İşlediği bir günahtan pişman olup geri dönmek isteyen Müslüman, tövbe namazı kılıp dua ederek Rabbine yönelir. Peki Tövbe namazı kaç rekattır? Tevbe namazı nasıl kılınır? Tevbe ederken Allah'a sığınma niyetinde olunduğunun unutulmaması gerekir. İşte tövbe namazının nasıl kılınacağı hakkında detaylar...

Tevbe namazını hakkıyla kılabilmek için bazı hususları bilmek gerekir.

1. İnsan günah işlemeye müsait bir şekilde yaratılmıştır

İnsan akıl ve kalp ile beraber nefis de taşıdığı için çok farklı imtihanlara, tuzaklara, engellere uğramaktadır. İnsan bazen bu imtihanları başarmakta, bazen de nefis ve duygularına yenik düşerek günaha girmektedir. Peygamberler dışında bütün insanlar az veya çok, büyük veya küçük günah işleyebilir. Nasıl ki, Rabb'imizin Rezzak ismi açlığı, Şafi ismi hastalıkları gerektirir; Tevvab, Gafur, Afüv gibi isimler de hata ve günahların var olmasını şart kılar. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu gerçeği şöyle ifade eder:

"Nefsim kudret elinde olan Zat'a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah sizi toptan helak eder; sonra günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi." (Müslim, Tevbe: 9)

Çünkü Allah'ı hakkıyla tanımak ve ibadet edebilmek için insanın günahlarla imtihanı gerekiyordu. Önemli olan günaha girmemek için çırpınmak, ama günah işleyince de hemen pişman olup istiğfar etmektir.

2. Tevbe ve istiğfar Allah'ın hoşuna gider
Günah işleyip hüzünle dolan kalbini rahatlatmak için Rabb'ine sığınan, O'ndan af ümit eden bir kulun hali Rabb'imizin çok hoşuna gider. Bununla ilgili bir kudsî hadiste şöyle buyrulur:
"Bir kul günah işledi ve, 'Ya Rabbi günahımı affet!' dedi.
Hak Teala da: 'Kulum bir günah işledi; ardından da bildi ki, günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır.'
Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve 'Ey Rabbim güna­hımı affet!' dedi.
Allah Teala da, 'Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır' dedi.
Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve 'Ey Rabbim beni affeyle!' dedi.
Allah Teala da, 'Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı af­feden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi olduğunu bildi. Ey kulum, dilediğini yap, ben seni affettim' buyurdu." (Buharî, Tevhid: 35; Müslim, Tevbe: 29)

Şu hadis ise günah ne kadar büyük ve çok olursa olsun, asla ümitsiz olmadan Allah'a sığınmanın gerektiğini ne güzel anlatıyor:
"Allah Teala şöyle buyurdu: Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden af umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olur­­sa olsun onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
Ey Âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen Benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim.
Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış, şirke bulaşmamış olsan, ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım." (Tirmizî, Daavat: 98)

Rabb'imiz, Kendisinden asla ümit kesilmemesini emrederek, şöyle buyurur:
"Ey günah işleyerek nefislerine zarar vermede haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah dilerse bütün günahları bağışlar. Çünkü O çok affedici ve çok merhametlidir." (Zümer: 53) Üstelik şu hadisten anlıyoruz ki, Cenab-ı Hakk tevbe eden kulundan dolayı zatına mahsus mukaddes bir sevinç duyar:

"Öyle bir kimse ki, çorak, boş ve tehlikeli bir arazide bulunuyor. Beraberinde devesi vardır. Devesinin üzerine de yiyecek ve içeceğini yüklemiş. Derken uyur. Uyandığında bir de bakar ki, devesi gitmiş. Devesini aramaya koyulur. Bir tür­lü bulamaz. Açlıktan ve susuzluktan perişan bir vaziyet­­te iken kendi kendine şöyle der: 'Artık ilk bulunduğum yere gide­yim de, ölünceye kadar orada uyuyayım.' Gider, ölmek üzere başını kolunun üzerine koyar. Bir ara uyanır. Bakar ki, devesi yanı başında duruyor. Bütün azığı, yiyeceği ve içeceği de devesinin üzerindedir. İşte Allah mü'min kulunun tevbe ve istiğfarı ile böyle bir durumda olan kimsenin sevincinden daha fazla sevinç ve lezzet alır." (Müslim, Tevbe: 3)


Elbette ki, insanın günah işlemeye eğilimli yaratılması ve Rabb'imizin affının genişliği, insanları günaha karşı umursamaz yapmamalıdır. Çünkü henüz günah işlemeden, bunları düşünüp günaha girilmez. Zira nereden biliyoruz ki, günahtan sonra tevbe ve istiğfara vakit bulacağız? Acaba tevbemiz kabul edilip affedilecek miyiz? Öyle bir imtihana muhatabız ki, gerçek sonuçlar ancak ahirette belli olacak. Bunun için salih kimseler zerre kadar bile olsa günaha girmemek için çırpınmışlardır.

