Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Haziran 2014

YERİNİ TUTAR ADAM BULUNAMAYAN VEZİRİ\u00c2ZAM

SABRİ GÜLTEKİN

[email protected]

Geçenhafta Zeyrek'te devam eden yolculuğumuza Mehmed Emu00een Tokadu00ee Hazretleri'nin içinde bulunduğu müşkül duruma dikkat çekerek devam etmiş, fakat kimliği hakkında detaylı bir bilgi verememiştik. Okurların yoğun ilgisine mazhar olan Tokadu00ee Hazretleri'ni biraz daha yakından tanıtarak bu hafta yolculuğumuza kaldığımız yerden devam edelim inşaallah.

Miladu00ee 1664 (hicru00ee 1075) tarihinde Tokat'ta doğan Mehmed Emu00een Tokadu00ee Hazretleri, İstanbul evliyasının büyüklerinden. İsmi Mehmed Emin bin Hasan bin Ömer Nakkaş Tokadu00ee, lakabı Cemaleddu00een, künyesi Ebü'l-Emane ve Ebu00fb Mansu00fbr. Aziz Mahmu00fbd Ermevu00ee dervişlerinden bir zatın oğlu.

Mehmed Emu00een Tokadu00ee, ilim tahsiline memleketinde başlayıp, bir müddet ilim öğrendikten sonra, 1698 senesinde İstanbul'a gelir. İstanbul'a ilk geldiğinde, birkaç ay Pu00eeru00ee Mehmed Paşa Medresesi'nde ikamet eder. Şeyhülislam Mirzazade Muhammed Efendi'den uzun müddet ders alıp, ilim öğrenir ve çok iyi yetişir. Sonra Mekke'de İmam-ı Rabbani Hazretleri'nin oğlunun talebesi Ahmed Yekdest Cüryanu00ee Hazretleri'nden tasavvuf ilmini öğrenip, tasavvufta talebe yetiştirebilecek duruma gelir. 3 yıllık bu süreçten sonra hocası İstanbul'a dönmesini ister ve bir arzusu olup olmadığını sorar. Mehmed Emu00een Tokadu00ee Hazretleri de hocasından şu duayı talep eder: "Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fatiha okuyanın vücudu Cehennem ateşinde yanmasın."

Hocası da onun bu talebine şu şekilde karşılık verir: "Vasiyet et ki, vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler. Kimse bilmesin. Ancak, orayı nasibi olan gelip bulsun, dua etsin."

Tokadu00ee Hazretleri İstanbul'a döndükten sonra etrafında çok sayıda talebe toplanır. Üstün ve olgun hallerini görenler, ona;"u00c2rif-i Muhlisi" lakabını verirler.

Tokadu00ee Hazretleri, önce Resulullah Efendimizin mihmandarı Ebu00fb Eyyu00fbb el-Ensaru00ee Hazretleri'nin türbesinde türbedar olarak vazife alır. Daha sonra ise İki Cihan Serveri Peygamber Efendimiz'in türbedarlığını yapma şerefine nail olur.

81 yıl süren ömründe bir defa Kabe'de Rükn-i Yemanu00ee'de yaslanmışken, bir defa Mısır'da ve bir defa da İstanbul'da Fatih Camii civarında Hızır Aleyhisselam ile görüştüğü rivayet edilir.

Miladu00ee 1745 (hicru00ee 1158) tarihinde İstanbul'da vefat eder. Vefatını işiten büyük zatlar cenazesine iştirak eder. Sonra Fatih Sultan Mehmed Camii'nde cenaze namazı kılınır ve evinin yakınında bulunan Pu00eeru00ee Mehmed Paşa Medresesi önündeki kabristana defnedilir.

***

Kendimizi Mehmed Emu00een Tokadi Hazretleri'nin kabrinden 15-20 adım yokuş aşağı saldığımızda İstanbul'da benzeri olmayan tam bin yıllık bir yapının üzerine buluyoruz. Binbirdirek, Yerebatan, Şerefiye, Çarşamba Çukurbostanı, Karagümrük Çukurbostanı, Altımermer (Çapa) Çukurbostanı, Veliefendi Fildamı Sarnıçları yer seviyesinin altında inşa edilmişken, üzerinde durduğumuz Pantokrator-Zeyrek (Fil Damı) Sarnıcı adeta bir teras konumunda bulunuyor.

