Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.64
Gram Altın
2399.04
BIST 100
10336.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yılmaz Vural ile İlhan Cavcav nizası

Yılmaz Vural'ı televizyonlarda izliyoruz. Kendisine yapılan muameleleri ve uğradığı haksızlıkları anlatıyor. Başından geçenleri anlatırken kimseye hakaret etmiyor, ağzından bal damlıyor, sitemlerini futbolculara ve başkana gönderiyor. Maddi ve manevi kayıplarını dile getirirken kelimelerini dikkatle seçip kullanıyor. Aslına bakarsanız antrenörlerin hepsine hitap ediyor, onların uğradığı veya uğrayacağı haksızlıkları ifade ediyor.

Yılmaz Vural'ı yıllardan beri izliyoruz. Çok sayıda takım çalıştırdığını ve bazılarından haksız ve sevimsiz bir şekilde ayrıldığını biliyoruz. Önce belirtelim ki Yılmaz Vural Almanya'da eğitimini tamamlamış, birikimi ve bilgisi takdir edilecek seviyede bir çalıştırıcıdır. Kendisinden Türk sporu yeterince yararlanamamıştır. Ancak kendisi de deneyimlerini Türk futbolcularına ifade edecek ortamı bulamamıştır. Dolayısı ile kendisine bir anlamda "hakkı yenilmiş" bir antrenör gözüyle bakabiliriz.

Yılmaz Vural'ın teknik anlamdaki kapasitesini değerlendirmek haddimiz değildir. Dolayısı ile Yılmaz Vural'ın Türk futboluna psikososyal katkılarını değerlendireceğiz. Sayılarını bilmiyoruz ama Hakan Şükür gibi dünya çapındaki yetenekleri Türk sporuna kazandırmıştır. Bu girişim bile başlı başına takdire şayandır. Ama Türk futbolu şampiyonluğa odaklı olduğu için yetenekli ve kadirşinas futbol öğretmenlerini tanıma şansını yitiriyoruz.

Gelelim Başkan İlhan Cavcav konusuna. Baştan teslim edelim ki, başkan İlhan Cavcav'ın iş ve spor hayatı imrenilecek ve takdir edilecek etkinliklerle doludur. Göçmen tüccar bir babanın oğlu olarak dünyaya gelir. Sanayicilikteki başarısını Ankara'da yaşadığımız yıllardan hatırlıyoruz. Hala un sanayindeki başarılarını duyarız. 1971'de kurduğu Ankara Un Sanayi'ndeki faaliyetleri bugün bile sürmektedir. Bunu tebessüm ederek ve takdirle karşılıyoruz.

Başkan İlhan Cavcav sayısız operasyonlar geçirdi, ölümlü trafik kazalarının faili haline geldi. Çok sayıda mahkemelerle yüzleşti. İş hayatındaki titizliği sportif ve özel yaşamına da yansıdı. Hiç şüphesiz ki, İlhan Cavcav başkasına iyilik ve hizmet etmekten büyük bir zevk duymaktadır. Dobra ve nobran hali onu sürekli gündemde tutmaktadır. Kulüpler Birliği Başkanlığı sırasındaki çabalarını bugün bile takdirle hatırlıyoruz.

İlhan Cavcav'ın Gençlerbirliği başkanlığı bir rekordur. Gençlerbirliği "dört büyük"lerden sonra aralıksız olarak Süper Lig'de uzun süredir mücadele eden bir takım. Gençlerbirliği'nin öyküsünde kazanılmış iki Türkiye Kupası var, şampiyonluk yok. Gençlerbirliği Cavcav başkanlığında sadece 1987-1988 sezonunda Süper Lig'de oynayamaz, küme düşer. Gençlerbirliği başkanı Cavcav yaklaşık kırk (40) yıldan beri koltuğunu koruyor. Cavcav "Futbol Tüccarı Efsanesi"ni başlattığını ve çok sayıda yerli-yabancı genci Türk Futboluna kazandırdığını belirtelim.

Psikososyal yorum: Yılmaz Vural ile İlhan Cavcav arasındaki nizayı değerlendirirsek şu sonuca varabiliriz: "Problemin aslı sistemdir. Türk futbol sisteminin olmaması mağduriyetler meydana getirir." Bir kere Yılmaz Vural beyden altyapı konusunda yararlanmak gerekir. Diğer yandan Yılmaz Vural mükemmel derecede Almanca bilen ve yüksekokul bitiren bir spor adamıdır. Kendisinden eğiticilerin eğitilmesi konusunda yaralanmak mümkündür.

İlhan Cavcav'ın başkanlığı konusu üzerinde durmak lazımdır. 80 yaşına gelen başkan Cavcav koltuğu bırakmayı düşünmüyor, değişmeyi gündeme getiriyor. Başkan Cavcav kendisinden sonraki kişiyi yerine hazırlamıyor. Cavcav'dan beklenen "gençlerin önünü açmak, onlara yeni hedeflere yöneltmek, onları teşvik etmek" olmalıdır. Eğer beklenenleri ve gerekenleri yerine getirmezse kendisinden sonra kaotik ortam meydana gelecektir. Bunun anlamı ise "KOLTUK BAĞIMLILIĞI" demektir.

Yöneticilerden beklenen Türk sporuna bir çözüm bulmak ve sistem getirmektir. Sistem sayesinde kişilerin ve kurumların mağduriyetleri giderilebilecektir.

Sonuç: "Yılmaz Vural ve İlhan Cavcav gibi başarılı iki figürün nizasından dersler çıkarılmalıdır."