Mekke döneminde inen Cin suresi cinlerden bahsettiği bu adı almıştır. Cinlerin nasıl Müslüman olduğunu anlatan Cin suresi 28 ayettir. Peki Cin suresi Türkçe okunuşu nasıldır? İşte Cin suresi Türkçe ve Arapça okunuşu ile manası...
Abdullah b. Abbas'tan nakledilen rivayete göre bir gün Hz. Peygamber ashabından birkaç kişiyle birlikte Ukaz panayırına doğru giderken Nahle denilen yerde ashabına sabah namazını kıldırmıştı. Onun namazda okuduğu ayetleri işiten cinler bu ayetlerin tesirini derinden hissedip hayranlık duymuşlar, bu olayı kendi topluluklarına da anlatmışlar ve Kur'an'a inandıklarını, artık rablerine hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını açıklamışlardır. İşte bu olay üzerine Cin sûresi inmiştir (Buharî, "Tefsîr", 72).
Kısaca Konusu : Sûrenin ana konusu cinler ve bunlara ait özel durumlardır. Sûrede bir cin topluluğunun Hz. Peygamber'den Kur'an dinlediği ve ona iman ettiği, inanç bakımından cinlerin de müminler ve kafirler olarak ikiye ayrıldığı bildirilmekte ve cinlerle ilgili olarak insanın normal yollardan elde edemeyeceği bilgiler verilmektedir. Ayrıca sûrede Allah Teala'nın varlığı, birliği, büyüklüğü, evrendeki hükümranlığı ve Allah'tan başkasına ibadet edilmemesinin gereği üzerinde durulmuş, öldükten sonra dirilme ve hesap vermeye iman gibi İslam'ın bazı inanç esasları ele alınmıştır. Gayb bilgisinin Allah'a mahsus olduğu, bu bilgileri ancak kendisinin razı olduğu kimselere bildireceği ve Allah'ın ilminin kuşatıcılığı ifade edilerek sûre sona ermiştir.
CİN SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahîm
(1) Kul ûhıye ileyye ennehustemea neferun minel cinni fe kalû inna semi'na kur'anen aceba(aceben).
(2) Yehdî iler ruşdi fe amenna bih(bihî), ve len nuşrike bi rabbina ehada(ehaden)
(3) Ve ennehu teala ceddu rabbina mettehaze sahıbeten ve la veleda(veleden)
(4) Ve ennehu kane yekûlu sefîhuna alallahi şetata(şetatan)
(5) Ve enna zanenna en len tekûlel insu vel cinnu alallahi keziba(keziben)
(6) Ve ennehu kane ricalun minel insi yeûzûne bi ricalin minel cinni fe zadûhum reheka(rehekan)
(7) Ve ennehum zannû kema zanentum en len yeb'asallahu ehada(ehaden)
(8) Ve enna le mesnes semae fe vecednaha muliet haresen şedîden ve şuhuba(şuhuben)
(9) Ve enna kunna nak'udu minha mekaıde lis sem'i fe men yestemiıl ane yecid lehu şihaben rasada(rasaden)
(10) Ve enna la nedrî eşerrun urîde bi men fîl ardı em erade bi him rabbuhum reşeda(reşeden)
(11) Ve enna minnes salihûne ve minna dûne zalik(zalike), kunna taraika kıdeda(kıdeden)
(12) Ve enna zanenna en len nu'cizallahe fîl ardı ve len nu'cizehu hereba(hereben)
(13) Ve enna lemma semi'nel huda amenna bih(bihî), fe men yu'min bi rabbihî fe la yehafu bahsen ve la reheka(rehekan)
(14) Ve enna minnel muslimûne ve minnel kasitûn(kasitûne), fe men esleme fe ulaike teharrev reşeda(reşeden)
(15) Ve emmel kasitûne fe kanû li cehenneme hataba(hataban)
(16) Ve en levistekamû alat tarîkati le eskaynahum maen gadeka(gadekan)
(17) Li neftinehum fîh(fîhi), ve men yu'rıd an zikri rabbihî yeslukhu azaben saada(saaden)
(18) Ve ennel mesacide lillahi fe la ted'û maallahi ehada(ehaden)
(19) Ve ennehu lemma kame abdullahi yedûhu kadû yekûnûne aleyhi libeda(libeden)
(20) Kul innema ed'û rabbî ve la uşriku bihî ehada(ehaden)
(21) Kul innî la emliku lekum darren ve la reşeda(reşeden)
(22) Kul innî len yucîrenî minallahi ehadun ve len ecide min dûnihî multehada(multehaden)
(23) İlla belagan minallahi risalatihî, ve men ya'sıllahe ve resûlehu fe inne lehu nare cehenneme halidîne fîha ebeda(ebeden)
(24) Hatta iza reev ma yûadûne fe se ya'lemûne men ad'afu nasıren ve ekallu adeda(adeden)
(25) Kul in edrî e karîbun ma tûadûne em yec'alu lehu rabbî emeda(emedan)
(26) Âlimul gaybi fe la yuzhiru ala gaybihî ehada(ehaden)
(27) İlla menirteda min resûlin fe innehu yesluku min beyni yedeyhi ve min halfihî rasada(rasaden)
(28) Li ya'leme en kad eblegû rısalati rabbihim ve ehata bima ledeyhim ve ahsa kulle şey'in adeda(adeden)
Sadakallahu'l Azim


CİN SÛRESİ ANLAMI
Bismillahirrahmanirrahîm.