Bizans döneminin önemli yapılarından biri olan Zeyrek Sarnıcı, Atatürk Bulvarı'ndan Haliç'e doğru ilerlerken yer seviyesinden yüksekliği nedeniyle benzeri olmayan, üç cephesi toprak üstünde ve iç kısmında su toplama galerileri bulunan tek sarnıç olma özelliğini taşıyor.

Pantokrator Kilisesi'ne bağlı olarak İmparator II. Ioannes Komnenos tarafından miladu00ee 1118-1143 tarihleri arasında yaptırılmış. Sarnıç, 61 metre uzunluğunda, 25 metre eninde olup, 900 metrekarelik kullanım alanına sahipmiş. 2006 yılından beri Fatih Belediyesi tarafından restorasyonu sürdürülen sarnıç, bundan sonraki işlevini İstanbul'un yer altı müzesi olarak sürdürecekmiş.

İçeriye girip çalışmalarla ilgili detaylı bilgi edinmek istiyoruz, nafile. Maalesef izin çıkmıyor.

Sarnıcın üzerinde yaklaşık yüz yıldır kayıp olan ve geçtiğimiz Kasım ayında Fatih Belediyesi tarafından ihya edilerek hizmete açılan Pu00eeru00ee Mehmed Paşa Camii'ne uğruyoruz. Tarihi Yarımada'nın kayıp ibadethanelerinden birinin daha gün yüzüne çıkartılmış olmasına yitiğini bulmuşçasına seviniyoruz.

Kaynaklarda adı Pu00eeru00ee Mehmed Paşa Medresesi Mescidi, Soğukkuyu Mescidi ve Kanlı Medrese Mescidi olarak da geçen yapının banisi Veziriazam Pu00eeru00ee Mehmed Paşa'dır. 1517 senesinde yapılmış olan yapının medresesi yıktırılmış. Haziresinde ise Mehmed Emu00een Tokadu00ee Hazretleri'nin öğrencilerinden Müsteku00eemzade Süleyman Sadeddu00een Efendi medfun. Pu00eeru00ee Mehmed Paşa Camii, "7 Tepeli İstanbul"un 3 ve 4'üncü tepesinin tam ortasına imar edilmiş.

Soy kütüğü Hz. Ebu00fbbekir'e dayanıyor

Yavuz Sultan Selim devrinin meşhur simalarından olan Pu00eeru00ee Mehmed Paşa'nın soyu, Cemaleddin Aksarayu00ee yoluyla Hz. Ebu00fbbekir'e ulaşır. Ulemadan Mehmed Celaleddin bin Ahmed Çelebu00ee'nin oğludur. Babası Aksaray'dan Amasya'ya göçtüğü için, bu iki şehirden hangisinde doğduğu ve doğum tarihi ihtilaflıdır. Pu00eeru00ee Mehmed, zamanının ilim merkezlerinden biri olan Amasya'da, en mümtaz alimlerden ders alarak yetiştir. Babasının ve amcası Zembilli Ali Efendi'nin ilimlerinden de istifade eder.

2. Bayezid Han Osmanlı tahtına çıkınca, padişahın maiyetinde bulunan ilim ve fazilet sahipleri ile birlikte, Pu00eeru00ee Mehmed Çelebi de İstanbul'a gelir. Sofya, Silivri ve Galata kadılıklarında bulunduktan sonra, Fatih Sultan Mehmed Han'ın İstanbul'daki imaretine mütevelli tayin edilir. Ardından Maliye Kalemi'ne geçerek Hazine ve Anadolu Defterdarı olur. Çaldıran Muharebesi'ne Rumeli Defterdarı olarak katılır.

