Dolar (USD)
32.43
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2434.28
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Haziran 2023

​Yeni bir kaos; Türkiye'ye tıp öğrencileri üzerinden bir operasyon!

Geçtiğimiz gün bir arkadaşım ziyaretime gelmişti.

Tıp Fakültesinde okuyan kızından bahisle gençlerin gelecekte Avrupa Ülkelerine gitmek gibi bir hedeflerinden bahsetti.

Bunu söylerken ülkemize sahip çıkmamız gerektiğinin hüznünü yaşadığı gözlerinden okunuyordu.

O gün detaylı konuşamadık.

Bu durum bana 1990’lı yıllarda GATA “Gülhane Askeri Tıp Fakültesi” mezunu doktor arkadaşlarımı hatırlattı.

O dönemde Askeri Doktorlarımızın maaşları diğer subay maaşları ile eşdeğerdi.

Çok az fark vardı belki…

Kamuda görev yapan doktorlar askeri doktorlardan neredeyse üç katı fazla maaş alıyorlardı.

Özellikle askeri doktorlardan bir kesim bu konuyu hemen hemen her gün dillerine pelesenk etmişlerdi.

Sürekli gündemde tutarak “yurt dışına gitmek lazım orada daha fazla maaş alarak değer görüyorsun” söylemini ilmek ilmek nakşediyorlardı.

Bu söylemlerin etkisi ile birçok doktor ya firar ederek ya yabancı kadınla evlenerek ya da ticari faaliyete girip kendini ihbar ederek meslekten ihraç edilmeyi tercih ediyorlardı.

Böylelikle mecburi hizmet süresini aşmış oluyorlar ve askeri doktorluktan ayrılıyorlardı.

Derken kamu ile askeri doktorlar arasında bu fark giderildi ve askeri doktorlar neredeyse aldıkları maaşın üç katını bir günde almaya başladılar.

Fakat bu arada bir husus gözlerden kaçmamıştı.

Birçok askeri doktor meslekten ayrılmış ancak ne hikmetse bu konuları her gün dillerine dolayanlar meslekte kalmışlardı.

O dönemde nöroloji asistanı olan bir kardeşimizin tespiti hala kulaklarımda çınlamakta;

Abi bunu yapanların tamamı 15 Temmuz sürecinde FETÖ’den işlem gördüler.

Bu şu anlama gelmekteydi;

Evet böyle bir sorun vardı ama bunun dillendirilmesi ve meslekten birçok insanın ayrılmasını sağlamak için bir proje olarak kullanıldı.

Bir kısım doktor bu şekilde tasfiye edilmiş ve kadroları FETÖ mensupları ile doldurulmuştu.

Yani anlayacağınız bugün ülkemizde genç tıp doktor adaylarının ülkeden gitmek istediği meselesi kamuoyunda sürekli gündemde tutuluyor,

Böylece ülkesinin geleceğine katkı sağlaması gereken gençler materyalist bir bakışa sahip hale getiriyorlardı.

Daha genç yaşta bir ev bir araba alamıyoruz algısı ile genç doktorlarımızın geleceklerine kara bir endişeyi nakşediyorlardı.

Hal bu ki Avrupa ülkeleri öyle düşünüldüğü gibi refah içerisinde yaşayamıyordu.

Biri de çıkıp bu ülkelerin gerçek ekonomik pozisyonlarını gençlerimize anlatmıyordu.

Avrupalılar tedavi için ülkemize akın etmekte.

Sağlık sektörü başta olmak üzere tüm alanlarda hizmet devlet eliyle ücretsiz verilmekte.

Batıda öyle değil. Halk sağlık başta olmak üzere ücret ödemekte.

Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Ekonomik kalkınma hep birlikte olmalı.

Doktorumuz, mühendisimiz, öğretmenimiz, çöp toplayan görevlimiz hep birlikte bu ülkede temel ihtiyaçlarının görülmesini hak ediyorlar.

Türkiye dünya üzerinde var olan ekonomik daralmanın etkisini yaşıyor.

Sanayileşmemiz yeni yeni yerli ve milli olmaya başladı.

Enerjide dışa bağımlılıktan yerli enerjiye kavuşma imkanları bulmaya başladık.

Yakında bu alanlardan ihracat gelirlerimiz ülkeye girmeye başlayacak.

Böylece ülkemizin milli gelir seviyesi artacak.

Artınca ne olacak, elbette her meslek grubuna olumlu olarak yansıyacak.

Kısacası kanları ile bu ülkeye can verenlerin torunları ülkemizin kalkınması için hep birlikte taşın altına elini koymalı.

Aksi takdirde bugünleri mumla arar hale gelebiliriz.

Gelecek nesillerimize daha refah bir ülke bırakmak bizim elimizde.

Karar bizlerin, ne dersiniz?