0

Heyecanlı, yeniden tek başına iktidar ihtimalinin çok kuvvetli olduğu seçime hazır mıyız arkadaşlar? Farklı siyasi partilere mensup, ticaret erbabından ev hanımına, işçisinden memuruna kiminle konuşsak gözlerinde bir ışık, tek başına bir iktidar heyecanını yansıtıyor. Ama asıl mesele Mehveşgiller ve şürekasının Türkiye'ye diz çöktürmek için hangi başkentle, hangi odakla, hangi klikle işbirliği yaptığında kilitleniyor…

Memlekette hemen her saat bir ihanet, bir yalan rüzgarı, bir iftira yahut Dallas dizisinden bir kesit yaşanıyor.

İyi de tüm bu manipülasyonlara, açık ihanetlere, yalana-dolana rağmen bu pişkinliğin motivasyonu ne olabilir? Gelin, Mehveşgillerin psikiyatri dünyasını hayrete düşüren psikolojisine doğru hayali bir yolculuğa çıkalım.

1-Oyum AKP'ye değil, çünkü küresel kuşatmanın Ortadoğu coğrafyasında deviremediği tek domino taşı olan Türkiye'nin de devrilmesini ve 2.Sykes Picot taksiminin başarıyla sonuçlanmasını istiyorum. Yeter ki AKP kazanmasın, varsın Türkiye kaybetsin.

2-Tek başına iktidardan korkuyorum. Eğer AKP yeniden tek başına iktidar olursa, bizim ayrıcalıklarımız yerle yeksan olacak. Reformlar devam edecek, nemalandığımız, hayat bulduğumuz sorunlar çözülecek. Oksijen aldığımız ve bize yaşam kaynaklığı yapan, Alevi/Gayr-i Müslim/Kürt ve benzeri sorunlar kalmayacak. Dolaysıyla buralarda varlık nedenimiz kalmayacak. Artık "aydınız" diye kimseye caka satamayacağız. Bizi demokrat-mışız gibi gösteren şeyin aslında bir "maske" olduğu anlaşılacak.

3-Biricik tepemiz, Çankaya Köşkümüz yok olup gidecek. Oysa 80 yıldır o tepeden halka bakıyoruz. Bir kale gibi halktan, vatandaştan, cumhurdan, Ayşe Teyzeden, Ahmet Amcadan, işçiden, muhtardan, çiftçiden alın terimizle koruduk o köşkü. Şimdi o kalemiz halkın eline geçti. Cumhuriyetin, cumhur kısmının ayıklandığı bir Cumhuriyet olması için AKP'nin durdurulması gerekiyor. Bunun için paralelcilerin kullanışlı yazarı, PKK'nın sarsılmaz aklayıcısı, Londra'nın kapıkulu askeri, Berlin'in vazgeçilmez elemanı bile olurum. Yeter ki o külliyenin balkonundan hiç kimse halkı selamlamasın.

4-Paralel gazeteler kendi ülkesinin TIR'larını mı hedef yapmış? Türkiye, yurtdışına mı jurnallenmiş? Umurumda değil. Ben jakuzili banyoma 2.90 uzanır, bir yandan şarabımı içer, diğer yandan köpük keyfi yaparım. Memleketi güneydeki ülkeye satanlardan banane. Hem bir ülkenin güneyde olması suç mu?

5-PKK, hastane, ambulans tarıyormuş, sivilleri öldürüyormuş, hatta bütün bunları üstleniyormuş… Hepsi yalan. PKK böyle şeyler yapmaz. Onlar özgürlük gerillaları. Doktor Abdullah'ı da, Fırat Simpil'i de, Yasin Börü'yü de öldüren devlet. PKK üstlense de üstlenmese de fail devlettir. NOKTA

6-Dünyadan o kadar eleştiri geliyor. Cahil Türkiye halkının seçtiği Cumhurbaşkanının devrilmesi için yoğun bir propaganda var. Batı medyası canhıraş çalışıyor. Eee benim elim armut mu toplayacak. Tabi ki onlara destek olacağım. Benim gibi modern, çağdaş, aydın insanların geri kafalılara destek vermesi abesle iştigal olmaz mı hem? Yaşasın demokratik darbe. Yaşasın düşmanların kardeşliği, kahrolsun AKP.

7-Yok AKP 7 Haziran'da tek başına iktidar olamadığı için Dolar fırlamış da, ekmek fiyatı artmış da, yok tüketici kredisi borçları artmış da, istikrar bozulmuş da… Geçin bunları… Sizi gidi makarnacılar… Sizi gidi vitaminsizlikten boyu kısa kalmışlar sizi… Siz kim, ekonomiden anlamak kim? İstikrarın yolu koalisyondan geçer. Koalisyonun olmadığı, yabancı ve kukla yöneticilerin iş başında olmadığı, İMF ile işbirliğinin yapılmadığı, Tankın, topun, uçağın, silahın ithal edilmediği ve her şeyden önemlisi kendisini bu coğrafyaya ait hissetmeyenlerin iktidar olmadığı bir ülkede istikrar da olmaz. Unutma bunu Banu…

8-Hukuk diye bir şey mi kaldı? Eskiden kah 367, kah Anayasa Mahkemesi iptal kararı… Götürüyorduk işi. Milletin iradesi üzerinde karabasan gibi duran mahkemelerimiz vardı. İstediğimiz şekilde müdahale ediyorduk. İstemediğimiz TIR'ı durduruyor, istemediğimiz yasayı iptal ediyor, istemediğimiz yürürlüğü Danıştay marifetiyle durduruyorduk. Geldiler, sistemimizi darmadağın ettiler, sürdüler herkesi. Kimse de dönüp, "yahu yargının siyaseti kuşatma altına almadığı bir sistemde kuvvetler ayrılığı mı olur" diye sormuyor.

9-Neymiş efendim: Türkiye, Suriye'den kaçan 2,5 milyon mülteciye Türkiye kucak açmış, Arakan'dan Gazze'ye, Erbil'den Kobani'ye, Doğu Türkistan'dan Somali'ye bütün mazlumlara yardım etmiş, 2015'te en çok yardım eden ülkeler arasında ilk sıralardaymış… Yok daha neler.! Hepsi palavra, hepsi göz boyama. Almanya, Fransa, Avrupa Birliği ülkeleri fersah fersah mültecilerden kaçıyor. Senin etin ne, budun ne? Esed öldürüyormuş da, o yüzden kucak açmış da… Mahallenin tek merhametlisi sen misin? Banu, bu arada bu atarlarım da bir devrim mi sence?

10-Türkler ve Kürtler AKP'ye yeniden oy verirse Washington, Berlin ve Tel-Aviv'e verdiğimiz desteğin on mislini veririz. Biz çağdaş, cumhuriyetçi, laik, seküler, batılı ve modern insanları işbaşında istiyoruz. Gerici, yobaz İslamcıları değil. Bu ülkede barışı getirecek birileri varsa bilin ki onlar bizleriz. Bu ülkede reformları birileri gerçekleştirecekse, demokrasiyi geliştirecekse, o birileri de biziz, İslamcılar değil. Biz Müslümanlara, Mütedeyyinlere, Muhafazakarlara bu coğrafyanın yönetimini bırakmadık, bırakmayacağız. Bu toprakların yeraltı ve yerüstü kaynakları, Ortadoğu halkına yahut Müslümanlara bırakılmayacak kadar değerli bizim için.

Biz kim miyiz?

Boş verin…

Bizim kavgamız AKP'nin şahsında, Müslümanlarla… Siz çekilin aradan…