Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Temmuz 2023

Net sıfır karbon ticareti

Club of Rome, 1991 yılında Birinci Global Devrim adlı bir kitap yayınladı. Orada şöyle bir cümle geçer; “Bizi birleştirecek yeni bir düşman ararken, kirlilik, küresel ısınma tehdidi, su kıtlığı, kıtlık ve benzerlerinin bu amaca uygun olacağı fikrini bulduk."

Rockefeller Vakfı'nın başkanı Rajiv Shah 2022 yılında, “Dünya her zamanki gibi devam ederse ve gezegen 3 santigrat derece veya daha fazla ısınırsa, hizmet verdiğimiz birçok insan için hayat çekilmez hale gelecek” diyordu.

Aslında dünyamızı sevdikleri falan yok. Zenginler de bize yutturulduğu gibi hayırsever değil. Madem bu kadar zenginler ve politik olarak etkililer, o zaman neden dünya üzerinde kendilerinden başka herkes refah, sağlık ve güvenlik bakımından daha kötü ve zorlu bir hayat yaşıyor.

Güya bu çok zengin ve güçlü kişi ve kuruluşlar, kendilerini dünyanın iyileştirilmesine adamışlar!

Oysa bunlar kasıtlı olarak ekonomik bozulmanın ardından kıtlık çıkarmayı planlıyor. Tarım sektörü tam anlamıyla tasfiye edilmeye çalışıyor.

Western Ontario Üniversitesi'nden Tony Weis; “Dünya tarımı, Avrupa emperyalizminin en kalıcı ekonomik miraslarından biri olan aşırı dengesizliklerle karakterize ediliyor” diyor.

1945'ten sonra özellikle ABD, Rockefeller Vakfı ve finans kurumları tarafından desteklenen tarım ticareti, kimyasallara bağımlı bir endüstriyel tarım sistemini destekledi ve benimsedi.

Bu süreçte kırsal topluluklar, ekolojik sistemler, çevre, insan sağlığı ve yerel gıda yetiştirme sistemleri yok edildi. Son yıllarda ise bu iyice hızlandı.

Yazar Colin Todhunter bu olan biteni şöyle özetliyor;

Artık Bayer, Corteva ve Syngenta gibi şirketler, bulut ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak çiftçisiz çiftlikler oluşturmak için Microsoft, Google ve diğer büyük teknoloji devleriyle çalışıyor.

Bu anlamda Bayer'in Climate FieldView adlı bir uygulaması var. Bu uygulama, tarlalar ve traktörlerdeki uydulardan ve sensörlerden veri toplar ve ardından çiftçilere çiftçilik yöntemleri hakkında tavsiyeler vermek için algoritmalar kullanır.

Örneğin ne zaman ve ne ekecek, ne kadar pestisit püskürtecek, ne kadar gübre uygulayacak, vb. ABD, Kanada, Brezilya, Arjantin ve Avrupa'daki çiftliklerde kullanılıyor.

Burada asıl mesele karbon.

Bayer'in karbon programına katılabilmek için çiftçilerin Bayer'in dijital tarım platformu FieldView'e kayıtlı olması gerekiyor.

Bayer daha sonra, çiftçileri toprakta karbonu tuttuğu söylenen iki uygulamayı kullanma konusunda eğitmek için FieldView uygulamasını kullanıyor.

Uygulama aracılığıyla şirket, bu uygulamaların her ikisini de izliyor ve katılımcı çiftçiler tarafından tutulan karbon miktarını tahmin ediyor.

Esasen Yeşil Devrim kisvesi altında (kimyasalların kullanımı, sentetik gübreler, hibrit tohumlar vs.) toprağı besinlerinden mahrum bırakan sömürücü bir tarımla uğraşıyoruz.

Şirketler de dijital platformlarını karbon kredisi, tohumlar, böcek ilaçları ve gübreler ve tarımsal danışmanlık için tek adres haline getirmeyi planlıyor.

Bu programlardan en çok yararlanacak olanlar, sermaye fonları ve geniş tarım arazileri satın almış zenginlerdir. Gates boşuna tarım arazisi almıyor!

Finans yöneticileri artık Brezilya'da çiftlik satın almak, onları karbon kredisi için kaydettirmek ve operasyonlarını da Wall Street ofislerinden yönetmek için dijital platformları kullanmaya başladı.

Bu anlamda karbon kredisi piyasasına ve karbon kredisi ticaretine bakılacak olursa, tüccarların servet kazanacağı daha başka karlı bir saadet zinciri yok gibi görünüyor.

Bakınız Washington merkezli Verra şirketi, hali hazırda bir milyardan fazla karbon kredisi yayınlamış olan Verified Carbon Standard (VCS) dahil olmak üzere, iklim koruma ve sürdürülebilir kalkınma için bir dizi çalışma yapıyor.

Demem o ki iklim kimsenin umurumda değil. Asıl dertleri iklim kisvesi altında karbon ticareti yapmak. Asıl vurgunu buradan yapacaklar. Zavallı politikacıları da bu anlamda ikna etmişler.