0
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed, küçükken de, büyüdükten sonra da hep nazik ve kibar idi.
Asla kimseye saygısızlık yapmaz, incitmez, zarar vermezdi.
Peygamber olmadan önce de, Peygamber olduktan sonra da pek çok Mekkelilerin sevgisini, güvenini kazanmıştı.
Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de O'nun için şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin." (Kalem 68/4)
Bu üstün ahlakının sonucu olarak herkese değer verirdi.
Kimseyi küçümsemezdi.
Birisi bir hata yapınca onu insanlar içerisinde küçük düşürmezdi. Genel olarak uyarıda bulunurdu. Veya yalnız olarak ikaz ederdi. Yani kimsenin ayıbını açığa çıkarmazdı.
İnsanlara ilk önce O selam verirdi. Onlarla ilgilenir, hal hatırlarını sorardı.
Kendisine inansa da inanmasa da herkese karşı saygılıydı.
İnsanlara bağırıp çağırmaz, onlarla kavga etmez, tartışmazdı.
On sene Hz. Muhammed'in yanında kalan Enes (ra), şöyle der:
"Sevgili Peygamberimiz, insanların en güzel huylusuydu. Ben on sene ona hizmet ettim. Beni hiçbir zaman ne azarladı ne de bana kızdı."
…
Bir defasında Hz. Muhammed, yaya olarak bir yere gidiyordu.
Hava çok sıcaktı.
Daha o zamanlar Müslüman olmayan ve Peygamber Efendimiz'e karşı düşmanlık yapan Ebu Süfyan, hanımı ve oğluyla birlikte bineklerine binmiş gidiyorlardı. Allah Resulü'nün sıcakta, ter içinde yürüdüğünü gören Ebu Süfyan, oğlunu yanına alarak Peygamberimize seslendi.
-Hey Muhammed, gel de bin, gideceğin yere kadar gidersin!
Peygamber Efendimiz onlara eşlik etti. Gideceği yere gelince de yine teşekkür etti ve ayrıldı.
Ebu Süfyan'ın hanımı Hind, bu duruma çok kızdı, kocasına bağırdı:
-Sen oğlunu indirdin, Muhammed'i bindirdin. Bizim düşmanımıza niçin böyle davrandın?
Ebu Süfyan hiç unutmamamız gereken bir şey söyledi:
-Evet, Muhammed'in dinine bağlı değiliz, bizim putlarımıza karşı geliyor ama karıcığım şunu hiç unutma: Muhammed çok nazik, kibar ve beyefendi bir insandır!