Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.57
Gram Altın
2386.54
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Temmuz 2020

15 Temmuz için 15 madde

1) 15 Temmuz 2016’da FETÖ mensuplarının kendi toprağına ve kendi insanına karşı gözü dönmüş saldırısı o sıcak gecede milletin kararlı duruşu ile def edildi. Yıl dönümünde o günü tüm benliğimiz ile yeniden yaşarken milletin o kararlı duruşunu yeniden hatırlıyoruz. O gün şehit ve gazilerimiz oldu. Onları, ömrümüz oldukça rahmet ve minnetle anacağız. Kuşkusuz geride kalanların sorumluluğu hatırlamaktan çok daha fazlası olacak / olmalı.

2) 15 Temmuz’un üstünden 4 yıl geçti. Eğer 15 Temmuz direnişine vefa göstermek istiyorsak, bunun en güzel yolu bugünü ihya etmek ve bunun sorumluluğunu kuşanmaktır!

3) Türkiye’nin sorunları, çözümü olmayan sorunlar değildir. Sorunların kendisinden daha problemli olan ise genelde bizim yaklaşımımız. FETÖ musibeti, nasıl ki geçmiş sorunların zaman içinde büyüttüğü bir yumak olarak önümüze geldiyse, bugün de dün olduğu gibi meselelerimizi idrak etmek ile ilgili yaşanılan zaman kaybı tehditleri arttıracaktır.

5) Şunu biliyoruz ki 15 Temmuz darbe girişimi, bir yönüyle de Türkiye’de cari sistemin tüm defoları ile arz-ı endam etmesiydi. Memleketin ve insanımızın selameti, bu defoların pozisyon avantajına göre sahiplenilip sürdürülmesi ile değil tespit edilip düzeltilmesi ile mukayyettir. Cumhuriyet’in Osmanlı’dan tevarüs ettiği ve her 10 yılda bir ülkenin rutini haline gelen darbeler / müdahaleler tehlikenin yarattığı hasar hakkında bir fikir verebilir.

6) 15 Temmuz darbe girişiminden söz ederken kimileri ısrarla “emir komuta zinciri” içinde olmadığının altını çizerek onu diğer darbelerden ayırıyorlar. Tamam da “emir komuta zinciri” içinde olmadığından dolayı bu darbe girişimi kötü değil ki! 15 Temmuz darbe girişimi, “darbe” olduğu için kötü! 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Eylül’den 28 Şubat’a, 27 Nisan’dan 15 Temmuz’a kadar tüm darbelere / müdahalelere aynı kararlılıkla karşı durulabilmeli. Tarih ne olursa olsun milletin yanındayız diyen bir bilinci bu ülkede yükseltmedikçe, yeni karanlık girişimler için aralık bırakılmış bir kapı hâlâ var demektir.

7) Türkiye’de cemaat özelliği ve refleksi gösteren toplum kesimlerinin birbirlerinin varoluşunu imkânsız gören yaklaşımları sağaltılarak toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede pozisyon alacak şekilde devlet organizasyonu yapılandırılmalıdır.

8) Türkiye toplumu, hem tarihi arka planı, hem kültürel kodları dikkate alındığında adil ve özgür bir iklim içinde sıhhat ile yaşayabilir. Hak ve özgürlük temelinde toplumun hak ettiği vasatın tesisi ise cari sistemin dönüşümünü zorunlu kılıyor. Bu dönüşümün bir retorik üzerinden tüketilmemesinin gerekliliği izahtan varestedir. Devlet-toplum ilişkisi, anayasa, personel rejimi, ekonomik bölüşüm, temel hak ve özgürlükler önümüzde duran ve bize sorumluluk yükleyen konu başlıklarıdır.

9) FETÖ’nün ihanetleri tarih ve millet önünde mahkûm olmuştur! Bugüne kadarki tüm darbecilerin zalimlikleri tarih ve toplum önünde mahkûm olmuştur! Faillerin tarih ve toplum önünde mahkûm olması ile yetinemeyiz. Tüm bir sistemi failler için uygun hareket edecekleri bir zemin olmaktan çıkarmak sorumluluğu omuzlarımızdadır. Bu sorumluluk, şehit ve gazilerimize olan borcumuzdur aynı zamanda.

10) 15 Temmuz’un üstünden 4 yıl geçti dedik. Bu 4 yılı önümüze koyup aynaya bakarak konuşma cesareti gösterebilirsek eğer, o gece genciyle yaşlısıyla tank paletlerinin önünde duran insanımızın cesaretine ancak o zaman bir karşılık verebiliriz. Üzülerek ifade edeyim ki o cesareti göstermek hususunda sınıfta kaldık. Aynaya bakmak ne demek! Elimizden gelse tüm aynaları kırıp parçalayacağız! FETÖ’ye ağız dolusu sövünce tüm ahalinin günahtan arınacağına dair bir itikad baş gösterdi. Batıldır! FETÖ kendi günahlarının hesabını verecek şüphesiz! Ne var ki hiç kimse güzel sövdüğü için kendi hesabını kapatmış sayılmayacak! Benim itikadım da budur!

11) FETÖ devletin nüfuz edilebilir, kapanın elinde kalır, kalınca da altta kalanın canı çıksın makinesine dönüşerek diğerlerinin tepesine ölçüsüz ve hukuksuzca biner anlayışının egemen olduğu bir sistemin çocuğudur. Bu sistem değişirse bu ülkenin yazgısı ancak o zaman değişir. Yoksa FETÖ’nün kan kardeşlerinin ruh ikizlerinin geçit merasimleri bitmez!

12) Ne hazindir ki FETÖ’nün özbeöz çocuğu olduğu ve FETÖ’ye babalık eden sistem kendi çocuğunu inkar ederek kendisini aklama yoluna gitti. Şimdilerde ise cuntacılık ile arası hiç de nahoş olmayan ne var ki kategorik olarak ambalajı itibariyle FETÖ’ye karşı gözüken üvey kardeşlerin itibar devşirdikleri bir bahar yarattı. Ne yalan söyleyeyim cuntacılıkları ile maruf bu kimselerin yeni edindikleri ‘muteber’ kimliklere ben henüz alışamadım. Sadece FETÖ’nün üvey kardeşlerine değil; esen rüzgara göre yön ve istikamet değiştiren rüzgar güllerine de alışamadım.

13) 15 Temmuz’un üstünden 4 yıl geçti. Her şey biz yaşarken oluyor. Kulağımızla işitiyor, gözümüzle görüyoruz. 15 Temmuz gecesinin şehit ve gazilerine karşı bir sorumluluğumuz var. İçimi acıtan ise o sorumluluğu üstlenme konusundaki kolektif lakaytlığımızdır.

14) FETÖ’nün kendisi kötüydü! Bunu şimdi herkes söylüyor. Peki, FETÖ’nün FETÖ olana kadar 40 yıl tepe tepe kullandığı araçlar kötü değil miydi? Güç temerküzü, bizden olan-olmayan ayrımı, grup çıkarı için hak ve hukukun hoyratça gaspı, sıfır şeffaflık, itibar suikastleri, algı operasyonları gibi gibi... Sadece FETÖ’yü değil gelin 15 Temmuz’un yıl dönümünde onun cinayet silahlarına da lanet okuyalım.

15) 15 Temmuz’un üstünden 4 yıl geçti. Bu 4 yılda Türkiye siyasetinde ve toplumsal hayatta hangi kelimeler yükseldi, hangi kelimeler düştü. Bu 4 yılda neyin hakkını verip vermediğimizi herhalde en açık biçimde yükselen ve düşen bu kelimeler bize söyleyecektir.