0
Modern demokrasinin motoru olan siyasal partiler, toplumsal talepleri parlamentoya taşıyan temsili demokratik sistemin araçlarıdır. Türk siyasal hayatının temel yapı taşlarından birisi, hiç şüphesiz, Cumhuriyet ile yaşıt bir siyasal kuruluş olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'dir.
Gerek kuruluşu, gerekse hedefleri ve örgütleniş biçimi CHP'yi, oldukça farklı bir yere taşımaktadır. Taşımış olduğu birikim ve tarihsel hafıza, CHP'yi hem farklılaştırmış hem de siyasal hayatın vazgeçilmezi yapmıştır.
Türkiye siyasetinde tarihsel ağırlığı ve sağlam seçmen tabanı olmasına rağmen CHP, maalesef, iktidara gelme konusunda başarılı olamamıştır. İktidar karnesi de oldukça zayıftır. Tek Parti Dönemi hariç, neredeyse hiç iktidar olamamıştır. Toplumun çoğunluğunu oluşturan geniş halk kitleleriyle de irtibat ve ahengini kaybetmiştir.
CHP, Misyonunu Unuttu…
Erken cumhuriyet döneminde modernleşmeyi, uygarlaşmayı, medeni milletler arasında yer almayı, ulusal bir misyon olarak kabul eden CHP, batılılaşmayı ve moderniteyi dondurulmuş kalıplar içinden anlamıştır. Parti, Atatürk dönemindeki vizyon ve cesaretini kaybetmiştir.
CHP'nin bir önceki genel başkanı Deniz Baykal, partisinin siyasal tutum ve davranışlarını farklı platformlarda eleştirmektedir. Baykal; "Köklü bir değişime ihtiyaç olduğu açık" dedi ve ekledi; "Parti, kendini yeniden şekillendirme ihtiyacıyla karşı karşıya. Bizim, zaman kaybetmeden, bir an önce CHP'nin, Türkiye'ye yönelik tehditler ve tehlikeler karşısında en güçlü şekilde, tazelenmiş, yenilenmiş, güçlenmiş olarak temsil etmesine ihtiyacımız var. Bu alışılmış, siyasi mücadele yöntemleriyle başarılmış bir iş değildir." Baykal'ın CHP yönetimine yapmış olduğu açıklamalar yerinde ve gerekli… Ancak CHP'nin değişimi, dönüşümü ve kendi içinde bir reform yapmaya cesareti yok. Oysa…
Ülkenin İçine Düştüğü Girdap!
Defalarca bu köşede yazdım ve farklı platformlarda da yüksek sesle ifade etmeye çalıştım. Türkiye'nin muhalefet sorunu bulunmaktadır. Demokrasinin olmazsa olmazı, muhalefetin varlığıdır. Demokrasi düzeneğini anlamlı kılan; iktidarın değil, muhalefetin varlığıdır. Türkiye, uzun zamandan beri bu sorun ile cebelleşiyor.
Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor. Ne CHP, ne MHP, ne de HDP muhalefet partisi olmanın misyonunu yerine getirebiliyor. Komşumuz Suriye'deki savaş, Türkiye'nin iç sorununa dönüşmüş durumda. Her gün ülkenin farklı yerlerinde bombalar patlıyor ve çember gittikçe daralıyor. Kısacası, ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarabilecek ve iktidara yeni bir rota tayin edecek muhalefete ihtiyacımız var.