Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Temmuz 2018

O Toplantıda Neler Konuşuldu?

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk'un yaptığı ilk icraatlarından biri il müdürleri ile bir araya gelmek oldu. 81 il müdürünü Ankara Başkent Öğretmenevi'nde topladı. Oluşan pozitif atmosfer nedeni ile bütün bir eğitim camiasının gözü o toplantıdaydı.

Sayın Selçuk o toplantıda il müdürlerine acaba ne söyleyecek? Eğitim sistemimiz ile ilgili hangi konular konuşulacak? İl müdürlerine ne gibi talimatlar verecek? Bakan Bey'in il müdürlerinden beklentisi ne olacak? Neleri yapmalarını isteyecek? Toplantı sonrasında beş-altı il müdürü ile görüştüm. Toplantıda neler konuşulduğunu sordum.

Bakan Bey yaptığı konuşmada 'liyakat' ve 'adalet'i ön plana çıkarmış. İl müdürlerine "Liyakat ve adalet temelli çalışmazsanız başarılı olamayız" dedikten sonra konuşmasının bir bölümünde "Okullarımızın başlarında çalışkan, yetenekli, gayretli, liyakatli, ehliyetli arkadaşlar olursa okullarımız daha iyi hale gelecektir. Bir okul ancak müdürü kadardır. Okul, müdürün önüne geçemez" şeklinde sözler söylemiş.

Ziya Selçuk konuşmasında "Çocuk okula gelmiş, biz onu sınıfa almışız, onun bizden eğitim almaya hakkı var. Ona en iyi eğitimi kim verecekse, liyakatli kişiyi bulup, o çocuğun başına koyup ders vermeliyiz. Eğer adaleti sağlayamazsak zaten hiçbir şey yapamayız. Ehliyetli kişileri seçmenizi istiyorum. Aksi takdirde bu çocukların vebaline gireriz. Beni vebale sokmayın" demiş.

Düşünebiliyor musunuz? Yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1 milyona yakın öğretmen eğitim camiasının birer ferdi. Milyonlarca insandan bir tek insanın bile vebalini almak istemeyen bir Milli Eğitim Bakanı var. Geçtiğimiz günlerde bana "Yazılarınızda Bakan Bey'i çok sahipleniyor, çok övüyorsunuz" diye eleştirenler, tepki gösterenler oluyordu. Milyonda bir kişinin bile vebalini almak istemeyen bir Bakan'ı sahiplenmezsek, kimi sahipleneceğiz?

Bir il müdürünün dediği gibi "Nazik, kibar, beyefendi ve aynı zamanda işini iyi bilen bir bakanımız var". Bu, eğitim camiası için büyük bir değerdir; sahiplenmek lazım. Değer, kıymet bilmek lazım.

"Öğretmenlerimize selam söyleyin, onlara sahip çıkın. ALO 147'yi de kaldırıyoruz bunu da öğretmenlerimize müjde olarak verebilirsiniz" sözlerini kullanmış. Bir il müdürü bunu; "Muhtemelen bu söz ile öğretmenlere 'Bizler sizin eksiğinizi gediğinizi arıyor değiliz, biz sizlerle güzel işler yapmak istiyoruz' mesajını vermek istedi" şeklinde yorumladı.

İl müdürlerine "Sizler illerde benim temsilcimsiniz, sizlere güveniyorum. Kimseyi ötekileştirmeyin, herkesi kucaklayın, adaletli davranın, bundan önceki eğitim politikaları ne olmuşsa olmuş, hepsi bizimdir. Günahıyla sevabıyla daha iyiye götürmeye çalışacağız." diye telkinde bulunmuş ve "Sizlerin de elini rahatlatacağız" ifadesini kullanmış.

Sadece öğretmenler değil, aynı zamanda il milli eğitim müdürleri de yeni milli eğitim bakanından umutlu. Hatta toplantı sonrasında il müdürlerinin gözlerinin içi gülüyormuş. Bir mutluluk varmış hepsinde. Çünkü Bakan Bey Eğitim sistemimizi 20, 30 ve hatta 50 yıl sonrasına göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini üzerine bir konuşma yapmış.

Bakan Bey'in konuşmasından sonra kendilerine bir güven geldiğini söylüyorlar. Bu güven, isabetli bir Milli Eğitim Bakan'ından yana tercihini kullanan Sayın Başkan Erdoğan'a olan bir güven olduğunu vurguluyorlar.

"Öyle olaylar yaşadık ki, biz hayal kurmayı unuttuk. Bakan Ziya Selçuk'un gelmesi ile güzel bir atmosfer oluştu. Eğitim camiası güzel hayaller kurmayı öğrendi. Eleştirenler, engel olmak isteyenler, şüpheyle, mesafeyle yaklaşanlar bıraksınlar bizler bu hayali kurmaya çalışalım. Hayallerimiz gerçekleştiği zaman artık bizi eleştirmeye eksik olduğumuz noktaları nazara vermeye başlasınlar. Toplum olarak büyük bir hayal kuruyoruz, birileri bu hayalin önünü kesmeye çalışıyor. Bir Bakan tek başına çıkıp söylemleri ve icraatları güzel hayaller kurup bütün bir toplumun hayal kurmasına fırsat tanıdı, daha ne yapsın? Ne olur bizi rahat bıraksınlar biz bir hayal kurduk, bu hayali doya doya yaşayalım." diyen il müdürlerinin ses tonundaki heyecanı telefonun diğer ucundan ben de hissettim.

24 Haziran sonrası, yeni dönemin ruhuna uygun, yerli ve milli bir eğitim sistemi kuruluyor.

Bu heyecanı diri tutalım.

Kazanan hep birlikte bir millet olalım.