Kütahya Valisi Musa Işın, Dumlupınar Zaferi’nin 103. yılına ilişkin Güngör Avcıoğlu’na açıklamalarda bulundu. Vali Işın zaferin önemine değinerek yapılan çalışmalar hakkında önemli bilgiler verdi.
Dumlupınar Zaferi’nin 103. yılı kutlama etkinlikleri öncesinde bize bu söyleşiyi yapma imkânını verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Söyleşimize Dumlupınar Zaferi’nin önemini sizden dinleyerek başlamak istiyorum.
Vali Musa Işın; ‘’Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığındaki ordularımızla kazandığımız ve Cumhuriyetimize hayat veren Kurtuluş Savaşımızın tacı olan Büyük Zafer’in 103. yıl dönümünü kutlamanın mutluluk ve gururunu yaşıyoruz. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz’un, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile taçlanması, yalnızca bizim değil, tüm mazlum milletlerin cesaret kaynağı olmuş, yolunu aydınlatmıştır. Aziz milletimiz, bu zaferle kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere unutulmaz bir ders vermiş, bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini bütün dünyaya ilan etmiştir.’’
Az önce siz de detaylı bir şekilde anlattınız. Dumlupınar Zaferi milletin kaderinde çok önemli bir yer kaplıyor. Bu öneme binaen, bu yılki 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinliklerinde vatandaşlarımız Kütahya bölümünde nelerle karşılaşacaklar?
Kütahya’da yapılan anma törenleri, milletimizin şehitlerine duyduğu minnettarlığı ifade eden ve gelecek nesillere bırakılan en kıymetli miraslardandır. Bu miras sadece askeri bir başarının hatırlanması değil, aynı zamanda vatanseverliğimizin, kararlılığımızın ve birlik ruhumuzun yaşatılmasıdır. Bu yıl da törenlerimiz, gençlerimizin tarih bilincini pekiştirecek; atalarının kahramanlıklarını görmeleri ve bu ruhu gelecek kuşaklara gururla aktarmaları için önemli bir fırsat sunacaktır. Böylelikle milli birlik ve beraberlik ruhu canlı tutulacaktır.
Bu yıl zaferin kazanıldığı topraklar, Diorama Müzesi’yle buluşuyor. Müzeyle ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Dumlupınar’ın ruhuna, maneviyatına ve tarihine uygun olarak hazırlanan Diorama Müzesi ve Gençlik Merkezi, Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi’ni ziyaretçilere gerçekçi ve etkileyici bir şekilde aktarmayı hedefliyor. Kahramanlık destanımız, üç boyutlu maketler, dioramik resimler, hiperrealist heykeller, tablolar ve dijital donatılarla birebir yaşatılıyor. Müze içerisinde 19 metre uzunluğundaki “Başkomutan Meydan Muharebesi” dioraması başta olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve komutanlarımızın canlandırıldığı sahneler, halkın cepheye yardımları ve şehit sancaktarımızın destansı duruşu yer alıyor. 30 metre uzunluğundaki Türk Bayrağı tavan kaplaması, tablolar ve portrelerle de tarihimizin ruhu görsel bir şölen eşliğinde aktarılıyor. Ayrıca ziyaretçilerin daha sürükleyici bir deneyim yaşamaları için Immersive 3D Mapping teknolojisi, holografik Atatürk prodüksiyonu, dokunmatik kiosklar, yapay zekâ foto kabini ve hatıra parası otomatı gibi unsurlar da eklendi. Böylece yalnızca bir müze değil, tarihimizin yeniden yaşandığı bir merkez oluşturuldu. Gençlik Merkezi bölümüyle de oturma ve dinlenme alanları, kafeterya ve söyleşi salonlarıyla ziyaretçilerin daha verimli ve keyifli zaman geçirmeleri sağlandı. Biz bu eseri, milletimizin bağımsızlık mücadelesini gelecek kuşaklara aktaran önemli bir tarih ve kültür mirası olarak görüyoruz.

29 Ağustos’ta “Büyük Zafer – 2025” filmi vizyona giriyor. Sizce izleyenler bu filmi gördüklerinde hangi duygulara kapılacaklar?
Büyük Zafer filmi, sadece bir sinema projesi değil; milletimizin en zor zamanlarda gösterdiği kahramanlığı anlatan çok kıymetli bir kültür hizmetidir. İnsanlarımız bu filmi izlediklerinde hem büyük bir gurur hem de derin bir minnet duygusu hissedecekler. Çocuklarımız için eğitici, gençlerimiz için ilham verici, büyüklerimiz için hatıraları tazeleyen bir eser olacak. Film öncesinde başlatılan “Büyük Zafer Turnesi” sayesinde halkımız şimdiden bu projeye aşina oldu. Biz de Valilik olarak bu sürece destek verdik. 29 Ağustos’ta tüm Türkiye’de vizyona girecek bu film, Zafer Haftası’na armağan edilen en anlamlı eserlerden biri olacaktır.
Son olarak, bu yılki Hayme Ana Şenlikleriyle ilgili neler söylemek istersiniz? Vatandaşlarımızı orada ne gibi sürprizler bekliyor?
600 yıl, üç kıtada hüküm süren Osmanlı Devleti’nin kurulduğu topraklarda düzenlenen Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri, Türk kadınının tarihimizdeki rolünü ve değerini yansıtan en önemli etkinliklerden biridir. Hayme Ana’dan Nene Hatunlara, Şerife Bacılara kadar bütün kadınlarımız, imanları ve vatan sevgileriyle nesiller yetiştirmiş, bu milletin ayakta kalmasında büyük pay sahibi olmuşlardır. Bizler de onların mirasını yaşatmak, millî ve manevi değerlerimizi çocuklarımıza aktarmak için bu şenlikleri çok önemsiyoruz. Katılımcılar, bu yıl da tarihî atmosferi hissedecek, kültürel ve sanatsal etkinliklerle buluşacak. Şenlikler, geçmişle geleceği buluşturan bir köprü olmaya devam edecektir.





