Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Ekim 2023

​Türkiye'mizin yeni yüzyılı ve Cumhuriyet'in 100. yılı

Bugün Cumhuriyet’in 100. yılını kutluyoruz...

29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılı ve doğum günüdür.

Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şeklidir ve bununla birlikte monarşinin zıttıdır.

Genellikle mutlak ya da meşru monarşiler ile mücadele edilerek elde edilmiş bir kazanım ve ulusların demokrasiye geçişleri ile birlikte gelişmiş olan devlet yönetim sistemidir.

Cumhuriyet, tüm dünyada yaşanan ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel dönüşümdür. Bu dönüşümün neticesinde gelişen yönetim biçimi formudur.

Cumhur, kendi cumhuriyetinin ne kadar kıymetli ve bir o kadar da müstesna olduğunu bilip onu korumuş baş tacı etmiş lakin, yüzyıldır hala anlamayıp kutuplaştıran, ötekileştiren düşünce güruhlarından kurtulamadı. Cumhuriyet’in halkın iradesi olduğunu unutup, kendi jakoben rejimlerini dayatma mücadeleleri sanırım bin yıl daha sürebilir.

Türkiye Yüzyılı’nı da “ortak hafızamıza kazıyacağız” Osmanlı Devleti’yle birlikte milletimizi de topyekûn tarihe gömmek isteyenleri Çanakkale’den Kutü’l Amare’ye kadar destansı mücadele ile püskürten ve küllerinden yeniden doğmuş Türkiye yüz yaşında.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun bugüne kadar, kendi içinde pek çok merhaleyi ve mücadeleyi barındırdı. Tüm sıkıntıları ve kazanımlarıyla ilk yüzyılımızı geride bırakırken, Cumhuriyetin, bir asırlık geçmişinin önemli bir kısmında, kendi içinde barışık yaşayamadığını, uzun yıllar tek parti rejimi ve yaşatılamayan eksik demokrasi ile 1950’den beri neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan darbelerle yara olan Cumhuriyet, demokrasiye inanan ve ona sahip çıkan, bu değer etrafında çok güçlü bir biçimde kenetlenmiş, kararlı bir toplumuz.

Türkiye’nin Cumhuriyetle birlikte yaşadığı devrimsel değişimin dünya tarihinde örneği çok azdır. Bir asır önce, millî mücadelesini Cumhuriyet’in kuruluşuyla tamamlayan milletimiz, Cumhuriyet’in ikinci asrını da Türkiye Yüzyılı ile taçlandıracaktır.

Yüzyıllar bazen bir ülkenin o döneme damga vurmasından dolayı o ülkeyle anılır örneğin 18. yüzyıl Hollanda, 19. yüzyıl İngiltere ve 20. yüzyılın Amerika Birleşik Devletleri yüzyılı olarak anılması gibi. Türkiye Yüzyılı ile bence hem Cumhuriyetin ikinci yüzyılına dair hem de artık bir çevre ülkesi ve içine kapalı bir ülke olmaktan çıkıp, bölgesel ve hatta küresel güç dengelerini değiştirebilecek güç olma sinyalleri veren Türkiye’nin gücüne etkisine ve yapabilirliğine dair yeni bir yüzyıl başlıyor. Türkiye ve Erdoğan “Dünya beşten büyüktür” söylemiyle mevcut küresel sisteme verdiği cevap Türkiye yeni yüzyılı'nın sloganı olarak tarihe geçmiş bulunmakta.

Yüzüncü yılını kutlayacak olduğumuz Cumhuriyet Bayramı'nın bir yüzyılı geride bırakan bir yönetim şekline sahip olduğumuzun farkında olmadan kutlanma şeklinin kavga ve kutuplaştırmalarına tanık olmak son derece üzüntü verici. Yüzyıl geçmesine rağmen hala bazı kafalar Türkiye olmayı başaramamış.

Cumhuriyet'in millete mal olduğunu, geçmişimizle geleceğimizi dövüştürmenin, millete zaman ve enerji kaybettirmekten, toplumsal barışımızı bozmaktan başka hiçbir faydası yok.

Yüzyıldır bizi yoran ve yıldıran bu hesaplaşma döngüsünü geride bırakıp birlikte yaşamanın en önemli çimentosu olan Cumhuriyet hepimizin ortak mirasıdır...