Bakan Tekin, Özbekistan'ın tarihi Semerkant şehrinde devam eden Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 43. Genel Konferansı kapsamında düzenlenen 'Yarını Bugünden Dönüştürmek: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Gerekli Beceriler' Temalı Bakanlar Oturumu'nda bir konuşma yaptı.
Sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarını oluşturan becerilerin eğitim yoluyla geliştirilmesinin geleceği daha adil, yaşanabilir kılmak adına herkesin ortak sorumluluğu olduğunu kaydeden Tekin, sürdürülebilir bir dünya inşa etmek için sadece eğitim hakkını değil, aynı zamanda yaşam hakkını da savunmaları gerektiğine dikkati çekti.
Bakan Tekin, 'Geçtiğimiz iki yılda Gazze'de yaşanan saldırıların en yıkıcı sonuçlarından biri de eğitim hakkının sistematik biçimde ortadan kaldırılması olmuştur. UNESCO verilerine göre yaklaşık 745 bin öğrenci iki yılı aşkın süredir eğitimden uzak kalmış, 564 okuldan 518'i yıkılmış veya ağır hasar almış, yükseköğretim kurumlarının yüzde 79'u kullanılamaz hale gelmiştir. Bu karanlık tablo, uluslararası toplumun acil müdahalesini ve çocukların temel haklarının korunmasını zorunlu kılmaktadır.' dedi.
UNESCO'nun 'herkes için eğitim' ilkesi Gazze'deki çocuklar açısından da göz önünde bulundurulması gerekiyor'
Tekin, UNESCO'nun 'herkes için eğitim' temel ilkesini Gazze başta olmak üzere okula erişim imkanları sınırlı olan tüm çocuklar açısından göz önünde bulundurulması gerektiğini' vurgulayarak, 'Biz bu anlayışla Türkiye'de kapsayıcı ve nitelikli eğitimi önceliğimiz haline getirdik. 2024-2025 eğitim-öğretim yılı itibarıyla başlattığımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bu hedefi destekleyen kapsamlı ve yenilikçi bir eğitim anlayışını yansıtmaktadır. Bu model ile amacımız bireylerin sürdürülebilir ve insan onuruna yaraşan bir geleceği inşa edebilmeleri için gerekli bilgi, değer, tutum ve becerileri kazanmalarını sağlamaktır.' diye konuştu.
Öğretim programlarıyla eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi temel becerilerinin gelişmesini ve öğrencilerin bu niteliklerini günlük yaşantılarına yansıtmalarını amaçladıklarını belirten Tekin, günümüzde, öğrenmeyi öğrenen, sorgulayan, değişime hızla uyum sağlayan bireyler, toplumsal gelişimin ve sürdürülebilir bir geleceğin temel aktörleri olarak öne çıktığını dile getirdi.
Bakan Tekin, öğrencilerin bilişsel becerileri kadar psikolojik sağlamlıklarını da önemsediklerini ifade ederek, bu anlayışla Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne sosyal-duygusal becerileri de dahil ederek öğrencilerin sadece akademik alanda değil, sosyal hayatta da başarılı ve huzurlu olmalarını desteklediklerini aktardı.
'Eğitimde kaliteyi yükseltmek ve fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla çeşitli reformlar hayata geçiriliyor'
Eğitimde nicelik sorunlarını son yirmi yılda yapılan atılımlarla çözdüklerini ve ülke olarak artık nitelik odaklı reformlara yöneldiklerini belirten Tekin, bu kapsamda Türkiye'nin eğitimde kaliteyi yükseltmek ve fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla çeşitli reformları hayata geçirmekte olduğunu vurguladı.
Tekin, dijital ve yenilikçi eğitim çözümlerinin gençleri geleceğin becerileriyle donatarak eğitimde istikrarlı ve kapsayıcı bir dönüşümün temelini oluşturduğuna dikkati çekerek, 'Kriz ve çatışmaların giderek arttığı son yıllarda, dijital teknolojiler eğitime erişimi sağlamak açısından artık bir seçenek değil, temel bir gereklilik haline gelmiştir. Bu bağlamda, özellikle öğretmen ve öğrencilerimizin dijital okuryazarlık ve dijital yetkinliklerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.' ifadesini kullandı.
Eğitimde dijital kapasitenin güçlendirilmesinin sadece bireylerin değil, toplumların da geleceğe daha dirençli ve hazırlıklı olmasını sağladığını vurgulayan Tekin, bu bağlamda, 2025-2029 dönemini kapsayan Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi ve Eylem Planıyla yapay zeka teknolojilerini eğitim sistemine etik, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir biçimde dahil ettiklerini aktardı.
Tekin, mesleki ve teknik eğitiminin ülkenin kalkınma hedefleriyle uyumlu biçimde yeniden yapılandırıldığını ve erişilebilir, esnek ve istihdam odaklı hale getirildiğini kaydederek, bununla birlikte öğrencilerin Sanayi 4.0 süreçlerine uyum sağlamaları için dijital ikiz sistemleriyle desteklenen eğitim ortamları oluşturduklarını ve öğretmenlerin mesleki gelişimi için kapsamlı eğitim programları yürüttüklerini, ayrıca sektörle işbirliğiyle beceri eğitim merkezleri ve bölge okulları kurarak öğrencilerin istihdamını desteklediklerini belirtti.
Günümüzde eğitim, yalnızca okul çağıyla sınırlı bir süreç değil
Günümüz dünyasında eğitimin, yalnızca okul çağıyla sınırlı bir süreç olmaktan çıktığını dile getiren Tekin, bu bağlamda hayat boyu öğrenme yaklaşımını benimseyerek halk eğitim merkezleri, meslek kursları ve uzaktan eğitim programlarıyla her yaştan bireyin kendini geliştirmesine imkan tanıdıklarını vurguladı.
Bakan Tekin, son yıllarda iklim değişikliğinin neden olduğu sel, yangın, kuraklık ve fırtına gibi doğal afetlerin, doğanın yanı sıra toplumların güvenliğini, ekonomilerini ve çocukların geleceğine bir tehdit oluşturduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
'Doğayla uyumlu bir yaşam biçimi geliştirmek artık bir tercih değil, zorunluluktur. Bu bağlamda, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin 'Köklerden Geleceğe' vizyonu doğrultusunda, çevreye duyarlı bireyler yetiştirmeyi öncelikli hedeflerimiz arasına aldık ve sürdürülebilirlik, bilim ve teknoloji, dijital farkındalık, ekolojik bilinç ve çevre sorunlarını öğretim programlarımıza dahil ettik. Sözlerime son verirken eğitimin yapıcı ve dönüştürücü gücüne inanarak çıktığımız bu yolda, hep birlikte daha müreffeh bir gelecek inşa edeceğimize yürekten inanıyorum.'



