0
Allah Resulü Hz. Muhammed (sav), güzellik adına ne varsa üzerinde taşımış ve bizlere örnek olmuştur. Onun ayrılmaz ve önemli bir vasfı da "kerim insan" oluşudur.
Kerim; kerem sahibi ve cömert, lütuf ve ihsanı bol, iyiliği çok, ikram eden, kıymetli, erdemli, affedip bağışlayan demektir.
Kerim vasfı aslında öncelikle Yüce Rabbimizin bir sıfatıdır. Allah'ın bir ismi olarak; "değerli, şerefli, yüce, yaratıklarına çok nimet veren, ikram ve ihsanı bol olan, tövbeleri kabul eden Allah (cc)" manasına gelir.
Kur'an-ı Kerim'de, Allah'ın kerim sıfatının geçtiği bir ayette şöyle buyurulmaktadır: "Ey insan! Kerim olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?" (İnfitar 82/6)
Bir Hadis-İ Şerif'te de geçtiği üzere "Allah kerimdir, keremi sever." (Tirmizi, Edep 41)
Dolayısıyla kerim denildiği zaman mutlak ve ilk olarak bilinmesi gereken yüce Rabbimizdir.
Bu yönüyle, Allah kerimdir; tüm kullarına karşı cömerttir, ikram sahibidir, azizdir, kıymetlidir, mü'min kafir ayırt etmeden herkese nimet verir.
Ancak, Kerîm olan Rabbimiz, Hz. Muhammed (sav)'i de kerim bir kul olarak yaratmıştır.
Hz. Muhammed (sav); insanlığın saadeti için gönderilmiş saygıdeğer, şerefli bir peygamberdir.
Efendimiz (as) "soy ve nesepte, ilimde, insanları affedip bağışlamada, fakir, zayıf, yetim ve yoksullara iyilik etmede, en ikram sahibi ve kerim olandır" (Kara Davut, Delailü'l-Hayrat ve Delailü'n-Nur, Haz. Münire Aydın, Özlem Yay. S.102)
Allah Resulü (sav) için, kerim kelimesiyle türetilmiş bazı isim/sıfatlar şunlardır:
el-Kerim: Kerem sahibi, çok cömert.
O, her yerde ve her zamanda sonsuz kerem sahibidir.
Ekremü'n-nas: İnsanların en kerimi.
Gelmiş, geçmiş ve gelecek, mü'min-kafir tüm insanların en erdemli, ikram sahibi olanıdır.
Ekremu Veled-i Âdem: Âdemoğlunun en keremlisi.
Hz. Âdem'den, Kıyamet'e kadar, Âdemoğullarının en değerlisidir.
el- Ekrem: En şerefli, kerim olan.
el-Mükerrem: Yüce, övünülen, beğenilen ve şerefli olan peygamber.
Resûl-ü Ekrem: En kerim, en cömert Efendimiz (as).
Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimiz (as)'in kerim sıfatının anıldığı ayet-i kerimede, şöyle buyrulmaktadır:
"Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli (kerîm) bir elçinin sözüdür. (İnnehu lekavlü Resûlin Kerîm)" (Hakka 69/40)
Evet, şüphe yok ki bu kutsal kitap, Allah tarafından, kerim olan bir elçi vasıtasıyla gönderilmiştir.
Hiçbir tereddüde meydan vermeyecek şekilde, sağlam ve eksiksiz olarak, kerim bir resul tarafından iletilmiştir.
İnsanların rotasının bozulduğu, ayarının kaçtığı, en yakınlarına karşı bile davranışlarının tuhaflaştığı günümüzde O'nun keremine hepimizin ihtiyacı var.
Kutlu ve kerim olan elçiye selat ve selam olsun.***
SEN KERİMSİN!
Allah Resulü (sav) Mekke'yi fethetmişti.
Karşısında mü'min kafir on binlerce insan duruyordu.
Herkes, Hz. Muhammed (sav)'in ne yapacağını merakla bekliyordu.
Efendimiz (as) uzun bir konuşma yaptı.
Onlara İslam'ı anlattı, bilinen fetih hutbesini irad etti.
Konuşmasının bir bölümünde Mekkelilere seslenerek sordu:
-Ey Kureyşliler!
Ey Mekkeliler!
Ne dersiniz?
Şimdi benim, sizin hakkınızda ne yapacağımı zannediyorsunuz?
Mekkeliler tedirgin ancak umutluydular:
-Biz senin ancak hayır ve iyilik yapacağını umuyoruz.
Sen kerim bir kardeşsin ve kerim bir kardeş oğlusun.
Gücün bize yeter, ancak iyi davranacağını umarız.
Allah Resulü (sav):
-Benimle sizin haliniz, Yusuf'un kardeşlerine dediği gibidir.
O, kardeşlerine şöyle demişti: "Size bugün başa kakma ve kınama yoktur. Allah sizi affetsin. O (Allah) merhamet edicilerin en merhametlisidir." (Yusuf 12/92)
Gidiniz, hepiniz hür ve serbestsiniz!
(İbn-i Hişam, İslam Tarihi c.4.s.73)