Dolar (USD)
32.46
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2436.31
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Eylül 2023

Yetemedim kimseye, yetişemedim kendime

Dünya sebepler yeri, biz sonuçların derdiyle yoruyoruz kendimizi. Seferden sorumluyuz derken zaferin kar hesabını güdüyoruz. Kendimize zulmederken Yaradan’a güvenmiyoruz. Rahmetin matematik formülünden muaf olduğunu unutarak takdiri hiçe sayıyoruz. Bunlarla beraber gereksiz yüklerin altında ziyadesiyle ruhumuzu yoruyoruz.

Sanki yorulmak için gelmişiz dünyaya. Yaşamak değil de yorulmak olmuş tek gayemiz. Sorumluluk ile yorgunluk arasındaki farkı ıskalamışız. Sonrasında ise yorgunluktan şikâyetle geçen bir ömür, kar olarak yazılmış hayatın veresiye defterine.

Bu kadar yorgunluğun nihayetinde dinlenmeye muhtaç halde göçüp gidiyoruz dünyadan ve dinlenmeyi dileniyoruz hayattan.

Yaşam, yüklerinden arınarak hafiflenilmesi gereken bir alan olması gerekirken her yükün altına gönüllü giren hamallar kıldı bizi. Suçluyu içimizde aramadığımızdan beri bütün günahların müsebbibi şeytan, bütün hataların sorumlusu yaşam diyerek geçiştirdik ömrümüzü. Geçiştirirken de kendimizin bir bando takımı misali dünyanın tören alanından uygun adım geçip gidişimizi eğlenceli hale getirme gayretine sevk ettik düşüncelerimizi. Ki düşünce, tesellisi değil midir bütün yanılmışlıkların, yanlışların!

Herkesin ruhunun kaldırabileceği tonaj belli iken daha fazlasına talip olmak ruha em büyük eziyet oluyor. Kantarın topuzunu kaçırdık. Şikâyetlenmeyi, isyanı seçtik sonrasında. Başımıza gelen her ne ise, kendi yapıp ettiklerimizden dolayı olduğunu unuttuk.

İnsan, yaşarken yüklerinin hafiflemesi gerekirken, gün be gün ağrısı artan yoğun bakım hastasına dönüştürdük kendimizi. Bu kadar yoğunluk kaderin neticesi mi yoksa kendi hamallığımız mı? Öyle ya, şikâyet etmek her şeyin en kolayı! Her yükü üstlenen insanoğlu, suç yükünü yükledi başkalarının omuzuna. İnsanlar sokaklarda omuzlarında başkalarının suçlarıyla yürüyor. Herkes birbirinin suç yükünü görürken kendindeki yüklerin varlığından habersiz yaşıyor.

Kimsenin de yüklerinden kurtulmak gibi bir derdi yok. Yüklerden kurtulmak bir yana her gün yenisini yüklüyor sırtına insan. Gücüm yetene kadar dersin, insanlar yükünü yükledikçe sırtına, dayanabileceğinden fazlasına talip olmaya başlarsın. Yüküyle inatlaşananın kamburu kaçınılmazdır.

Rabbim, kimseye taşıyabileceğinden fazlasını yüklemez, Zalim olan insandır ve insan en büyük zulmü kendine yapar. Ki Yüce Kitabımızda da Rabbim böyle buyuruyor: “Allah, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.” İbrahim Suresi, 34. Ayet

Bir ayetin hakikatine sığınmadığımızdan beridir dinlenmekten yoksun, sürekli yorulma hali üzre yaşamaya devam ediyoruz. Ölüme koşar adım giden maraton koşucusuyuz lakin mesafeyi ayarlamakta o kadar mahir değiliz.

Kim bilir, ‘dahası’ denen arzular yumağıdır bu halimize sebep. Yetinmediğimiz için yetemedik, kim bilir! Her şey benim olsun derken nefsin ruhumuzu âma edişini göremez olduk. Gücümüzün yeteceğinden fazlasına talip olduğumuzdan beri üzerimize düşenleri yapmaktan beri durduk. Sonra da üzerimize düşenleri yapmadıklarımızın altında ezildik. Dengeyi kuramadık.

Yükün fazlaysa sorumlusu Allah değildir. Bilakis insan kendine karşı zalimdir. Belki de, ruhumuzda gizli bir büyüklenmenin esiri olarak bütün yüklere talip oluyoruz. Her yükü kaldırabileceğimize ihtimal veriyoruz. Bazen geri durmak gerektiğini unutuyoruz.

Aşinası olduğumuz ve ‘Amenerresulü’ diye bildiğimiz ayette bize söyleneni ne çabuk unutuyoruz. “Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar (yük) yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kâfirlere karşı bize yardım et.” Bakara Suresi, 286. Ayet

Sizden bir tane daha yok. Kendinize bu kadar zulmetmeye de hakkınız yok. Başkalarının sizin üzerinizde hakkı olduğu gibi kendinizin de sizin üzerinizde hakkı var. Taşıyabileceğinizden fazlasını size yüklemeyeceğini Yüce Allah bildirmişken bu kadar yükün gönüllü hamalı olmanın gayesi nedir?

Yarın “Yetemedim kimseye, yetişemedim kendime...” pişmanlığını yaşamamak için bugün size kambur olan yüklerden kurtulmayı deneyin ve biraz dinlenmeye niyet edin. Ne güzel demiş Zarifoğlu:

“Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın / Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın.”

Vesselam.