaklaşımlardır.Bu hususu Devlet Aklı dikkate almalıdır. Millilik ve Yerlilik her türlü vesayeti reddeden bir bakıştır, bir medeniyet iddiasıdır.Öyleyse insanlığa yeni bir soluk getirecek yaklaşımları desteklemek de zorunlu bir yoldur.