Önemli bir husus da şudur: İyi ve faziletli bir mümin, günahlarını büyük, sevaplarını küçük görür. Çünkü asıl mesele, günah işlememek için olağanüstü bir gayret sarf etmektir. Buna rağmen günaha düşülürse, hemen tevbe ve istiğfarla Allah'a sığınmaktır.

3. Tevbe ve istiğfar bir ibadettir
Kur'an'ın birçok ayetinde geçtiği gibi, tevbe ve istiğfar etmek Allah'ın bir emridir ve başlı başına bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) günahsız olup geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlandığına dair Rabb'imizden müjde aldığı halde günde yetmiş, bazen yüz kez tevbe istiğfar ettiğini belirtmiştir.
Rabb'imiz günah işleyen kimselere tevbe yolunu göstererek, şöyle müjde verir:
"Ancak tevbe eden ve güzel işler yapanlar bundan müstesnadır. Allah onların günahlarını silip yerlerine iyilikler verir. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir." (Furkan: 70)
Çok tevbe etmek, Allah'ın sevgisini kazandırır: "Şüphesiz Allah, tekrar tekrar günah işlediği halde üst üste tevbe eden kulunu sever." (Bakara: 222)
Mademki Allah tevbe edenleri sever, o halde hiç günahımız olmasa bile sık sık tevbe ve istiğfar etmemiz gerekir. Tevbe, yapılan günahtan pişman olmak, üzülmek, bir daha işlememeye karar vermektir. Tevbe eden kişi, Allah'ın rahmetine ve mağfiretine güvenmeli, O'ndan ümit kesmemelidir.


Bir genç işlediği küçük bir günahtan pişman olmuş, ağlayarak telefon etmişti. Her ne kadar Allah'ın Gafur ve Rahim olduğunu, tevbe ve istiğfar etmesini söylemişsem de:
— Ben affedilmem, diye ağlıyordu.
— Peki, abdest al, iki rekat tevbe namazı kıl, tevbe ve istiğfar et, dedim.
Aradan 15 dakika geçti. Sakin ve neşeli bir şekilde şu müjdeyi verdi:
— Abdest alıp namaz kıldım, dua ettim. Sonra Kur'an'ı alıp Besmele çekip rast gele bir yer açtım. Karşıma Hicr Suresinin 49. ayeti çıktı: "Kullarıma haber ver ki, Ben hiç şüphesiz çok bağışlayıcı, çok merhamet ediciyim."
Cenab-ı Hakk adeta onunla konuşur gibi teselli etmişti.

Tevbe namazı ne zaman kılınır?
Tevbe namazı şu durumlarda kılınabilir:
- Uzun yıllar günah içinde olduğu halde hepsini bırakıp yepyeni bir dinî hayat yaşamak isteyen kimseler, güzelce gusül abdesti alıp, iki rekat veya istedikleri kadar tevbe namazı kılıp, istiğfar ve dua ederek dünyaya yeni gelmiş gibi pırıl pırıl bir hayata başlayabilirler.
- Aslında dinî hayat yaşadığı ve günahlara girmediği halde her nasılsa ayağı sürçüp küçük veya büyük herhangi bir günah işleyen kimseler de, tevbe namazı kılıp af dileyebilirler.
- Bir kimse, herhangi bir günah işlemese bile bazı zamanlar tevbe namazı kılıp daha bir yürekten istiğfarla Allah'a sığınabilir.

Tevbe (Tövbe) Nasıl kılınır
Tevbe namazı her zaman her yerde kılınabilir. Ancak duaların kabul olduğu vakitlerde, bilhassa mübarek zamanlarda ve mekanlarda kılmak güzeldir. Normal namaz gibi kılınır. Fatiha'dan sonra belirli bir sureyi okuma şartı yoktur. Ama bilenler, dua, tevbe ve istiğfar ayetlerini okuyabilirler. En az iki rekat kılınabileceği gibi, kişinin gönlünün rahatlayıp tatmin olduğu miktar kadar da kılınabilir. Önemli olan, günahtan dolayı mahzun olup, kırık bir kalp ve yaşlı bir gözle Allah'a sığınmak ve affedileceğinden ümit beslemektir.

2 Rekatlık Tevbe Namazı
1. Rekat
"Niyet ettim Allah rızası için iki rekat Tevbe namazı kılmaya" diye niyet ederiz
"Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız
Sübhaneke'yi okuruz
Euzü-besmele çekeriz
Fatiha Suresini okuruz
Kur'an'dan bir sure okuruz
Rüku'ya gideriz
Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
2. Rekat
Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
Besmele çekeriz
Fatiha Suresini okuruz
Kur'an'dan bir sure okuruz
Rüku'ya gideriz
Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
Oturarak Ettahiyyatu ve Allahumme salli, Allahumme Barik ve Rabbena dualarını okuruz
"Es selamu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız

Muhabir: Yazar Silinmiş