Dolar (USD)
32.32
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2425.02
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Ocak 2020

Herkes layık olduğu şekilde yaşar!

Avuçlarımın içine, gözlerimin kenarlarına baktım, biraz kendimi dinledim yılın ilk günlerinde. Günler, aylar hiç yaşanmamış gibi geçen onca yıllar...

Büyüdüğüm yuvadan ayrılışım, annemi babamı bırakıp ne dilini ne de kültürünü bilmediğim havası kadar içindeki insanların da soğuk olduğu topraklara, tanımadığım insanların arasına yüreği ile beni ısıtan bir beyin ve bir ailenin yanına gidişim, güzel dostlar edinişim, evlatlarımın arka arkaya oluşu, birden büyümeleri, bir bir evden ayrılışları, evlerine misafir olarak gelişleri, torun sevinci ile tanışmam ve yarım asırlık çınar misali yaşımın elliye dayanması.

Ömür dediğin ne ki?

Bir varız bir de yok. İki günlük dünya ve yaşadığımız an. Ya mutluluğumuzun tadını çıkarıp mutlu ederiz ya da sebep olanlara küfredip çaresizliğimiz içinde kavrulup mazlumları oynarız.

Bu dünya kimleri yutmadı ki?

Ölüm ya şuan ya da yarın. Önemli olan vaktimizi nasıl geçirdiğimiz. Ya sevdiklerimizin yanında olup ellerini bırakmayız ya da sırt çevirip geleceğe kahredip günümüzü mahvederiz.

Bizler güzel olan ne varsa buna layığız. Her ne yaşarsak yaşayalım bizi kötülükten korumak içindir. Rahman her şer görünenin ardında hayır var demektedir. Lakin şer gördüklerimizde aktif, hataları yapan yani eylemin asıl faili olmak elbette bize daha büyük acı verir. Zira içimizden gelen sesimiz bizi pek rahat bırakmamaktadır.

Engeller elbette aşmak içindir. Başarılmayacak hiçbir engel yoktur. Yeter ki kazanmaya azmedelim. Hiç kimse taştan değildir. Taşa yapılan yatırım bile sanat eseri olarak geri dönüşüm yapıyorsa, her birimiz bir sanatkar olmak için emek vermeliyiz. Zira zorlukların arkasındaki kolaylıklar olacağını vaat eden Vedûd vardır.

Karanlığa kızıp karalara bürünmek, küskünleri oynayıp kabuğumuza çekilmek, kimseyi görmeyi istemeyip kapımızı kapatmak, eşimize dostumuza kızıp gönlümüzün dışına atmak kolaydır. Gözlerimizi güzelliklere de kapatıp görmeyebiliriz. Kulaklarımızı af dilemelere de tıkayıp duymayabiliriz. Dilimizi yaptıklarımız için özür dilemeden tutup konuşmayabiliriz.

Peki kime zarar vermiş oluruz?

Gelin sizde yılın ilk günlerinde avuçlarınızın içine, gözlerinizin kenarına bakın. Biraz kendinizi dinleyin. Geçmişe kızarak değil tamir ederek, geleceğin telaşıyla değil heyecanıyla, gününü en güzel geçirme isteği ile yaşayın.

Size yakın olup da terk edemediklerinize sevdiğinizi ve onu asla bırakmayacağını söyleyin. Kalplerde olanı bilen, sizin de sevemeyip de terk edemediklerinizin de kalplerinde olanı bilir.

Dua edin Rahman’a. Hayatta sevgiden daha büyük bir ilaç yoktur.

Hayat sevince sevilince daha da bir güzeldir. İnanın siz güvenilmeye, sevilmeye, saygı duyulmaya, değer verilmeye, fedakarlık yapılmaya, takdir edilmeye layıksınız. Layık olduğunuz şekilde hareket edin. Zira karşıya yaptıklarınız sizin beklentilerinizin eylem halidir.

Birilerinin sizi anlamasını, size hak vermesini, sizi mutlu etmesini de beklemeyin artık!

Mutlu ettiğiniz müddetçe mutlu olacağınızı, mutlu oldukça daha mutlu edeceğinizi bilin. Öncelikle size en yakın olanları af edin. Af etmek af edemedikleriniz için değil, kendiniz için önemlidir. Siz af edilmeye değersiniz.

Bugün yapmazsanız yarın da yapamayacaksınız!

Ves-Selam

Asiye Türkan

www.ailedanismani.de