0

Kelimeler acziyetin intihar halsizliğinde. İnsanlık nasıl da kana bulanmış, insan kendinden bunalmış, insan kendi kendine bunamış. Kadınların timsah doğurması gibi bir tavır, bu insanların şeytanla cengindeki mağlubiyeti. İnsanlar insanlığa muhtaç. İnsanlık ki insanlara artık yakışmayan. Bir azap sendromudur insanın insana yaşattığı, kendi kendine bir eylem.

Gönül ise Kaf dağını aşıp, yıkıp çoktan kapatmıştır tebessüm devrini. Sana bir sözüm var ey insan: Sen ki sana ne denilse beyhude, sen ki sana kefen yakışan. Bir sus ve teneşirler konuşsun, ruhani mübaşirler yazışsın senle. Ey insan! Sen ki kendi kendine yabancı, kendi kendine bela… Ey insan, sana kelimelerin en izahsız iştahıyla sesleniyorum, ya insan: gönül azabısın sen…

Nasıl da kendinden utanmıyorsun, nasıl da ar damarına muhalefet ediyorsun, nasıl da acı neşrediyorsun… Ey insan, ey ümit kırıklığı, ey düş hali, ey nevrotik tragedya, paslı ahlak, fosilleşmiş beyin, hasretsiz portre, ıssısız yalan, ey huzurlara sancı saplayan günahlar okyanusu…

Mutlak bir monarşiyle kendine hükmettiğini düşünüp, aristokratik salvolarla kendini kül eden, gönlüne mızraklar saplayan. An gelir asitle doğmuşsun gibi bir hissin, kaplarda diken dolduruyorsun çocuklara ahlak diye, sahi kim doğuruyor bu çocukları, zaman zamansızlık yaşıyor sen yakıyorken çiçek bahçelerini. Sahi ey insan, nergis bahçelerini kömürle ısıtmaya kalkışman neyin coşkusu… De ey insan, ey sevgi yoksulu, ey sevmek yoksunluğu, ey uzaklarda ta en uzaklardaki kayboluş…

İnsan… Yalnız… Denizler kadar yorgun, dağlar kadar bakir ama timsahlar kadar iştahsız, tohum kurusu, ayrılık şarabı, zehir meyhanesinde saki.

Kuşlar gibi sanki göçmen dönmeyen, göklere yabancı. Anlıyorum, insan kurşuni kesik, yaşayıp boğulan, çakılıp kalan… İnsan, profesyonel cahil, amatör muktedir, gölge kadar etkili, insan - durmadan bozgun kalan…

İnsan…

Vicdan katili… Günah tutsağı… Lal haykırış, kendine… Betonlaşmış toprak… Dilinde azaplar hatıra… Atalete idamlık… Özüne külleşmiş, ikbal yoksunu… Pişmiş sanırsın, aşı külleşmiş… Aslın rücu beklerken, dünyayı yar belleyen… Hesapsız cahil, mağrur ve talan… İnsan… Zikirsiz ve avare…

İnsan…

Ay değirmeninde kainat bülbülü… Ateşlerde ferhat, seherlerde serhat… Varlığın ve yokluğun izahat makamı… Tevekkül ölümsüzlüğünde yükselen… İnsan… Ebediyete mahkûm… İnsan… Kalpte gam, gönülde nedamet yağmuru ah insan… İnsan umut nazarı, şafaklar senin beklentinde ya insan… Tılsımlarda arama, zaman da veremem, sen bizim ebediyet güneşimizsin ey insan… Ey kainatın ulu efendisine çiçeklerle yaslanan, insan… Kutlu bir isyan seninle yücelecek davran… O an bu an… İnsan…