Asya ve Avrupa'nın kavşağında bulunan Türkiye, birçok ülkenin stratejik hesabında önemli bir yere sahiptir. NATO ve G-20 üyesi olmanın yanı sıra, Ankara'nın birkaç komşu sıcak noktaya yakınlığı sayesinde jeostratejik önemi, onu varsayılan olarak önemli bir bölgesel ve küresel oyuncu haline getiriyor. Batı'nın Türkiye ile olan hoşnutsuzluğu, son yıllarda Ankara'nın NATO'ya verdiği temel güvenlik taahhüdüne açıkça meydan okumasıyla daha da arttı.Batılı müttefiklerinden gelen ağır eleştirilere rağmen Türkiye'nin kendi bildiğini okuması onu mahallenin kötü çocuğu gibi gösteriyor. Fakat kimse artık Türkiye'nin fikrini göz ardı edemez. 

 

Seçim, Avrupa ve Asya arasında yer alan ancak Suriye
ve İran ile sınır komşusu olan bir NATO müttefikinin Erdoğan'ın kontrolü
altında kalıp kalmayacağını belirleyebilir. Evet Erdoğan Ülkenin
profilini uluslararası alanda yükseltti ama ekonomi ve ifade özgürlüğü gibi konularda zayıf kaldı. Kılıçdaroğlu,
Türkiye ekonomisine istikrarı geri getirme, ABD ve diğer Batılı müttefiklerle
daha iyi ilişkiler geliştirme ve ülkeyi daha demokratik bir yola döndürme vaatlerini verdi. Çoğunlukla Müslüman olan Türk milletinin yüzünü daha layik tarafa çevirmek istedi. Fakat seçim beklenmedik bir şekilde sonuçlandı.

Türkiye'nin seçimleri bir çok konuda dünya için önemli. Bunlardan biri NATO ve İsveç. Belki de hiçbir Avrupa ülkesi, Türkiye'nin seçimlerini, Erdoğan'ın NATO üyeliğine karşı çıktığı İsveç kadar yakından izlemiyor. Erdoğan, PKK ile işbirliği yaptığı için İsveç'in üyeliğini askıya aldı fakat Kılıçdaroğlu bu kararı değiştireceğini söyledi. 

Editör Hakkında