1. Resulüm! De ki: "Bana cinlerden bir topluluğun Kur'an dinlediği vahyolundu." Onlar şöyle demişlerdir: "Gerçekten biz hayranlık veren çok hoş Kur'an dinledik."
2. "O, hakka ve doğru yola götürüyor. Bundan dolayı biz de ona iman ettik. Biz Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız."
3. "Doğrusu Rabbimizin şanı çok yücedir. O ne eş, ne de bir çocuk edinmemiştir."
4. "Meğer aramızdaki şu beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma sapan şeyler söylüyormuş."
5. "Biz, insanların ve cinlerin, Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık."
6. "Gerçekten bir takım insanlar, cinlerin bir takımına sığınırlardı da, o cinlerin kibir ve azgınlıklarını artırırlardı.
7. "Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini sanmışlardı."
8. "Biz göğü yokladık, onu çok kuvvetli bekçilerle ve alevlerle doldurulmuş bulduk."
9. "Biz bundan evvel, haber işitmek için göğün dinleyebileceğimiz bir yerinde otururduk. Artık şimdi kim dinleyecek olsa, kendisini gözetleyen bir alev bulunuyor."
10. "Biz bilmeyiz ki, yeryüzünde olan kimseler hakkında bir bela mı murad edildi, yoksa Rableri onlara bir iyilik mi diledi?"
11. "Biz cinlerin içinde salih müminler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da vardır. Biz çeşit çeşit fırkalara ayrılmış topluluklardık."
12. "Gerçekten biz anladık ki, Allah'ı yeryüzünde acze düşürmemize asla imkan yok. Başka yere kaçmakla da hiçbir zaman onu aciz bırakamayız."
13. "Biz hidayet rehberi olan Kur'an'ı dinlediğimizde, ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse; o artık ne mükafatın azalacağından, ne de haksızlığa uğrayacağından korkmaz.
14. "İçimizde kendini Allah'a vermiş müslümanlar da var, hak yolundan sapan zalimler de var. Kendini Allah'a veren müslümanlar; işte onlar hidayet yolunu arayanlardır."
15. "Kendilerine yazık eden zalimlere gelince, işte onlar cehenneme odun oldular."
16. Resulüm! Eğer onlar yolda dosdoğru gitselerdi, onlara bol bol su verirdik.
17. Bu nimet içinde onları imtihan edelim diye. Kim Rabbini zikirden yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.
18. Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O halde Allah'la birlikte başka birine dua etmeyin.
19. Allah'ın kulu, O'na yalvarmak, (namaz kılmak) için kalkınca, (cinler) neredeyse çevresinde keçeleşirler, birbirine girerlerdi.
20. Resulüm! De ki: "Ben ancak Rabbime dua ederim ve O'na hiçbirini ortak koşmam."
21. De ki: "Şüphesiz ki ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir değilim."
22. De ki: "Doğrusu hiç kimse beni Allah'tan kurtaramaz ve ben O'ndan başka bir sığınak da bulamam."
23. Benim yaptığım sadece Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah'a ve Peygamber'ine isyan ederse, ona içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.
24. Nihayet onlar kendilerine vaad olunan şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir.
25. De ki: "Size vaad edilen (azap) yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar? Ben bilemem."
26. Gaybı bilen ancak O'dur. Gaybına kimseyi muttali kılmaz.
27. Ancak beğenip seçtiği elçi bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve arkasından gözetleyiciler koyar.
28. Ta ki, Rabb'lerinin gönderdiklerini gerçekten tebliğ etmiş olduklarını bilsin. Şüphesiz ki Allah onların yanında bulunan her şeyi çepeçevre kuşatmış ve her şeyi teker teker saymıştır.





