Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.82
Gram Altın
2434.02
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Kasım 2023

Kahramanlık 'atmak'tır her şeyi…!

Resul-i Ekrem’in ashabından olan Abdullah b. Revaha’yı bilir misiniz?

Resul-i Ekrem’in ashabının öncülerindendi Abdullah b. Revaha. İman ettiği ilk günden itibaren Din-i Mubin’in yılmaz savunucusuydu. İnsanları mest eden şiirlerini Müslümanları savunmak ve inanmayanlara cevap vermek için yazardı.

Kısa sürede zekâsı, güvenirliği ve Resul-i Ekrem’e (sav) bağlılığı dilden dile dolaşır oldu. Hz. Abdullah’ın hitabeti ve tecrübesi liyakati ile birleşince Peygamber Efendimiz as tarafından önemli görevlere atanır oldu. Yetenekli ve inancına sadık olan Hz. Abdullah aldığı görevleri bihakkın ifa ediyordu.

Zor koşullarda yaşayan Müslüman toplum akıllı ve cesur insanlara ihtiyaç duyuyordu. Her an müşriklerin ya da Yahudi fitnecilerin saldırısına, ihanetine uğrama tehdidi ile karşı karşıya olan Müslümanların tedirgin oldukları bir dönemde Abdullah b. Revaha cesaretiyle de örnek bir şahsiyetti.

Abdullah r. bu hasletlerinden dolayı Ashab arasında takdir görüyordu. Verdiği kararlar, yaşayışı onun sadakatini göstermeye yeterliydi. Öyle ki Peygamber’in (sav) verdiği görevlerden dolayı “neden-niçin”lerin peşine düşmezdi.

Mute Savaşı’nda da iyi bir örnektir Abdullah rh. Bizans ile yapılan bu savaş Medine’den yüzlerce km uzaklarda gerçekleşti. Bu savaşta Abdullah b. Revâha ile ilgili anlatılan değerli bir rivayet vardır. Kaynaklarda, Hz. Abdullah’ın kendisini şehit olmaktan alıkoyan dünyevi düşünce ve duygulardan nasıl koruduğunun öyküsü anlatılır.

Hz. Peygamber Mûte savaşı ile ilgili görevlendirme yaparken, İslam ordusuna ilk olarak Zeyd b. Harise’nin komuta edeceğini söyledi. Zeyd’in şehid düşmesi durumunda Ca'fer b. Ebû Talib İslam Ordusunun başına geçecek, şayet Hz. Cafer de şehadete erişirse İslam Ordusunun komutanı Abdullah b. Revaha olacaktı.

Ordu yola koyulur. İlk kez böylesine uzak bir diyarda savaşa çıkan İslam ordusu başındaki komutanlardan dolayı son derece müsterih idiler.

Önce Zeyd’in r komutasında ordu düşman ile çarpışır. Bu çarpışmada komutan Hz. Zeyd dillere destan şekilde sahabeyle birlikte düşmanla kahramanca mücadele etti. Çarpışmanın kızışmasının ardından İslam Ordusu Komutanı Hz. Zeyd r şehadet şerbetini içer.

Hz. Peygamberin (sav) Ordusunun Komutası Cafer b. Ebu Talib’e geçer. Hz. Cafer de cesurca savaşır. Düşmana hücumda gözümü kırpmazdı. İlk önce sancağı tuttuğu sağ eli kesildi, sancağı sol eline alıp savaşa devam etti Hz. Cafer r. ancak sol eli de kılıç darbesi ile kesilince askerlerine “sancağı göğsüme bağlayın” diye emretti. Bir süre bu şekilde orduya komuta ettikten sonra o da şehid düşer.

Görev sırası Abdullah b. Revaha’ya gelmişti.

Sıranın kendisine geldiğini gören Abdullah, önceki iki komutanın da gözleri önünde şehid düşmesi üzerine kısa bir tereddüt yaşar. Gözlerinin önüne eşi, çocukları gelir, sahip olup önem verdiği şeyler gelir aklına, sevdiklerinin hasreti düşer kalbine… Bir an bütün bunlardan ayrılacağını düşünür, firkat ateşi sarar bedenini.

Peygamberin (as) görevlendirdiği Abdullah r. arkadaşlarının yaşadığı akıbetin aynısını kendisinin de yaşayabileceğini düşünüce bunun şeytandan geldiğini anlar. Kendine geldikten sonra nefsine şöyle seslenir:

Ey Revaha’nın oğlu!

Eğer seni dünyaya bağlayan hanımın ise boşadım,

Malın-mülkün ise hepsini Rabbimin yolunda bağışladım.

Bak arkamda sana ait hiçbir şey kalmadı, diyerek; sancağı alıp şehadete koşar.

Savaşın en kızgın döneminde komutayı/sancağı devralan Hz. Abdullah b Revaha r. askerlerini coştururken kendisini ihmal etmiyordu:

Çekilin kâfirler Nebinin yolundan bugün,

Vururuz yoksa boynunuzu inkâr etmiştiniz dün,

Öyle bir vuruş ki ayırır gövdeden başı,

Hatırlatmaz insana ne dost ne arkadaşı…