0
Ak Parti'ye herkes akıl vermeye başladı. Bakıyorsun akıl verenlerin çoğunun kendi alanında zerre başarısı yok.
Kim bunlar?
İslamcılar, eski İslamıclar, anti-İslamcılır, liberaller, laikler, dış laikler ve menfaatçiler.
Adam iş adamı bakıyorsun sermayeyi tüketmiş. Akademisyendir bakıyorsun sıradan ve rutin çalışmalar dışında bir başarısı yok.
Adam gazeteci bakıyorsun uluslararası standartta gazeteci sayılacak bir yorumu, haberi veya analizi yok.
Kendi işinde doğru dürüst başarı göstermemiş adam bakıyorsun "yüce meseleler ve çözümler" konusunda büyük büyük laflar ediyor.
Bunlara en güzel cevabı Ziya Paşa veriyor sanırım:
Yıldız arayup gökde nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde [Ziya Paşa]
Kendi önlerindeki küçük işleri başaramayan kişiler milletin teveccühünü kazanmış yapıyı kendi emelleri doğrultusunda yönlendirmeye kalkışıyrlar.
Erdoğan bir tür "şark kurnazlığı" mesleği icra eden bu kişilerin çoğunun cemaziyelevvelini bilir. Yani geçmişini de bu günlerini de bilir. Geçmişte ne demiş bu gün ne diyor. Çelişkilerini ve zikzaklarını bilir.
Normalde bir araya gelmeleri mümkün olmayan bu çok farklı kesimlerin Erdoğan ve Ak Parti karşıtlığı konusunda birleşmeleri aslında Türkiye'deki derin elitlerin koalisyonunu görüyoruz.
Akıl vermeye çalışanların geçmişine baktığımızda Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı kardeşlik ve samimiyetle ülke ve millet için daha iyi şeyler yapması konusunda eleştiren küçük bir kesimin dışında genelde şu yapıda kişiler oldukların görüyoruz.
1-Beklediğini bulamayıp mızıklayan kişiler. Bunların her halinde küçük bir kapı aralamasından hızla içeri girmeye hazır kifayetsiz muhteris edasını görebilirsiniz.
2-Bir süre Ak Parti sayesinde varlık gösterip palazlanmış ama sonra bir şekilde dışarda kalmış kişiler. Bunların genellikle dışarda kalmadan bir gün öncesine kadar bir tek eleştirisine rastlayamazsınız.
3-Müzmin muhalifler olan bu kesim karakterinde muhalefet barındıran kişilerdir. Sürekli ve her şeye muhaliftirler. Yapıcı eleştiri yamak, proje üretmek, elini taşın altına koymak gibi bir fedakarlıktan hep uzak duran kişilerdir.
***
Ak Pati'yi ve Erdoğan'ı İslamcılık Üzerinden Vurmak
İslamcılık eleştirileri üzerinden Erdoğan ve Ak Parti'ye yapılan eleştirilere baktığımızda çok farklı olmalarına rağmen hedeflenen sonucun aynı olduğunu görüyoruz. Özetle şöyle: Ya Erdoğan'ın İslamcı düşünceden uzaklaştığına hatta İslamcıları tasfiye ettiğine veya İslamcı bir şeriat düzenine doğru evrildiğine dair iki farklı gibi görünen eleştiri görüyorsunuz.
Birinci ve sözde "içeridenmiş" gibi eleştiri yapanların unuttuğu şey şu: Ak Parti kendini İslamcı bir parti olarak nitelendirmedi hiçbir zaman. Onun için Ak Parti atık İslamcı değil demeniz kendi uydurduğunuz şeye kendinizin inanmasından başka bir şey değildir. Ama bu Ak Parti'nin veya Erdoğan'ın İslami-manevi değerlere uzak ve onların aleyhinde işlerin içinde olacağı anlamına gelmez elbette. Ak Parti baştan beri kendini muhafazakar ve demokrat olarak temellendirdi. Milli, manevi ve evrensel insani değerlere uyumlu her kesimden ve düşünceden izler bulabilirsiniz. Ak Parti'nin "medeniyet" vurgusu, "millet" (İbrahim milleti) vurgusu ve "yerlilik" vurgusunun temelinde manevi ve milli değerleri önemseme yatmaktadır.
Yani kimi "İslamcı" çevrelerin "kim daha çok İslamcı" dili üzerinden Erdoğan'ı ve AK Parti'yi eleştirmeye kalkması anlamsız ve tutarsız bir söylemdir.
İkinci ve muhalif eleştiri dilini geliştirenler ise
2-Ak Parti ve Erdoğan'a "İslamo Faşits" söylemi üzerinden eleştiri yapılması da ikinci tür "İslamcılık" eleştirisidir. Ancak bunlar Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı radikal "İslamcı" olmakla suçlarlar. Temel amaç Erdoğan'ı el-Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin yanında göstermek. Kaynağı daha çok dışarıdaki belli sermaye ve basın çevreleri olan bu suçlamayı Türkiye'de sahiplenenlere bakıyoruz. PKK, FETÖ ve CHP'nin eko sistemi. İsrail ile ilişkilerin normale dönmesinden sonra söz konusu basın sermayesi tarafından terk edilmiş olan bu söylemi daha çok 2012'den sonra Türkiye'deki söz konusu çevreler kullanmaya ve Erdoğan'ı sistemi İslamlaştırmak ve otoriter sisteme dönüştürmekle suçlamaya devam ediyor. Bu muhalefetin temel sloganları "Tek Adam" ve "Başkan Yaptırmayacağız" söylemiydi.
Her ne olursa olsun 1. ve 2. tür İslamcılık eleştirilerini yapanların aynı çizgide buluşmuş olmaları da sonuçları ve nedenleri bakımından analize değer bir durumdur.