Kadınlarda evlilik yaşı 35'i aşmaya başladı. Evlenme yaşındaki bu gecikmeyi ise nüfustaki düşüş oranları takip ediyor. Özellikle kadınlar çeşitli sebeplerden ötürü evlilik konusundan bir hayli çekiniyor. Şimdi bir de kadınların erkeklere nafaka ödemesi gündemde. Hal böyleyken olayın hukuki ve psikolojik boyutunu uzmanlara sorduk.

Mahkeme geçinmeye bakar
İzmir’de mahkeme bir kadının kocasına nafaka ödemesine karar verdi. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Avukat Ali Haydar Çiçek, Türkiye’deki hukuka göre nafakanın kadın ya da erkek olmakla ilgisi olmadığının söyledi.
Çiçek, "Türkiye’de insanlar genelde şuna alışık; nafakayı erkek öder, kadın alır. Ama öyle kesin bir kural yok. Basitçe anlatmak gerekirse; nafaka kadın, erkek meselesi değil, kimin geçinemediği meselesi. Eğer bir evlilik bitince erkek çok zor durumda kalıyorsa ve kadının durumu daha iyiyse o zaman kadın erkeğe nafaka verebilir. Burada kimin daha zor durumda kaldığına bakılır" ifadelerini kullandı.
Çiçek söyle devam etti:
"Diyelim ki kadın düzenli maaşı olan, iyi kazanan biri erkek ise işsiz, sağlık sorunu var ya da gerçekten geçinemiyor. Boşandıklarında devlet şuna bakıyor: “Bu ayrılıktan sonra kim geçinemeyecek?” Eğer geçinemeyecek taraf erkek ise kadın nafaka ödeyebilir. Burada şöyle bir kriter de dikkat çekiyor. Erkek çalışabilecek haldeyse ve “canım istemiyor” diye çalışmıyorsa mahkeme genelde 'Kusura bakma, o halde nafaka yok' der. Yani nafaka tembellik parası değil."
Avukat Ali Haydar Çiçek
Erkek nafaka istemeye çekiniyor
Erkeklerin nafaka istemekten çekindiğini de belirten Av. Ali Haydar Çiçek, ‘’Erkeklerin nafaka aldığını çok nadiren duyuyoruz. Bunun temel nedenlerinden biri erkeğin çekinmesidir. Zira bizim toplumumuzda “erkek nafaka almaz” algısı var. Bu nedenle erkekler çoğu zaman nafaka istemeye çekiniyor. Mahkemeler de bunu kolay kolay kabul etmiyor. Ama bu hiç olmadığı anlamına gelmiyor’’
Kadının nafaka ödemesi eşitlik değil
Meselinin psikolojik tarafına değinen Klinik Psikolog Feyza Karakoç ise, son yıllarda kadınların evliliğe bakışında belirgin değişimler olduğunu bildirdi. Karakoç, ‘’Danışmanlık odasında sıkça duyduğumuz cümle şu: “Evlilik artık güven değil, risk gibi geliyor.” Bu duygu sadece ekonomik değil; psikolojik, ilişkisel ve toplumsal birçok katmanı olan bir kaygıya dayanıyor. Nafaka meselesi de bu kaygının yeni bir halkası olarak kadınların zihninde yer etmeye başladı. Kadınların da nafaka ödemeye başlaması, ilk bakışta “eşitlik” gibi algılansa da, psikolojik açıdan mesele bu kadar basit değil. Çünkü eşitlik duygusu, ancak koşullar ve roller de eşitlendiğinde içsel olarak anlam kazanır. Türkiye’de hâlâ ev içi yükün büyük kısmını kadınlar taşırken, duygusal emeğin görünmez sorumluluğu çoğunlukla kadınların üzerindeyken, bu tür hukuki düzenlemeler kadınlarda “her şeyin yükü yine bende kalıyor” hissini tetikleyebiliyor" dedi.

Klinik Psikolog Feyza Karakoç
Evliliğe güven sarsıldı
Klinik Psikolog Karakoç ayrıca, genç kadınların evliliği geri dönüşü olmayan bir hata olarak gördüklerini belirtirken sözlerine şöyle devam etti:
"Özellikle genç kadınlarda evlilik korkusu, “yanlış kişiye bağlanma”, “hayatım boyunca bedel ödeme” ve “geri dönüşü olmayan bir hataya düşme” temaları etrafında şekilleniyor. Nafaka ödemesi ihtimali, bu korkuları artıran tek faktör değil ama var olan güvensizliği derinleştiren bir unsur hâline gelebilir. Çünkü mesele sadece para değil; kontrol kaybı, adaletsizlik ve geleceğe dair belirsizlik duygusu."
Evliliğin artık eskisi gibi güven vermediğini de belirten Karakoç; "Nüfus meselesine baktığımızda ise, evlilik ve çocuk kararlarının artık daha geç alındığını görüyoruz. İnsanlar sadece “evlenmeli miyim?” diye değil, “Bu ilişki beni psikolojik olarak neye sokar?” diye de düşünüyor. Kadınlar için evlilik, eskisi gibi otomatik bir güven alanı olmaktan çıktıysa, burada durup ilişkilerin ruhsal zeminini sorgulamak gerekir. Hukuki düzenlemeler tek başına nüfus krizini açıklamaz ama bireylerin içsel güven duygusunu zedeleyen her unsur, dolaylı olarak bu krizi besler" ifadelerini kullandı.




