Türkiye'ye yaptırım uygulanacak mı?
Geçtiğimiz haftanın en önemli gündem
maddesi ABD’den gelebilecek yaptırımlar konusuydu.
Türkiye’ye S400, Almanya’ya da Kuzey Akım 2 Boru
Hattı nedeniyle CAATSA yaptırımları uygulanmasını ön gören Ulusal
Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) tasarısı Temsilciler Meclisi’nden ve
Senato’dan 2/3 çoğunluğun üstünde bir sayı ile geçerek Trump’ın önüne geldi.
ABD Başkanı Trump, tasarının en büyük
kazananının Çin olacağını belirterek veto hakkını kullanacağını açıkladı.
Trump’ın vetosundan sonra Temsilciler Meclisi ve
Senato’nun 2/3 çoğunlukla tasarıyı tekrar geçirmesi Trump’ın onayına
bırakılmadan tasarının yasalaşması anlamına geliyor.
Bu durumda ABD Hasımlarına Yaptırım
Yoluyla Mücadele Yasası olarak adladırılan CAATSA yaptırımları
gündeme gelecek.
ABD Başkanı’nın 30 gün içinde 12 yaptırımdan
en az 5’ini uygulaması istenecek.
Yaptırımların hangileri olacağını, sayısını ve ağırlığını
ABD Başkanı belirleyecek.
Sürece bakılırsa yasanın uygulanması muhtemelen 20 Ocak’ta
görevi devralacak olan Biden’a kalacak.
ABD’nin yeni Başkanı Biden’ın, Çin’den
ziyade Rusya’nın ABD için daha büyük bir tehdit olduğunu söylemesi yasaya
yönelik uygulama konusunda fikir sahibi olmamızı sağlayabilir.
S400 ve Kuzey Akım 2 Boru Hattı girişimleri ABD tarafından
Rusya’nın etki alanını artıracak adımlar olarak tanımlanıyor.
Biden’ın açıklaması, Trump döneminde soğuyan transatlantik
ilişkisinin tekrar canlandırılacağını düşündürüyor.
Buna rağmen Rusya’nın etki alanının daraltılması için
CAATSA’ya da önem verileceği anlaşılıyor.
Tabi burada kilit nokta CAATSA...
Bu yasa Trump tarafından ABD; Çin, İran ve Kuzey
Kore’nin şer üçgeni olarak yaptığı adlandırmanın somutlaşmış hali gibi...
ABD bu yasa kapsamında bu üç devlete sürekli
olarak yaptırım uyguluyor.
Bu devletlerin etki alanını ABD’ye karşı genişletme çabaları
CAATSA bünyesindeki yaptırımlara konu olabiliyor.
ABD’ye alternatif girişimlerde bulunmasını kendilerine
yediremeyen soğuk savaş kafasındaki siyasilerin çabaları ile gündeme
getirilen bu tasarı ne Almanya ne de Türkiye için uygulanabilir değil.
AK Parti iktidarı da bu düşüncede...
Geçtiğimiz gün AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr.
Numan Kurtulmuş ile bir araya geldik.
ABD’den gelebilecek yaptırımların “sembolik”
olacağını söyledi.
Bunun gerekçesini de ABD için Türkiye’nin bölgesindeki
terör örgütleri ya da etkisiz devletlere nazaran çok daha güvenilir ve büyük
bir ortak olmasına bağladı.
Yaptırımların büyük çoğunluğu ABD
finansal gücünün mahrum bıraktırılmasını esas alıyor.
Ticaret pazarlarına girişi
engelleyecek adımlar da atılabilir.
Yaptırımlarda kapsamın genişliği Başkan’ın takdirine bırakılıyor.
Biden eğer Rusya’ya karşı bir dengelemeyi merkeze
alacaksa Türkiye’ye sopa yerine havuç göstermesi gerektiğini bilmeli.
Bölgesinde gücü artan bir Türkiye ile doğru zeminde
kurulan ilişkiler ABD’ye kazandıracaktır.
ENERJİDE GÜZEL HAREKET
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
(EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz’dan güzel bir adım geldi.
Demokrasiler yönetim sistemlerinin şeffaflık
içerisinde kalmasını sağlayarak yapıcı eleştiriler gelmesi durumunda halk için
en faydalı olanın belirlenmesi üzerine kurgulanmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın termik
santrallere filtre takılması zorunluluğunu yaklaşık 2,5 yıl erteleyenyasayı
veto etmesi demokrasinin işlerliğini gösteren en güzel örneklerden biri.
Kamunun gücü vatandaşın hayatını kolaylaştırmak için
kullanılır.
Başkan Yılmaz, elektrik dağıtımı
yapan şirketlerin temsil giderlerinin faturalara yansıtması kararını iptal
ettiklerini açıklayarak güzel bir adım attı.
Başkanın açıklamasını buraya ekliyorum: “Tüketicilerimizin hakkına halel getirecek bir adım atmamız asla söz konusu değildir. Sektörümüze yönelik güveni korumamız, polemiklerle vatandaşımızın kafasını karıştırmaya çalışanlara fırsat vermememiz gerekiyor. Bu konunun daha fazla istismar edilmesini engellemek için Kurulumuz aldığı kararla; tebliğde yer alan temsil ağırlama, reklam, sponsorluk, bağış gibi yanlış algıya sebep olacak hükmü kaldırıyoruz. Şirketler bu tip giderlerini tarifeden alamayacak, gelir elde edemeyecek.”