Yavuz Sultan Selim Han değerini ölçüp biçtiği Pu00eeru00ee Mehmed'i Çaldıran Zaferi'nden sonra paşalıkla üçüncü vezirliğe getirilir. Mısır Seferi'ne giderken de İstanbul'un muhafazasına memur edilir. Mercidabık ve Ridaniye Muharebeleri'ni kazanıp "Hadi- mü'l-Haremeyn" ("Mekke ve Medine bölgesinin hizmetkarı'' anlamında kullanılan ve İslam halifelerine verilen san) unvanıyla geri dönerken, Pu00eeru00ee Mehmed Paşa'yı İstanbul'dan davet eder. Şam'da orduya katılan Paşa, burada veziriazamlık görevine tayin olunur.

"Yerini tutar adam bulamıyorum"

Sultan Selim Han, devlet ve millet işlerinde ihmale kesinlikle göz yummaz, sebep olanları suçun durumuna göre derhal cezalandırırdı. Onun bu huyunu bilen Pu00eeru00ee Mehmed Paşa, bir gün, "Padişahım eninde sonunda beni azledecek veya cezalandıracaksınız. Hemen bir gün evvel halas etseniz münasiptir" deyince, bir hayli gülen Sultan Selim Han, şu sözlerle kadirşinaslığını ifade edecektir:"Benim dahi muradım budur. Lakin yerini tutar bir adam bulamıyorum. Yoksa seni muradına eriştirmek kolaydır."

"Kanunlar yürüdükçe devlet zeval bulmaz"

Yavuz Sultan Selim Han, çeşitli meselelerde bu olgun ve akıllı veziri ile istişarede bulunur, onun bilgi ve görüşlerinden istifade ederdi. Bir gün sohbette, kendisine şu soruyu sordu:

"Pu00eeru00ee Lalam! Allah-u00fb Teala'nın emri, Resu00fbl-i Ekrem Efendimiz'in mucizesiyle Mısır'ı fetheyledik. Hadimü'l-Haremeyn olmakla şereflendik. Her gittiğimiz yerde fetihler müyesser oldu. Emrimize muhalefet edecek kimse kalmadı. Bu halde devletimizin zevali ihtimali var mıdır?.."

Pu00eeru00ee Mehmed Paşa'nın sanki çağlar ötesini görüyormuşçasına verdiği cevap şöyleydi: "Dedelerinizin koydukları kanun ve kaideler yürürlükte kalıp tatbiki devam ettikçe, bu devletin zevali, yıkılması mümkün değildir. Ama evlatlarınızın hilafetleri zamanında, akılsız veziriazamlar tayin edilir, rüşvet kapıları açılır, rütbe ve makamlar ehli olmayanlara verilir, devlet işlerinde kadınların hükmü yürürse, o zaman bu devlette karışıklık ve düzensizlik hüküm sürer."

Bunun üzerine bir müddet düşünceye dalan Yavuz Sultan Selim, "Allah'ım bizi koru" duasını yapacak ve Pu00eeru00ee Mehmed Paşa'ya ihsanlarda bulunacaktı.

Kanuni'nin akıl hocası

Pu00eeru00ee Mehmed Paşa, Yavuz Sultan Selim'in hilafetinin sonuna kadar veziriazamlık görevine devam etti. Özellikle İstanbul tersanesinin yeniden kurulması ve donanmanın güçlenmesini sağladı.

Kanuni Sultan Süleyman'ın ilk yıllarında da veziriazamlık mevkiini muhafaza eden Pu00eeru00ee Mehmed Paşa, Belgrad ve Rodos'un fetihlerinde ısrar edip, Osmanlı topraklarına katılmasını sağladı. Arza girdiği zamanlar, Kanuni Sultan Süleyman, bu tecrübeli ve ağırbaşlı ihtiyar vezirin önünde hicap duyar, kendisine çok iltifatta bulunur ve saygı gösterirdi. 1523 yılında, 200.000 akçalık vezaret hasları verilerek emekli edildi.

Silivri'deki çiftliğine çekilen Pu00eeru00ee Mehmed Paşa, orada sakin bir hayat sürüp, kalan ömrünü ibadet ve taatla geçirdi. Miladu00ee 1533 (hicru00ee 940) yılında Edirne'de vefat etti. Silivri'de yaptırdığı camii yanına defnedildi.

Kaynakçalar:

- Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Molla Zeyrek

- Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Çağlar Ötesini Okuyan Veziriazam: Pu00eeru00ee Mehmed Paşa