Ölü devri kapandı
Endonezya'nın Güney Sulawesi Bölgesi'nde yaşayan Tana Toraja kabilesi "Ma'nene" olarak adlandırılan ritüelle ( Bazıları üç yılda bir, bazıları da her yılın ağustosunda) ölülerini mezarlarından çıkartıp giydirip kuşandırıp takıp takıştırıp sokaklarda gezdiriyorlar. Öldüğü yerde tekrar sarıp sarmalayıp bir sonraki gösteriye kadar mezarına yerleştiriyorlar. Ölülerinin kendileriyle beraber olduğuna inanan bu halk, "Ölmedi, kalbimizde yaşıyor"u " Ölmedi, aramızda yaşıyor."a tebdil etmişler.
Toraja kabilesiyle Kemalu00eeler arasında benzerlik var.
Kemalu00eeler, on yıl aralıklarla " İrtica hortluyor. Laklik tehlikede." söylemleriyle "ölmüş düşünceler" i silahlarla tanklarla yaşatmaya çalıştı. Toplum, bu ritüellere inanmaya zorlandı.
16 Nisan 2017...
Evet, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine halk evet dedi. Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre ve ABD kaybetti. Şeflik dönemi kapandı.
Ancak, bu sistemin öldüğüne inanmak istemeyenler var. Kemalu00ee kabilesinin Ölü Gezdirme Ritüelinin kaşarlıları, halkı denize dökmekle itham etseler de AGİT ve benzeri Gezdiricilerin himmete çağırsalar da artık ceset tamamen çürüdü.
Şeflik, 1950'de öldü. 27 Mayıs 1960'ta "Ma'nene" ye başladılar. Ma'nene Ritüeli, rutinleşti: 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007, 15 Temmuz 2016...
15 Temmuz'da Ma'neneciler hiç beklemedikleri bir durumla karşılaştılar: Halk, Hz İbrahim'in baltası gibi bu ritüeli kırıp parçaladı. Kemalu00eeler ve efendileri bu durum karşısında afalladılar, şoka girdiler. Günlerce, aylarca öylece kalakaldılar. Bir türlü kendilerine gelemediler. Şoku atlatabilmek, yeni bir ma'nene için kendilerine mazeretler üretmeye çalıştılar. Avrupa ve ABD " İyiler kaybetti, Darbe Tiyatrodur" çıkışlarıyla Kemalu00eeleri cesaretlendirmek istediyse de 16 Nisan 2017'de bir kez daha ölü gezdirmeye imkan ve zemin bulamadı.
16 Nisan 2017'de halkın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini onaylamasını Avrupa, AGİT üzerinden tanımadığını ima etti. Bu işaret üzerine Ma'nene ritüelinin Pensilvanya'daki Başpiskoposu FETO ve müntesiplerinin "kontrollü darbe" algısının sözcülüğüne soyunan Kemalu00ee kabilesinin Işıldaklı Fırıldak'ı, halkı sokağa dökerek yeni bir Gezi kalkışması peşine düştü. Onu bu konuda desteklemekte ilk sırayı Avrupa'nın tescilli Nazistleri aldı.
Hollanda'da Özgürlük Partisinin (PVV) ırkçı lideri Geert Wilders, Hollanda'da yüzde yetmiş bir oranında "Evet" oyu veren seçmenlerin, topluca Türkiye'ye dönmelerini istiyor. Referandum sonuçlarını, "Türkiye, daha fazla İslamofaşzimi ve totaliterliği seçti" diyen Wilders, Avrupa'nın özgürlük ve demokrasi anlayışını temsil ediyor.
Bu dönüşlere Bulgaristan'da Todor Jivkov döneminde şahit olmuştuk. Türkiye'de de "411 El Kaosa Kalktı" manşetini atan gazetenin logosunda " Türkiye Türklerindir." yazması zihniyet birlikteliğinin en açık delili.
Referandum öncesi 'evet' tercihine karşı halka 'denize dökmek' , eli silahlı, yüzü maskeli kişilerin kahvehaneleri basıp evet diyecekleri ölümle tehdit edenlerin yoldaşları, "Her türlü zorbalığa rağmen, bu ülkenin yarısı cesur ve namuslu ya" diyerek halkın yarısına korkak ve namussuz iftirasını atanlar Geert Wilders'in yoldaşı.
Bu Ölü Gezdirici taife, yine o malum yalan ve iftiralarına devam edecek, şiddeti ritüel havasında uygulamaya çalışacak. Bundan asla vazgeçmeyecek.Çünkü bu Ma'nene benzeri ritüeller sömürgecilerin işini kolaylaştırıyor. Cesedin cesametine sığınmışı yönlendirmek çok kolay. Alman gazetesinin " Atatürk yaşasaydı hayır derdi." başlığı da bu Ölü Gezdiricilerine yönelik bir algı operasyonuydu.
ABD ve Koalisyon Güçleri, Orta Doğu'da son hamlelerine hazırlanırken Kemalu00eeleri de sokağa dökmeye çalışıyor. Türkiye, Işıldaklı Fırıldaklarla kaosa itilirken onlar da bölgede istedikleri gibi yeni haritalar çizebilmenin planlarını yapıyor. Türkiye'nin içe döndürülüp bölgeden soyutlanması yöntemini geçmişte rahatça uyguladılar. Ama bundan sonra uygulayamayacaklar.
Ma'nene ( Ölü Gezdirme) ritüeli 16 Nisan 2017 itibariyle sona erdi.
