Kamet getirilirken sünnet kılınır mı? Bazen cami de cemaate yetişemeyebiliyoruz. Tam kamet getirilirken sünnet namazı kılınır mı? İşte cevabı...
Ezd kabilesinden olan Abdullah bin Malik, İbn-i Buhayne (r.a) şöyle anlatır:
"Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) (bir sabah) kamet getirildikten sonra birinin iki rekat (sünnet) kıldığını gördüler. Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz namazı bitirdiklerinde ashab-ı kiram onun etrafını sardılar. Rasûlullah (s.a.v) (kamet getirildikten sonra sünnet kılan sahabîye):
«–Sabahı da mı dört kılıyorsun? Sabahı da mı dört kılıyorsun?» buyurdular." (Buharî, Ezan, 38. Krş. Müslim, Müsafirîn, 65-67)
HADİSTEN NE ANLIYORUZ?
Sabah namazı için kamet getirilirken camiye giren kimse, sünneti kılar mı, kılmaz mı? Bu meselede imamlar ihtilaf etmişlerdir. Bir taife, imam sabah namazına başladıktan sonra sünnet kılmayı, yukarıdaki hadisi delil getirerek mekruh görmüşlerdir. Diğer taife de son rekatta imama yetişebileceğini kestirebilirse caminin dışında veya geride bir direğin arkasında sünnet kılmasında beis yoktur, demişlerdir. Bu da Ebû Hanîfe ile Evzaî'nin görüşüdür.
Sabah namazının sünneti ile farzı arasına biraz boşluk koymak gerekir. Bu sebeple Müslümanlar sünneti evlerinde kıldıktan sonra farz için camiye giderler.
Kamet başladıktan sonra sünnete başlamayıp artık imamla birlikte o vaktin farzına durmak gerektiği sadece Sabah Namazı için değil, bütün namazlar için geçerlidir.
Ravî Abdullah (r.a), hem babası Malik'e hem de annesi Buhayne'ye nisbet edilmiştir. Kendisi de, annesi de ilk devirlerde müslüman olanlardandır. İbadete düşkün, faziletli bir zat idi, hicrî 56 senesinde vefat etti.
Sünneti kılan bir kimse, farza yetişmek için sünneti iki rekat kılıp farza durabilir.
Cemaatle sabah namazına başlanmış olduğunu gören kimse, cemaate yetişebileceğini zannederse hemen sabah namazının sünnetini kılar. Gerek görürse, "Sübhaneke" ile "Eûzü"yü ve sure ilavesini bırakıp yalnız Fatiha suresi ile rükû ve sücudda birer tesbih ile yetinebilir. Ondan sonra imama uyar.
Fakat cemaate yetişeceğini hiç zannetmiyorsa, sünnete başlamayıp imama uyar; artık bu sünneti kaza edemez. Eğer sünnete başlamış ise, onu tamamlar, bırakmaz.
Fakat öğle, ikindi ve yatsı namazları böyle değildir. Bunların cemaatla kılınmaya başlanmış olduğunu gören kimse, bunların sünnetini kılmadan imama uyar.
Eğer sünnet bir namaza başladıktan sonra kamet getirilirse:
İlk rekatta ise hemen selam verir ve imama uyar. İkinci rekatta ise, o rekatı tamamlar ve tahiyyatı okuyup selam verip imama uyar. Bu durum iki veya dört rekatlı olan sünnet namazlar için de geçerlidir. Eğer dört rekatlı bir sünnetin üçüncü raktındaysa, yine selam verir ve imama uyar. Ancak dördüncü rekatta ise o rekatı da tamamlar ve tahiyyattan sonra selam verip imama uyar.
Zamanında kılınamayan ya da yarım kalan bazı vakit sünnetleri, daha sonra kılınarak kaza edilir. Mesela, cemaate yetişmek için öğle namazının ilk sünneti kılınamadığı ya da yarım kaldığı takdirde, farzı kılıp ondan sonra dört rekat ilk sünneti kılınır ve en son da son sünneti kılınır. Cuma namazının ilk sünneti hutbeden önce kılınamadığı zaman, yine cumanın iki rekat farzından sonra kaza edilerek kılınır. İki rekat kılınarak yarıda bırakılan öğlenin ve cumanın ilk sünnetleri aynen bu şekilde dört rekat olarak kaza edilir.
Bu sünnetlerin dışındaki diğer vakit namazlarının sünnetleri ise, yatsı namazının dört rekat sünnetini, bir gayri müekked sünnet olduğu için dilerse kaza eder, dilerse kaza etmez. Ancak ikindi namazının sünneti farzdan önce kılınmadıkları zaman, daha sonra kılınmaz.





