Dolar (USD)
32.24
Euro (EUR)
34.65
Gram Altın
2401.46
BIST 100
10247.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Mart 2021

Vururuz, Yıkarız, Dökeriz

Biden’ın 20 Ocak’ta koltuğa oturmasından bu yana ABD’nin bölgedeki yeni dönem stratejisine uyum sağlamak isteyenler ABD’ye yakın duruyor.

Bunlardan biri Yunanistan...

Osmanlı döneminde Avrupa’nın kullandığı Yunanistan şimdi Fransa ve ABD’nin oyununa geliyor.

İsrail ise Trump’ın damadı Kushner ile başlattığı sözde barış havasını İbrahim anlaşmasıyla sürdürerek “Dost değilsek de düşman olmayalım” anlayışında...

İsrail Başbakanı Netanyahu, “Dört barış anlaşması imzaladım, dördü de yolda.” diyerek bölgenin nelere gebe olduğunu açıkladı.

Herkesin hedefi ABD’nin gücünü kontrol etmek...

Yunanistan bir yandan çekiyor, İsrail başka bir yandan...

Mısır ise orta kaldı.

Ama ne hikmetse ABD’nin gözü daha çok Mısır’da...

Türkiye, ilkeli duruşu ve menfaatlerini önceleyen tavrı ile bölgede son dönemde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği kıvırma siyasetinden uzak duruyor.

Türk politikasını yakınsayan Mısır’a şimdilik sıcak yüzünü gösteriliyor.

Henüz hiçbir şey değişmiş değil.

Bu yaklaşım ABD’nin de dikkatini çekmiş olacak ki AB ile yapılan toplantıda Türkiye’ye yapılan yaptırımların kaldırılması bizzat ABD Başkanı Joe Biden tarafından talep ediliyor.

ABD tarafından şer üçgeninin bir köşesi olarak lanse edilen İran ile de yeni bir denklem kuruluyor.

ABD’nin kısa sürede İran’a açtığı geniş siyaset alanı İsrailli üst düzey birçok ismin İran’a yönelik peşi sıra tehditlerini getirdi.

Hâlbuki “Vururuz, Yıkarız, Dökeriz” yaklaşımına rağmen Suriye’deki savaşın onuncu yılında ortaya çıkacak yeni bir istikrarsızlık İsrail’i de etkileyecek.

Hizbullah’tan bunalan İsrail’in Suriye’deki karmaşada açıkça PYD/YPG/PKK’nın tarafını tutarak Suriye’nin istikrarsızlığını perçinlemesi, işgal ettiği Golan tepelerinin hemen yanı başına İran’ın gönderdiği Şii Milislerin türemesine neden olmuştu.

Denklem değişti ama masa hâlâ değişmedi.

Yunanistan’ın yegâne hedefi Megalo İdea...

Gerçekleşmesi için bir numaralı gündem maddesi ise Türkiye...

Gerek Fransa gerek ABD, Türkiye’nin ilkeli duruşu karşısında Yunanistan gibi piyonlar üzerinden reaksiyon gösteriyor.

Amaç “Türkiye’nin jeopolitik konumu öyle çok da önemli değil, gerekirse Yunanistan’ı Türkiye’nin yerine geçiririz.” algısını vermek.

Ama boşuna...

Türkiye bu oyuna gelmez.

Yunanistan’ın tehdit olarak görüldüğü dönemler milenyum öncesinde kaldı.

Türkiye’nin gücü ile birlikte bölgedeki etkinliği de arttı.

İsmail Cem ile başlayan bu yol, AK Parti’nin dış politik duruşu ile örtüştü ve devam etti.

Türkiye’nin çevresindeki her olayda söz sahibi olmasından rahatsız olanlara aldırmamak gerekiyor.

Güçlü millet ve güçlü ordu; güçlü devleti beraberinde getirir.

Türkiye’nin güçlenen sanayisini de eklediğinizde geriye sadece bu işin ekonomisini halletmek kalıyor.

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ve Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın attığı adımlar yerinde...

Bunları kamu reformları ile desteklemek çok önemli.

Devlet, 24 Mart AK Parti Olağan Kongresine kilitlenmiş durumda...

Reformlarda ne kadar istekli olunduğu AK Parti yönetimindeki değişikliklere bakılarak anlaşılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu dönüşüm havasını dağıtmayı hedefleyen siyasi duruşlar aslında Türkiye’nin dönüşümüne fırsat vermiyor.

Unutulmamalıdır ki uzun yıllar boyunca reformlarla ve AB’ye girme hedefleriyle gelenlerin birçoğu hüsrana neden oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öyle ya da böyle, bir şekilde bu konuda irade gösteren tek lider olduğunu söylemek yakın tarihimizin gerçeğini istatistiki olarak ortaya koymak olacaktır.

HDP’nin kapatılması için açılan dava ya da Gergerlioğlu’nun ortaya koyduğu sivil itaatsizlik dikkate alınmamalı.

Devletin zamanlamayı esnetmesi oyun oynamak isteyenleri cesaretlendirir.

Devletin varlığı ve birliği ile oyun olmaz.

Siyasi tablonun getirdikleri nedeniyle atılması gereken asıl adımlar anayasa ve seçim sisteminde yapılacak değişimde ortaya çıkacaktır.

15 Temmuz sonrası devlette oluşan refleksin etkileri yeni yeni dağılıyor.

Gözündeki perdeyi kaldıran Türkiye Cumhuriyeti gerçek reflekslerine kavuşuyor.

Kimse korkmasın.

Sönmeyecek bu şafaklarda yüzen al sancak...