Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 May 2017

Küresel kaos planı ve Türkiye iç siyaseti!

AK Parti 3. Olağan Büyük Kongresi'ni gerçekleştirdiği sıralarda Trump, Sisi ve Kral Selman dünya küreye ellerini koyarak ezoterik mesajlar veriyordu. Sonra başına kipa giyerek Kudüs'teki Ağlama Duvarı'na giden Trump, buraya görevdeyken gelen ilk ABD Başkanı ünvanına sahip oldu.

Evangelist, Kabalist, Siyonist Hristiyanlara göre Süleyman Tapınağı yeniden üçüncü kez inşa edilecek. Öyle ki şu sıralar bütün malzemeleri milimetrik ölçülerle hazırlanmış olarak Müslümanların mabedine birkaç kilometre ötede bekletiliyor. Gerek New York Times gerekse İsrail medyasına göre üçüncü tapınağın inşası çok yakındır. Bunun gerçekleşmesi için Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa gibi Müslüman mabetlerinin yıkılması gerekiyor. Peki, İran, Arabistan, Irak ve Mısır'ın umurunda mı?

Türkiye ve İslam alemi, irrasyonel inanç temelinde gerçekleştirilen reel politik uygulamalarla yakın gelecekte din, siyaset, ekonomi formatlı, nükleer, biyolojik, kimyasal silahlardan oluşan bir küresel hegemonya projesinin tehdidi altındadır. Çünkü Evangelistler, Yuhanna'nın Vahiy'i ve Eski Ahid'in Daniel bölümüne dayanarak şu üç büyük kehaneti gerçekleştirmek için çaba sarf ediyor. Bunlar; Tek dünya devleti, tek dünya ekonomi yönetimi ve tek dünya din hakimiyeti. Peki, neden Türkiye? Çünkü Türkiye bu kehanetlerin tam merkezinde yer alıyor. Anadolu, Hristiyan, Kabalist Yahudi ittifakınca çoktan taksim edildi bile!

Bağdat'ın 70 km ilerisinde bulunan Babil, Ortadoğu'da Evanjelizm'in merkezi olacak. Bütün dünya kavimlerinin bu merkeze bağlanacağı yıllardır ifade edilir. 1980'de Reagan başkan seçildiği gün ilk sözü bu oldu. Keza geceleri "Tanrı'nın omzuna yaslanıp onunla sohbet ediyorum" diyen Başkan Bush'un da çabası bu yöndeydi. Hiç kuşkunuz olmasın Obama ve Trump da aynı yolun yolcusu iki liderdir. Dünya korkunç bir biçimde yeni bir din ve siyaset haritasına doğru itiliyor. Açıkçası bu zorla dayatılıyor.

Evanjelistlere göre dünya bu günlerde beşinci döneme doğru gidiyor. Bunun sonu malum kıyamet savaşları. Din eksenli çıkacak bir 3. Dünya Savaşı. Ancak bunun gerçekleşmesi nükleer, biyolojik ve kimyasal bir savaşın yaşanmasıyla mümkün. Çünkü Rab Yaremya 4:27-28'de şöyle diyor; "Memleketin hepsi virane olacak ancak bütün bütün bitirmeyeceğim. Bundan ötürü memleket yas tutacak ve gökler yukarıda kararacak çünkü ben söyledim, ben tasarladım ve pişman olmadım ve ondan caymam." Apokaliptik ya da post-apokaliptik kehanetlere bağlı çıkarılmak istenen Armegedon tehdidinin tam ortasındayız.

Lakin Tanrı İmparatorluğu'nun tesisi için evvela finansal spekülasyonlar, terör örgütlerinin palazlandırılması/terörizm ve ciddi anlamda zihinsel dönüştürmeye yönelik projelerin hayat bulması gerekmektedir. Hristiyanlık ve Yahudilik değerlerinden beslenen postmodern, seküler bir din ve bu dine uyumlaştırılmış, içi boşaltılmış bir İslam. En kötüsü de batıdaki Evanjelizmin karşılığı olan selefiliğin ve buna uyumlu seküler bir batı ideolojisi olan ithal İslamcılığının buna ayak uydurmasıdır.

Yeni Dünya Düzeni'ni muştulayan ve ilk Evangelistlerden biri sayılan Yuhanna'nın bazilikası bugün Selçuk'taki Meryem Ana Evi'nin bulunduğu yerdedir. Yani en son seferde fethedilecek yer olan Edom'da yani Tanrı'nın yürüdüğü topraklar olarak kabul edilen Anadolu'da! Ramazan Kurtoğlu'nun son kitabında verdiği bilgilere göre; bu yer 1850'lerden beri satın alınmak isteniyordu. Bülbül Dağı denilen 29.200 metrekarelik bu mevkiinin sahibi şaşıracaksınız Mahmut Esat Bozkurt'a aitti. Sonraki yıllarda tapusu, başkanlığını Kristal Zeytinyağları'nın sahibi Noel Mikalef'in yaptığı Meryem Ana Derneği'ine verildi. Ne var ki Siyonist Hristiyanlara göre kutsal kabul edilen diğer 6 kilisenin (İzmir, Bergama, Akhisar, Salihli, Alaşehir ve Pamukkale) akıbetini bilmiyoruz.

Bu tür mevzulara ara ara değinmemin önemli bir nedeni var. Öncelikle bu tür bilgilerin bir film senaryosundan alınmadığının bilinmesini isterim. Hadiseler komplo denilerek geçiştirilmeyecek kadar gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Örneğin bugün Rothschildlerin bir çizgi film kahramanı olmadığını artık anlamış bulunmaktayız değil mi? Şunu demek istiyorum. Bakınız ABD Ordusu 2009 yılından beri Küresel Finans Savaşı tatbikatları yapmaktadır. Bugün finans ve silah gücünü elinde bulunduran apokaliptik küreselciler irrasyonel inanç temelinde reel politika üretmektedirler. Sıkıntı tam olarak budur.

Karşımızda "orası Türklerin değil" diyen çok tehlikeli bir Lucifer ordusuyla karşı karşıyayız. Yani Türkiye bugün Kabala formatlı Ezra'nın Tevrat'ındaki Babil kehanetleri ile doldurulmuş korkunç bir projenin tehdidi altındadır.

Günde 900 Müslüman'ı Müslümanların öldürdüğü İslam alemi ise yakın gelecekte Şii-Sünni çatışmasına hazırlanırken, bölgemiz YPG ve DAEŞ gibi terör örgütleriyle dizayn edilmek istenirken ve hainler içeride cirit atarken, bizler kim daha fazla reisçi, kim değil, hesap vereceksiniz, tasfiye ediliyoruz türünden kısır tartışmalarla vakit harcıyoruz. Hala neyle karşı karşıya olduğumuzdan haberimiz yokmuş gibi davranıyoruz. Bir virüs gibi yayılan daha fazla makam mevkii, rant, şöhret ve adam kayırma hastalığından henüz kurtulamadık. Korkarım bu hastalığın da çaresi yok gibi!